Manisanın Eski, İstanbu'un Yeni Valisi Dr. LÜTFÜ KIRDAR MANİSA ME > Bünearaşiedem Manisayı sey reden bir yolcu, cami ve minare bolluğuyla Vr şır. Bu, birazda hüy- ret vericidir. istirdat esna: sında baştanbaşa yanmıştı. İnsan gayri ihtiyari şöyle düşünür: Manisa, — Acayıp . bizim bildiğimiz Mani- sa, düşman bozgunundan tamamen kül olmuştu. Acaba bu camiler, istir- dadı müteakip mi yapıldı?. Tabii, hayır!.. Düşman kaçarken, havaya yükse- len alevler, Manisanın bütün binalarını yutmuş. Yaloız camiler bu kızıl dişli canayıra mükavemet edebilmişler. De- mek oluyor ki imparatorluk vali ve mu tasarrıflarının bütün imar gayretleri ve ö zamanki cemiyetterbiyesi, sadece, bu ahretevlerinin üzerinde toplanmış Ko- bir yangın koskoca bir şehri kül altında bırakabiliyor, fakat beş on cami, oldukları gibi dimdik kalabili- yorlar. Ne olurdu; mekteplere, hasta: nelere de bu kadar ehemmiyet veril seydil. Şimdi düşünüyorum; Tanzimat tan sonra mutasarrıflar ve valiler bu- lundukları vilâyetin hemen her kaza- sına, hernah'yesine ve birçok kö;lerine şu upuzun kollu minarelerle, mamur ve LUTFU KIRDAR camiler yerine mektep, hastane, kü- tüpane gibi kültürü ve sıhhati sağlıya- cak binalar vücude getirseydiler mmu- hakkak ki bugün, baştanbaşa mamur bir yurdun sakinleri olurduk. Bunlar, hep arzu... Manisanın kol kol havaya uzan: mış minareleri, bana, ellerini açarak zengin bir kapıdan günlük nafaka is- tiyen mazlümları hatırlattı. Allahtan sadaka dilenir gibi göğe uzanmış olan şu minareler, imparatorluğun Ooson günlerindeki cemiyetimizi ne güzel ka- rakterize etmektedir ! Manisa, Anadolunun en mamur şe- hirlerinden biriydi. Zengin bir toprağa sahip olması, Egedenizine ve Marmaya yakınlığı, topraklarındaki feyzi, hava- si ve suyu, onun, zaman zaman Türk beylerinin, hattâ Osmanlı padişahları: nin uğrık ve konak yeri olmasını te- min etmişti. Şimdi, o eski Manisanın yerinde yeller esiyor. Bizde, bir şehrin güzel, zengin ve derd siz olup olmadığını, o şehri uzaktan seyretmekle anlamak kabildir. Kıvrak genç kır vücutları gibi zarif, kar gibi eyar, sayısız minareler havaya kol atmışlarsa, bilin ki, orası, zengindir, ATİYE DEMİRCİ | Yazan ; mamurdur. Zengin olmıyan kasabalar | ve şehirlerdeki minareler bodur bodur, Ke hantal biçimdedir. | a, mamur beldelerimizin ileri m demiştik. Fakat yan- aştanbaşa harap etti. An- cak bugün Manisa, çehresini yine de-| ğiştirmiş vaziyettedir. Birkaç yıl evvel: ki o harap Manisadan eser kalmamış. | halihazırdaki Manisa şehri, eğer imar evam ederse, on, onbeş sene sonra ikinci bir Ankara olmağa namzettir. En güzel ve büyük Avrupa şehirle- rinde bile nadir tesadüf edilen şık bir istasyon binasından şehre dalan herhan- gi bir yabancı muhakkak ki bizim fikri: mize iştirak edecektir. Bilhassa hükü- metle istasyon arası, hükümetle Kara. köy arasındaki kısım modern kir şehir : manzarası arzediyor. Şimdiki İstanbul | Valisi Lütfü Kırdarın yarıda bıraktığı l inşanta devam olunuyor. Hattâ bir çoğu bitmiş ble!.. | Burada bazı Manisa münevverlerinin - azlık taolsa - pekte varit olmıyan bazı mütalea ve tenkitlerini dinledim. Tenkitler, muhtelif cepheden ve umu: miyetle Kırdarın eserleri üzerinde... Meselâ diyorlar ki: i