du: in kalbimle tün kalbimle yeçti. Genç : bir çift ok nın ani de rarla merak işik bir şekli ydi. Bir gün, lu. Yaşlı ka- zöğsüne Çe ra gülümse: un kulağına| ım yavrum: e ben inan çapabileyim, atını düzelt ermek için, kudum. Bun yütlerin içim: irşey değildi, Yavrucuğum, Bi mis, dizinin üzerinde duran başın, kumral ve hafif dalgalı mrİBİ nrasına armaklarını sokarak, genç adamın, orta- ında uzunluğuna tek bir çizgi görünen, geniş alnından öptü. Yavaşça mırıldandı: — Artık kalksan fena olmaz Muzaffer. Genç kadının dizinde kendinden geç- İmiş gibi yatan delikanlı, aşikâr bir üzün- ü e doğruldu, titreyen bir sesle: — Haltada bir gün bana verebildiğin fi nde ik çek görmeğe başladın m başkasına sit olduğunu her da- a ilimeimek bedbahtlığını ancak, bu uayyen günlerde unutabiliyo; ki sen, daha nn Pi a rum. Halbur- gilmeği düşünü. yorsun. Hemde kimin için; meziyetlerini, değerini e etmekten âciz bir koca çin. ya içini çekti: yapmamı istiyorsun ? dedi. İpek â âlâ biyere ki seni hiç bir kadının e kadar büyük bir aşkla se- r kızsın. Mu:f verim yok. Yalnız sana çarpan âzım, Ağla E e > bere” sz ve gülerii :cek. Sevdi. cak, sana ge . bu mıriltr rak değiştin. erim dikenli güzelleştirdi : H İelmiş Zaten, bana karşı daima iyi hareket bir adamı bir senedir aldattığım- dan dolayı çektiğim vicdan azabı kalbimi ikemirip duruyor. Buna bir nihayet ver- mek, ul birleştirmek için ne bek- bi mem, yarın e are alıp sana geleyim mi, ister mis in İki ellerle başını Gks; olan Muzaffer, elem dolü gözlerini genç kadına çevirdi. — Beni affet, Lâmia! dedi. Her buluşmamızda seni'üzüyorum. Senin kadar mükemmel bir kadına söylenecek sözler bi değildir, biliyorum amma, Z inli alabiliyei ig kırışıklığıs yebilmek içi ii haline biri mak istemişti. ya- yım... Seninle hayatımı billeçiirmeki, Deni deli seden de buya.. Bunu yapmakta neden gecikiyoruz ? Çünki param yok.. Lâmis kazandığım çok ehmiyelsiz parâ. Seni yaşatamıyacak kadar ar... Seninle birleşmek, sonra da hayatını daimi bir yoksuzluk içinde geçirimek.. Bunu yapa- Seni ma ei içinde yaşat- :ü ve en sOğU indiren bilinen kimse — Arkası vir — imam Vazı Direktörü ; mslfer yorgun ii ei syağa kalktı; Lâmia belli etmemeğe galıştığı, gözyaşlarını gizlice silere k şapkasın buss ile dudakları birleşli, Ve hiç konuş- madan, elele yokuştan aşağı indiler g “& İki büyük çam ağacının, serin gölgeliği altında sallanan bir hamakta, gazetesini okuyan Lâmia, birden doğruldu, Elindeki gezeteyi tekrar okudu, Sonra koşa koşa içeri gi “EMİN REF Kocasının çalışma odasındaki yazı ma- sasının başina oturarak yazmağa başladı: «Canim Müzaflerim; Şimdi gazetede büyük müjdeyi oku- dum. Çok seneler evvel Amerikaya hicret etmiş bir akrabin geçenlerde vefat etmiş, ve bir milyonu geçen servetini sana terk etmiş, gazete.de bu havadisi “beklenmedik snadet,, başlığı altında, birinci sütuna koymuş, okurken deli olüyorum sandım, Demek bir | senedir devam eden azapları- gelebilirsin. Ne yazdığımı bilseiyorüm * Seni bekliyorum. » Genç kadin İkinci mek- tuba başladı «Hayri; Şu meklubu okuduğun raman, ban bir daha avdet etmemek üzere buradan uzak- laşmış bulunacağım. Sana karşı çok kaba- hatliyim, Günahkârım. Beni affet. Allaha ismarladık » zarlı kapadı. Lümia İkinci'mektubu da kapadı. Âyağa kalk- th, etrafına bakındı, Ön senedir içinde müsterihane yaşadığı evin içinde idi. Duvarda Hayrinin portresi ona bakıyordu. Hayri; e sakin ve ne içindekini dışına ver herkes, BEVgi Lâmia bunu onun karısını ile sevdiğini bilirdi amma, yale rdu. Çünki o: «seni seviyorum, nsiz yaşayamam ölürümis diyecek bir insan istiyordu. Kocasının çok tabii, hattâ yapılmıyormuş hissini verecek kadar tabii hareketlerini, (düşüncelerini, fark bile etmez. 1 Şubat 1930 EKLENMEDİK SAADET Yazan: Leman KARAMANOĞLU “Hayri dünyanın en maddi adamıdır,, diye hayflanır. Onu sadece iyi, ve kendisine refah veren bir erkek diye sever Yatak odasına çıktı, Küçük çantasına lüzumlu birkaç şey koyduktan sonra gi- iz bahçeye indi. a bakmadan, ve bahçe kapısını hızla çar açik uzaklaş terbiyeli Bir kere bile arka” e dayanmiş olan İLâ- tığını görünce kKoşara vezziin elindan yansı idi. Kapının Yan iskemleye olurarak okumağa başlad «Canım binli Mektubunu aldım, Aşkımız ve sande- timiz için bir dakika düşünmeden kocanın evini terkedişin gözlerimi yaşarttı. Evet, arhk zengin oldum. Tahayyül ektiğimiz şeyleri hakikat haline getirebile- cek vaziyetteyi evlenebilirim. Fakat şimdi aramizda bizi ayıran engeller 2 olunca, büyük bir hakikatın farkına ardım, © da, aşkın aynı şiddetle devam iii için, muhakkak surette bu engel» lerin mevcut olması lârım geldiğidir. Daima ayni ihtiras ile biribirimizi seve- bilmemiz «için, hiç bir zaman yekdiğeri- mizin olamiyacağımızı ve her mülâkatın sonunda ayrılacağımızı düşünmemiz lâzim, Sen hemen kocanın yanına avdet et, ben senin i Kaotramiz, otomaobilimiz olsun. Ve gizlice ie saadet hırsızlığı yapalım. Çal- mal sahibi olmaktan daha tatlı imiş al Fakat Lümia sanma ki..» Lâmia daha fazla okuyamadan mektu- bu. parça pa rça etti, Sendeledi ve sırt üstü taşların üzerine düşerek bayıldı. Gözlerini teyzesinin sarı pike örtülü demir karyolasında açtığı zaman, yani- başında kocasını görünce, evvelâ şaşırdı, sonra gülmek istedi, gülemedi ve boğu lür gibi hıçkırarak başını yasdıkların ars- Hayri her vakıtki gibi sâkin i. parmaklı ellerile, karisi- nın saçlarını okşayarak : — Dün akşam vekilin ziyaletinde idim. Gece eve gelemedim. Sana telefon ettim. Hizmetci küçük valizinle dışarı çıktığını söyleyince; ““İLâmiacığımın yalnızlıktan ca- nı sıkıldı, in teyzesine gitti. ,, sabah eve uğramadan doğruca ik geldim. Haydi, çabuk giyin. Bana Lüâmiasız bir evin kapısını çaldırma karı- cığım, Dedi. 21 — Basan: Resimli Ay Matbaası 1 patiska örtülü dar bir sedirin Lâ . L. Şirketi BE marn ni