EE — — e ER — — a | i BK K. ü i tal | | | li Li - Siz niçin aydan hoşlanmıyorsunuz. A “ AYA DAİR Dr. Axel Muntle'in “San Mişelin Hikâyesi, isimli Kitabından Bir Parça Çeviren » İlhan $. TANAR B*. aydan hoşlanmam. Bu esraren- sırrı yoktur. Karanlık dünyamıza ışık giz yabancı, gözlerimden çok uy- ve hayat sunan, pırıl pırıl temiz yüzile ku çalmış ve kulaklarıma pek garip bizi türlü tehlikelerden koruyan güneş, rüyalar fısıldarııştır. Güneşin hiçbir | saf bir genç kız kadar masum ve sa- ıd mimidir. Fakat, ta uzaklardan, yıldır. ların arasından, uykusuz, soğuk gözleri ve alaycı gülümseyişile bize bakan bu solgun gece bekcisi hakkında kimse doğru birşey bilmez. O hafta beni Paris civarındaki say- fiyelerden birindeki şatosuna davet e- den kont, gökte ay var mı, yok mu farketmezdi : Siğarı ağzında ve (Figaro) gaze tesi de dizlerinde oldukca, birşeye al dırdığı yoktu. Fakat kontes aya âşık tı; ayın esrarlı yarı aydınlığını, kor kunç, büyülü rüyalarını seviyordu Ben geceleri, parlak gölün üzerindeki kü: rekleri ağır ağır hareket ettirirken, ka: yığın öbür ucuna uzanıp gözlerini aya ve yıldızlara dikmeği seviyordu Parktaki ıhlamur ağaçlarının altın. da, bazı yerleri parlak bir ışıkla gü müşlenmiş, bazı yerleri ise, önünü gör memesi için koluma dayanınasını icap ettirecek kadar karanlık yollarda do. laşmayı seviyordu. Bahçenin issiz bir köşesinde bir tahta sıraya oturup ko caman gözlerini sessiz karanlıklara daldırmayı seviyordu. Arasıra konu şurdu, pek sık değil; fakat ben onun sükütunu da konuşması kadar, belki daha fazla severdim. Ekseri geceler, bana sorardı: — Siz niçin aydan hoşlanmıyorsu- nuz? — Bilmem.. galiba ondan korkuyo rum. — Niçin korkuyorsunuz ? — Bilmiyorum, ortalık o kadar ışık- lı ki gözlerinizin iki iri yıldız gibi pırıl. dadığını görüyorum, aynı zamanda ka- ranlık da o kadar kesif ki yolumu kay" betmekten korkuyorum. Bu ışıklar ve gölgeler lama ben bir yabancıyım. n elinizi bana.. size yol gös | tereyim. Elinizin çok kuvvetli olduğu | u sanırdım, neden böyle titriyor; evet, hakkınız var, bu gece çok esrarlı, yok konuşmayın, rüya, bozulmasın. Dinleyin, duyuyor musunuz Bülbü — Değil, tarlakuşu. ayır, eminim, Bülbül! Konuş mayın. Bakın, Jülyet, yaprakların ara" sında gece rüzgârı ir , yumuşak, pi sesile şarkı söyliyo “ Hayır, gündüz GİY Endişeli LUNAR gelen ses, Tarlakuşu değil, bülbül, Aşk habercisi !,, — Ah, ne güzel, konuşmayın. Birden, başımızın üstündeki ağaçta, ykuş, meş'um ulumasıyle bizi ikaz etti. Kontes, küçük bir korku çığlığile yerinden fırladı. Sessizce döndük. Holde ayrılırken, kontes: — Allah rahatlık versin, dedi, ye” | rın gece ayın on dördü olduğunu © nutmayın cih