KIRMIZI BALIKLAR — Başı 9 uncu sayfada — — Alay etme Filiz. Korkuyorum işte — Biribirinize küstünüz galiba ? — Elbet . ben kızdım. O da darıldı, gittil gitsin, Bunda üzülecek birşey yok. Sözlerinin içken osöylenmediğini meydana çıkarmak yaşarmıştı : — Öfkemden ağlayacağım... Filiz, okşayan bir sesle, onun kula ğina fısıldadı : — Siz aşkla, tıpkı bebekle gibi, korkusuzça oynuyorsunuz... Dik. dikkat isteyen gözleri, oynar kat edin kırılmasın! edin bir yangın çıkmasınl.. yaşlı arkasın» Hümeyra, başını aldırarak, gözlerle Filize baktı. Yaşların da meraklı, sorgulu bakışlar vardı: m. — Ne söylüyorsun Fi Filiz cevap verec:kti Duyduğu ayak sesile sustu Direktör masaya yaklaşmıştı : — Kolay gelsin çocukları. enç kızlar, saygıyle doğrulmak is- terlerken, direktör elile işaret etti: — Rahatınızı bozmayın Filize doğru eğilerek : — Kızım, dedi. Baloya üç gün kal- dı. Halbuki, daha hazırlıklarımız bit- medi, yetişemiyeceğiz diye üzülüyorum. Siliz, gülümseyerek cevap verdi: — Hiç özülmeyiniz direktörüm, ya- rin akşam üstü, berşey tamam olacak” tır. Arada kalan iki gün, son bhazırlık- İarımız için yeter sanıyorum. Direktör, genç kızın ömuzunu ok şadı: — Bunu senden duymak, bana sü künet vermeğe kâfidir yavrum pların yanından ayrılarak, odasına girdi. > Biraz sonra zil çaldı. (Genç kızlar, beyaz yakalı gri önlük- lerini çıkararak e Yarım kalan işlerini toplayarak dağıldılar, Yurd boşaldıktan sonra, Filizle Hü- beraberce aşağı kata Büyük kapıdan çıkacakları sirada, yan: larına sipariş memuru yaklaştı — Bayan Filiz. Genç kız durdu. — Sizden bir ricam var. meyra, indiler. Ben, yarın ki, yarın siparişlerini alacak müşteriler gelecek. Defteri size izinliyim. vereyim, gömlekleri de göstereyim. Bu işle siz uğraşırsanız beni çok memnun edersiniz. Filiz, ipiyisisi alacaklardan birinin kumral saçlı, genç adam olduğunu haz tırladı. Kalbi, birkaç kerre şiddetle çarptı — Sizi memnun etmek isterim Beraberce sipariş odasına girdiler. Genç memur, lâmbayı yaktı. Duvarlar. da aynalı vitrinler, bir kenarda, süz- gün yüzlü, biçimli ince vücutlu man kenler vardı. Sipariş memuru genç kadın, yan ta- raftaki sıralı çekmelerden birini çeke- konmuş, dört kat, ipekli frenkgömleği gösterdi: — İşt e bunlar... Sahibi yarın gelip rek, üstüste alacak. Filiz, eğilerek baktı. Gömleğin tok ipekli kumaşının sol göğsünde, incecik harflerle “Fi. 5., markası işlenmişti Filiz, e mırıldandı : — «H. S Yüksek ilâve etti: — Hiç üzülmeyiniz, yarın, sizi mah- cup etmemeğe çalışırım.» Beraberce odadan salona. bahçeye, ir kapıdan sonra büyük dem akasyalı sokağa çıktılar. Yaprak gölgelerinin titreştiği yolda, hiç konuşmadan yü» rüdüler. el ümeyra, büyük aynanin sol fara- elbisesini fındaki koltuğun kenarına, buruşturmaktan korkarak ilişmişti, İki lile gözlerini kapamış; aynanın sında giyinenen Fil ize cop ç kisi b i tatlı sesile, çabu kat yu VK âhenkli bir sesi v. Hasan Sel, dedi. Gömleklerimi alacak. tım. İşte sipariş kâgıdı » Uzattığı ki. gıdı alarak güya bilmiyormuşum gi «Şimdi Bir dakika oturmaz mısınız ?9 diyey, numarasına baktım. bulurun,, gösterdim. Başını salladı: 4 Mersi, yor. gun değilim, sonra, burada seyretmesi Vitrinlerin önünde dolaşarak içlerindeki çiçeklere, süslere, yastıklara, bebeklere dikkatle bakıyordu. Be RE Re gömlekleri çıkardım: “Gömleklerinizi görmek istemez misi, sordum, Yanıma oi Eğile. “Güzel n Yanımdan ay a kale hoşuma giden şeyler var.. niz ?,diye rek gömleklere ayrı ayrı bak olmuşlar! lerdeki tuvaletlere yaklaştı. O, dolaşır. ken, ben gömlekleri alarak güzel olma. eltiğim bir paket yaptım. Ö, mankenlerdeki tuvaletleri seyre dal. sına gayret mıştı: İliç ses a ketini baz örünce güldü: “ Mükem. mell Ne çabuk elleriniz var? diye bu pa bir iltifat savurdu. Fakat, bu komp İlman, hoşa giden bir kıza söylenen sözden ziyade, hakikaten hoşuna giden ellerimeydi, Bu, çok hoşuma gitti. Fi. b yalnız merak ediyorum. Benim ye e, karşısında seni görseydi, acaba'ne söyliyecekti ? Birdenbire canı sıkılmış gibi, ba: gırdı: ? Merakı giydiğini körebe — Daha bekliyecek miyim ? tan öle eceğim.. Nasıl tnöelef bana ARAR için, beni kö haline sok, sonra da çenemi makin ii işlet! Prenses bu halden memn urlar herhalde, Fakat ben hiç değilim. Filiz kızın yanına sokularak, onun, gözlerini örten ellerini tutarak çekti: (Arkası var) n de gözucuyla onu sü.lü Dönüp pas | BUGÜNÜN EN | BÜYÜK PEHLİVANI pehlivanlığa müsait vücutlar varki, o | gençlerin heybeti insanı korkutuyor. | Bu taraflarda hükümet bu gençleri pehlivanlığa teşvik ederek yetiştirirse, Türklerin güreş sahasında elini tutacak vi bir millet olamaz. ugün en büyük arzun nedir? — En büyük arzum Avrupaya ve Amerikaya gidip Türkün kuvvetini ta- nıtmaktır. Bu kış Parise gideceğim. Büyük bir servet kaybetmiş felâket- zede bir insan teessürile içini çekerek: | — Ah! En bü vi ük arzum şu Cim i Londos ile güreşmek. Ona yalvardım yakardım.. Keler davet ettim.Be- nimle izne ai Bu meslekdaşa kızıyorum, benimle neden eme Hergün fırsat bek- liyorum, şöyle bir tutuşsak. TEKİRDAĞLI HÜSEYİN — Başı 19 uncu sayfada— Ben Mya istemiyorum, Sırf veb ei crü etmek istiy Ama, ben ondan iyyaciyilişii de ye i i e yapalım? Bu sefer dün ya la ben olurum — Bizde meşhur bir paklıyan ayda ne kazamır? — Üçyü z, dö Fakat Sü kazanç mahdu lerdedir, Uzun müddet hiç izlemedikler ve birşey kazanamadıkları çok ker vakidi — Nasıl Hüseyin ye ya nra sira sapkınlık ediyor musun? u son ee dehşetli a Sakın Ç No. 66 YARIM AY BİLMECE KUPONU No. — rt yüz lira ve | li tekr | (Çık