iniş, İscakı dün ram Der or. Pay dize yar işler: burasi ğı üştünde raya gel â edecek şasi D er” yardıma mişler : ama, bus payımıza iz, onları geliriz. ersimliler Me ii ae Bir vergi memurunun nasılsa yolu meşhur Kutu deresine düşmüş. Der. simli Hlaso sormuş: — Buraya niçin geldin ? — Vergi için. — Seni kim gönderdi ? — Padişah.. Haso gülmüş ve şu cevabı vermiş! — Sen bizi o kadar akılsız mı sanı sorsun. Padişah Dersimde bir Kutu MK bulunduğunu, orada bir Ha» sonun yaşadığını, İlasonun da birkaç keçisi olduğunu nereden bilecek! Bü. tün bunları siz uydurup bizi soymak istiyorsunuz. Dersimliler, savaşında da böyle yapmışlardı. imi için gelen heyete şu cevap verilm — Hükümetin parası — silâhı da mı yok. Satıp parasını harcasın Bu cevaplar gösteriyor ki Dersimli zekidir. pepe süz | İstiklal Para ve Ders imli ; Türk askeri harekâta devam vk » Elâzizden Hozata ve oradan deniz» yüksekliği üçbin metreye valla eyazdağa çıkacaktık. Yolda çalışan İersimliler gördük, bir tanesi ile ko- nuştum. Sin nahiyesindenmiş. za TÜ mans Lie parayı ya adam öldürerek; veya ii yaparak kazanan Der.! simli bana dert yandı! — Gün de e rim çalışacaksınız, dediler, şimdi vermiyorlar. Amele başına sebebini sordum — Veriyoruz, dedi. Fakat vergi le siliyor. HM Kafasında vergi mefhumu bulunma» Halbuki her taraf Türk i Şimdi Elazizde mahkeme edilen elabaşilardan : Hüseyin oğlu Cebrail yan Dersimliye yi anlatamadım. Yerli ameleden biri Dersimli bir tipi — Bayım! ime ani anlamaz. Abo:oğa Belki çocuğu a Dersimli ve silâh: Hozattan Beyazdağa çıkıyorduk. O. tomobilimiz Mistigğan köyünde durdu. İsmet İnönünün seyahatleri esnasında yapılmış olan yol, Dersimin yegâne oto- mobil yolu idi. Biz, hayatımızı “old rün dirayetinden ziyade tâlihe bırakmış. tık. Göz karartan Gn e da kıvrılarak uzayan yolda ne biz, de şoför buralara balaysrdak. Hele şoförün en kücük Ki batâsı hepimizi paramparça edebil Mistigan köyü ie ile konuş» tum. Dert yandı: — Silâhı, dedi. Silâhımız? yok. Bunlar, muhalefete iştirâik eden Der simlilere civardı. Silâhları alınmıştı, — Silâh ne yapacaksınız, dedim. hkeme edilmekte p olan elebaşılardan ; > Ahmet oğlu Kamber — Sizin düşmanlarınız var mı?. Hayretle yüzüme baktı: — Düşmansız olur mu ? dedi. Bütün aşiretler biribirlerine düşmandır. Vahşi bakişlerile baştan ayağa ka» Muhtar, elile yakın bir tepeyi işaret dar süzdükten sonra etti. Orada, başları Munzur dağına doğ — Silahsız saşıpabılir miyiz, bizi ru çevrilmiş bir sürü koç heykelleri basarlar? sıralanmıştı. — Kim?, — Onların da intikamını alacağız.. — Düşman aşiretler., dedi. askerleri? tarafından işgal edilmişti. — Onlar nedir, kimin intikamını alacaksınız? Mubh- tar belki benim kadar cahil bir adamı ilk defa görüyordu. Ka Onlar de di mezardır. Düşman zretleri tarafından öldürülen aşiret büyükleri mizin mezarları. Biz bu tepe lerden öteye silâhsız nasıl gidebiliriz? her taraf Türk askeri ta rafından işgal edilmişti. Ti askerlerini görüyorsunuz, dedim. Artık adam öldürmek kalmadı. Bundan sonra rahat oturup çalışacak- sınız. Kimse kimseye birşey yapamı” yacak, — Böyle şey olur mu”. — Niçin olmasın P, erini karşı e Gözl koç hey- kelli mezarlara dikti ve sust arr Onların intikamı ne Si Biz onların intikamını almadan nasıl yaşa- rız?l, demek istiyordu Mezarları gezdik Koç heykellerinin üzerinde muhtelif silâh resimleri var Muhtar izah etti: — Bu resimler, dedi. Bu koç gibi kahraman arkadaşımızın öldürüldüğü silâhtır. İntikamı bunun gibi silâhlarla alınacak Zavallı Dersimli bilmiyordu ki Türk inkılâbı silâbı da, intikamı da tarihe gömmüş ve Dersimli Türke, ebedi bir saadet ve refah devresi açmıştı.