1 Şubat 1939 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 10

1 Şubat 1939 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KOCA Gölbaba sazlığı yanarken SAZLIK YANARKEN KUR TULDUKI. Diye inlerce dönümlük arazi parçasını koca sazlık ateşlenince beyaz ve sonra gittikçe koyulaşan bir duman, koyu kırmızı bir eve bürünerek bir dalya halinde süratle ilerledi ve başka taraflardan ayni hiz ve teheyvürle koşan diğer alev dalgalarile birleşerek gökleri sardı.. Her taraf yanıyor. Ve benim gibi herkes kızıl alevlerin sıcaklığını yüzle- rimizde duyuyoruz. Fakat garip olan cihet şu ki, hiç kimsede en küçük bir korku ve telâş eseri yok. Bilâkis se- viniyorlar. Seviniyor ve el çırparak: — Kurtulduk ! diye haykırıyorlar... Yangın, her yerde ve her zaman felâketi mucip olan bir hâdise olduğu nün sevinç tezahürlerini görerek ların şuurlarını kaybettiklerine hükme- debilir. Fakat canlı De a halinde kendini gösteren bu nzara ve bu haykırışlar bir açılma Gören göste- rileri olduğu anlaşılınca vaziyet kendi- liğinden değişiyor. Çünkü buradaki yangın, binlerce insanın sıtma gibi müthiş bir sağlık düşmanından kurtu- luşu hadisesinin mesut bir gösterisin- den başka bir şey değildir. Bununla beraber itiraf etineliyim ki böyle yangın çıkarılmak suretile açılış töreni yapıldığını şimdiye kadar ben de hiç görmemiştim. Onun için bir taraf- tan binlerce dönümlük araziyi kaplıyan koca sazlığım alev alev yanışını seyre- derken, diğer taraftan da bu sıtma yan- gınında can çekişen bir belânın sevin- cini yaşayan köylülerle artık tamamen ortadan kalkmış bulunan “ Gölbaba, namile maruf bataklık hakkında konu: şuyorum : 10 Yazan : Kadri OĞUZ Gölbaba bataklığı Edirneden 8 kilo- metrelik bir mesefede 40-50 seneden- beri, Değirmen, Yeniköy, Avarız ve Büyük Döllük köylerinin sıhhatını teh- dit eden müthiş bir sıtma membaı idi. B sene evvel kurulan Sıtma Mücadele teşkilâtı diğer bataklıklar arasında bu bataklığı da ortadan kaldırmak için geçen sene hareket civar köyler halkından topladığı mükellef amelelerle 1650 metre boyunda bir ka- nal açarak “Gölbaba , yı Tuncaya a* kıtmıştır. İşgal ettiği binlerce dönüm: lük araziyi verimsiz bir hale koyduk- tan başka uzun yıllar civar köyler hal- kının hayat kabiliyetini de körleten bu müthiş sıtma menbamın tamamen or- tadan kaldırılmasile hem bu köyler ye- niden hayata kavuşmuş ve hem de 4000 dönümlük bir toprak tekrar zirante elverişli bir hale gelmiştir. Bunun içindir ki “ Gölbaba,, yı artık eski adı olan “Gülbaba,, ya çevirmek lâzımdır.. Burada konuştuğum köylülerin he- men hepsi kanalın açılmasında çalışmış adamlardı. Bana “ Gölbaba ,yı ortadan kaldırmak için elbirliğile seve seve çalıştıklarını haklı bir gurur duyarak anlattılar. Ve benim: nuz”, sualime: — Ne söyliyorsun be bayım. Bay- ram yapıyoruz, bayraml. sözlerile se- vinç ve memnuniyetlerini anlattılar... Gölbaba bataklığını teşkil eden ara” zinin açılma töreninde bulunduktan bir “ Memnun musu- HALK: Bağırıyordu müddet sonrada Trakyanın mühim sıtma menbalarından bir kaçını daha dolaşmak ve yapılan işleri yerlerinde görmek istedim. Öteomebilimiz Sazlı dereye gelince Edirne - İstanbul yolunu terkederek suğa kıvrıldı. Uzunköprü yoluna saptık sanıyordum. Halbuki ta: kip ettiğimiz toprak yol Sazlıdere kö- yünden geçerek tarlalar arasında uza" yip gidiyordu. Bir aralık toprak yolu da bıraktık, sola kıvrıldık ve bir iki sürülmüş tarla kenarından geçerek ka- urada vaziyet şu idi: adını taşıyan dere, Karakasım köyün den itibaren yatağını kaybettiği için suları akacak mecra bulamamış ve “Doyran - Elçili, göllerini teşkil et miş.. Sıtma Mücadele teşkilâtı bu göl- leri de ortadan kaldırmak üzere bir kanal Mg ki, benim takip ettiğim kanal da bu idi.. Se kilometre boyunda olan bu ka nalı sonuna kadar takip ederek batak- liğın akıtıldığı noktaya vardık Bu « rada yol üzerindeki köylere de uğradım ve bazı köylülerle temas ettim. Ewse risi Eğitmenle idare edilen bu fakir köyler halkı bana sıtmadan kurtuluş larının sevincini kendilerine has temiz imi ifadelerle anlattılar. geçerek “Müsellim gölü,,nü teşkil & den araziye girdik. Müsellim gölü de yeni kurutulmuş, Merice akıtılmış ve sazlığı da yer yer yakılmış bulunuyor du. Sonra sağımıza Yunan tapraklarını, solumuza demiryolunu alarak Uzun köprü istikametinde yol almağa bap ladık. u seyahatim sirf sıtma ve bataklık vaziyetini tetkik etmek maksadile ol"

Bu sayıdan diğer sayfalar: