Fakat ye kaldığı zamanlar.. Hele Söceleri.. kafasının içinde sanki geçmişe çık kalmış bir pencere perdesi kaldiri- Wor; ona saadetini yokettirecek bir kud- “etle hükmediyordu. Böyle saatlerinde hiçbir sese, hiçbir imıldanışa dayanığı o dei genç kadın.. başını yastıklara gömerek gözlerini imsiki yumar; yahut ta elektiri söndüre- bak sana neler | 'k misinr diye önül u. in çıkacağı gün i saştan aşağı temi raz önlüklerini, amış; saçlarına k takmıştı. en çok, küçük işit İnun beyaz beşiği! lalar içinde hazır k bir ipekböceği! nik ayakların bu öl mıldıyacağını düş gelmesine birgü ri en bir el, ruhun geçmişin çok kıyirek pencere başında gecenin koyu karan- lığına dalar giderdi. Bu gece de, değiştirdiği birkaç kitabın p aldı. Birkaç işimden çıkamıyacağını anlayınca kalkıp p götürüyordu. kötü duyguyu yo kafasının gi vü La sil Omuzlarına kadar inen siyah buklele- rini birkaç firkote ile ensesinde topladı. ii rengi m sarılarak ncere başına otu Yol boyunda sıra sıra uzuyan elektrik- :e bakım “İ İer; sokağın karanlığını yer yer aydınla- EDİŞ Ör i “Mallar Havada tatlı bir serinlik vardı. vi sl altına air Baş olları üstüne yatırarak karanlıkla niyor Kaderin ağaçlara baka baka düşünmeğe ii için içkin: başladı. ü bir alışkanlığı" Kafasında, geçen günler, bir çile ipek r gibi o da, Nalif E bazan telleri biribirine karışıyor; da düğümlenerek genç kadını yoru- Vor ıhitle evliydi. Fi 'kunç e yeğ iken gülüyor, bi inde yaşıyordu. Uzaklarda bir yıldız uçtu. Gecenin si- yah mantosu üstüne güzel bir kadının boy- nundan aki bir elmas gibi., Nesrin gözlerini göklere çevirdi. Ço- klan bakmağa doyamadığı, dü- e düşüne sırrına eremediği sonsuz yük- sekliklere daldı. boşluklarda Altından, in- Henüz çok küçükken mai yüksek bir “taht düşünürdü. remediği sonsuz yüksekliklere daldı... ciden, elmastan, en vo ie ya- şe, vik İyi felendirdiğini görür gibi olurdu. eler onun için dola Aile ucu bucağı aşılma bir âlemdi. Topuklarına kadar inen ii saçları dalgalı bir sürü genç kızın.. fiskı- yelerinden renkli sular fışkıran havuzların , yaprakları, meyvaları zümrütten, yakuttan inciden ya ağaçların bulunduğu bir yerdi gökler.. Biraz dane büyüyünce güler yüzlü, ay- dınlık bakışlı, uzun beyaz sakallı ihtiyarın dizleri dibinde taze bir kız da canlandı. Gözlerinin rengini seçemediği, saçlarının kızıl çağlıyanına el dokundurulamıyacağını sandığı sedef tenli, son derece güzel bir kız... Nesrinin küçüklüğünde taptığı, inandı. ğı, ve bazı geceler uyumadan önce el bağ- sına, rikkatle gülümsemekten kendini ala- madı, ere dönmek.. Büt masum sevkini; eğ "eleri ve taklılıkları; ile o gün- Şampanya rengi kimonuna sarılarak pencere başına oturdu. Gözlerini göklere çevirdi; düşüne düşüne sırrına & lere dönmek istiyor muydu? Nesrin, ken- disine böyle birşey sorulmuş gibi silkindi. Düşünmeden, bir dakika bile bu hayalin üstünde duraklamadan başını salladı. N pahasına olursa olsun geçmişe dönmek is- temiyordu. Çünçü içinde, koşa koşa bir yokuş çıkmış insanların kesikliği.. boğa- zına kadar acı su doldu nin tunukluğu vardır. O günlere dönmek.. O günlerden sonra olup biteni bir daha yaşamak değildi ki.. Buna, genç kadının bir dakika bile dayan- masına imkân yoktu. Kendini a için kardeşini dü- şünmeğe baş mem çök az yaş farkı olmakla eraber Berrini çocuğu gibi seviyordu. Bu sevginin pek acı bir iç yüzü vardı. İstan- 7 rulmuş bir sürahi-