Salon çok kalabalıktı. Hâkim, katil kadının getirilmesini söyledi. İki jan rüyen kadın, bütün Başında İâci- vert bir başlık, üstünde dümdüz siyah bir manto vardı. Önüne bakarak yürü yordu. Sapsarı yüzünde soluk ağzı ve incecik kaşları pek m Günlerdir gazetelerin baş sahifele- darma arasında yü gözleri üstünde topladı. analı görünüyordu. rinde yer alan, resimleri basılan, işle diği tüyler ürpertici cinayetin içyüzünü anlatmamakta israr eden kadın, memle- ketin alâkasını iyice germişti. Bir şirket direktörünü öldürdüğü yetişmiyormuş gibi, eskiden şapkalara takılan kocaman iğnelerden birini göğ- süne batırmış, kalbini delik deşik ets meğe çalışmıştı. Başkan, aylardanberi işe, eği yerden başladı : Ri cinayeti niçin.. hangi se- beplerle işlediğini söylemiyecek misin ? sürüp giden — Sükütun senin için iyi değildir. — Müdddetumumi ölüm çarptırılmanı istiyor, Fakat bu işi ne gibi düşüncelerle yaptığını anlatırsan, böyle ağır bir cezaya çarpılmayabilirsin. Önü bakarak başkanı dinleyen kadın li dimdik kaldırdı, salonu sa- ran âci bir le in Sökmen beni, diye Beni söyletmeyin — Söylemelisin. Anlıyor musun, ka- n bunu istiyor. Mahkemeyi aydın. latman cemiyete, cemiyetin yüksek ka- nunlarına karşı bir borçtur. — Bana borçtan bahsetmeyin, ha- yatımı karşılık veriyorum. Yetmez mi? cezasına inledi. * Mükerrem Kâmil Su * SÖYLETMEYİN BENİL. — Ölüm zanettiğin kadar kolay de- ğildir. Burada hepimize vakit kaybet- Sy ei Söyle bu cinayetin sebebini. Tr çözülsün artık? — Bani söyletmekle ne kazanacak. sınız anlamıyorum. Direktör Ah. medi ben öldürdüm. Bunu ilk sorguya çekildiğim dakikadanberi söylüyorum. Ölüm onun hakkı idi. miyordum. Anlıyor musunuz. göğsüme dolan acının dinmesi Yaşamasını iste" Yıllardır için © nün ölmesi lâzımdı. — Bu adam sana ne yapmıştı? Onu nereden tanıyordun ? — Bana dünyanın en bü liğini yapmıştı. Hayatımla oynadı. — Yalan söylüyorsun. Ciddi bir iş adamı ile senin ne ilişiğin olabilir ? Onu nerden fanıyabilirsin ? yük fena- ir adam en mühim bir sandal. yayı işgal edebilir. Bu, onun dış cep- hesidir, Fakat etiketi, içinin çamurdan yuğrulmuş olmasına mâni olamaz. O bir al çaktı. Dinleyiciler arasında kaynaşma oldu. yi sert bir sesle ; n biradamı saymasını biliniz, dedi, — Tekrar ediyorum. O bir alçaktı. u sizin huzurunuzda çekinmeden söylemeğe hakkım olduğu gibi « eğer varsa » Tanrıya da avaz avaz haykıra. bilirim. Bu adamı diye soruyorsunuz? nereden mi fanıyorum Kocamdı.. Salondaki kaynaşma, fısıltı derin bir uğultu halini aldı. Başkan masaya vur- du. Yanındaki işyarlar yerlerinden kı- pırdadılar. Zabıtkâtibi daha canlı yazmağa baş ladı. Küçük y aşta, annemi » usandığıs nı her dakika be edi - büyük bir yükten kurtarmak için, evlendim onun- la. Ö olmasaydı bir başkasına.. ihtiyar, sakat, parasız kim olursa olsun verecek- lerdi birine beni. Ne ve kim olduğu araştırılıp so rulmadan, eski bir eşyayı elden çıkarır gibi verdiler beni ona. Çok geçmede, Şii duğu önüne geçilmez bir zevk adamı olduğ. Ri meydana çıktı. Barlarda sabahlayan, i ki sofralarında sızan, evinde karıya aç bırakıp sokak kadınlarına para vere en NE dışarda şık, kibar, centilmen, içerde ak İ zı küfürlü, eli sopalı bir adam, şte onu yıllarca böyle çektim, Bı uygunsuz evlilik hayatında biricik Lal 2 zancım GN Ben dünyayı, yaln ç aşında Ge Yari onun küçü rum ömrümün ışığı İ enim Sözünü, bir al geri tepml için, kesti Me lake kadını paçavraya çeyl n ölüm cezasına çarpılmasını ep akel sözlerle isteyen müddeiumün, önüne bakarak dinliyordu. ie z — Derdim öyle büyüktü ki. giri Bir Bazan o haftağı Şi den güne çriyordum. Senden birşey istemeyiz? diye ağladım. Aldığım karşılık, bir sokak kadınının bile tahammül edemiyeceği ağır sözlere OL eklenmiş tokatlar oldu. Nihayet, anlaşmamıza imkân olm dığını görünce, çocuğumu alarak kaçtın ondan, Fakat arkamızı bırakmadı, Bul. A işlerin önüne bir duvar gibi çık . Yardım edecek elleri uzaklaştırdı. aylarca mahkemelerde süründür â. Ve neler söyledi, neler uydurduğğ Çocuğumu yanımda yaşatmak bakkıni da aldı benden avrumu, canımdan can koparır gibi kucağımdan aldıkları zaman, Ne bar asta yılmışım: Gözlerimi bir biliyor. Görmesi iyi olmayacak. Çünkü nasıl olsa onu, bir işçi kadının bayatınj€ da bırakamam, yer mesuttur. Ve seni de çokfan unuttu, İnandım bu A Unuttu ew İâdım beni diye sevindim buna. Çünkü bay Başkan, geçte olsa güç de olsa ölür ler unutulurlar, Bir daha dönmiyeceğineği inandıklarımızı gönlümüzden uzaklaş tırmak zor değildir. Yavrumun mesut olduğunu işit bana kıvanç verdi. Şimdi o iyice Ze gindi. Elbette evlâdım önun yanınıl daha iyi yetişecekti, Bu topraklarda dolaşan bir yavrun J i Mi meli birer bi mülk