Mar zle fazıl bii İ Münit paşa konağın devam eden, © rin bu tar He ilim adamları ara- rwola İsg bir de Abeydullah efendi vardı. Yemekten kalkılıp ta üst kala çıkı- ie ol sasi Celâl Münif Bey, Mahruki zade fesi Münif paşanifer Bey ve Übeydullah efendinin ayrı lâ ve Fitmata- Prof salona geçtikleri, ayrı bir fiskos kur ikları nazarı dikkatimi celbederdi. konağına bazan (Günün birinde Übeydullah efendi ın “yani İo pkapı kadan k kayboldu. Sorup soruşturduk: gelirlerdi. Bunlaparise Bip dediler etirtmiş, To 1903 de, Paris seyahatimde” Übeyduk daire tahsis etmi, efendi buradadır. Ouartier Latin'de ada yanyana oluş Türk çabuk çabuk yeğ Yi 'kçe idi. talebesine pilav yen Si Fakat görüşmek na- irinin ismi Ahm efendi e Üzerli valim setre bulur retçilerden Nİ d limiiyet oldu. Çırağan sarayında “beydullâh Efendinin sesi duyulmadı, Mat Salıpazarı yalısına geçilince Übey» “ilah Efendi dile geldi. Bir siyasi me» örecli idi. Hari münakaşa etmek üzere kürsiye rar İarısından iy Söze başlar başlamaz Dersim me- dinini kabul ej3“ Lütfü Fikri Bey: e talâk vaki iğ beydullah | Sen sus | Senin jur- nç' ve çok “lar rın Me bulundu. Übey» aşa delâletile ge allah ce erdi: fendi ile evlendi — b İ allen yoktur, demeğe uslu | Maket beğ çıkmadım. Bir siyasi mesele- ısı idi, Mister N münakaşa için çıktım. 1iZı sakalı, red bin e * “ Şurayı Devlet reisliğinde Mithat ister Noring Al ışanın bir Ramiz Mollası var idi. Ra. Ve sehbenderlikz Molla temyiz mahkemesi İkinci re- Ali Nuri Bey H idi, Hukuk dairesinde bulunuyordu. uğradıkca Kopeahkeme işlerini büyük bir keyi ve Abdülhamit aleşiyük bir süratle görürdü. rek maişetini terini bitirir bitirmez Ramiz Mala | izi itadır gn kavuğu basar, Babıaliye Mithat onuğızz gördi liva koşardı, Übeydullah Efendi de ri de bir Hintli ahiliye Nazırı Talât seki Ramiz avukat bir İn göollası olmuştu. idi. Her akşımizirinin odasina girer, Tin paşa çis konağında yer;wca onun peşinde peyklik eyler idi. acı Ali Beyi 5 Ramiz Molla meşruiyet ve meşruti- lacı Ali Bev ileğin âşık ve meftunu idi. Acaba U. Gazet nerede iydde böyle mi idi kurdu. Bu müamiz Molla o zamanın hukuk il. tihfaf ederek Mide büyük bir kabiliyet sahibi idi. kâye ederdi. Eni müdevvenata sabih manalar ves mi İT halkı tenvir ederdi. Ramiz Molla EL SAL odal m bir büsnü ahlâk idi. Abdül. sohbet başlar, mit onu evveli Selüniğe, sonra da nden, yeni icatlyiyarbekire sürdü ve orada öldürdü, . i iştikak ilmine v ve ikinci bir | Meşrutiyet ilân olunduktan, 31 Ma-t LE seniz ilesi geçti ikfen sonra Piri zade Sahip dyalı Sir Yolla şeyhülislâm oldu. İslâm âlemine €eyanname neşretti. BU ye “i kuvvetli bir ilim eseri görmedim. bip Mollanın İkame gösters "limesi &ini'den, ii kudrete hayretler etm Meğer eleri de hep bir &yanname Übeydullahın elesin iritçedir» der ikkma imiş... Sahip Mollanın bu beyan- ıibenderi Süleşramesini Übeydullab Arapça olarak kas fendi, maarif Pöme almış, Vamık Şükrü Bey de Türk- ai idi tercüme eylemiş. Übeydin arabi. ı a i Jan eksik o aba ilimene| elimenin aslını derdi. 4 İşgal er ii sürüldüğü zaman İmiş bir resmi. deki inşa kudreti, mevzubahsettiği me» am müdafaada olan liyakati eşsiz ii İttihat ve Terakki :za- manında «Elarap? unvanı altında bir siyasi gazete de neşretti, dan Abdülhamit Zübravi ile münaka- şalar eyledi. Übeyd Cumhuriyet devrin- de (İslâmın İçyüzü) nü yazdı. Bu yazı- lar büyük bir vukufun, büyük bir ilmi kudretin eseridir, yan azasın» Übeyt ile şahsi temaslarım, tatlı söh- betlerim * Çöpcatanlığı , devrinde baş- lamış idi. Çöpçatan Übeydullahı altıncı (üçüncü) belediye dairesinin üst katında ziyaret eder, geçirdiği hayatın menka- belerini orada dinlerdim. Menkabeler tarih sirasile şunlar idi: — Edibi âzam Namık Kemal Bey Sakız veya Rodos mutasarrıfı bulundu. ğu zaman, Yıldız sarayında ve bizzat Abdülhamit tarafından Mithat paşa aleyhine kurulmakta olan tuzağı haber almıştı Namik Kemal Bey alelâcele beydi İzmire gönderdi ve Übeyt te Mitbat paşayı mahrem görerek tertis battan baberdar etti, Abdülhamidin tuzak ve pençesinden kurtulmak için yegâne çare kaçmak olduğunu, memleket baricine çıkmak lâzım bulunduğunu Na- mık Kemal Bey, Mithat paşaya bilvasıta ihtar etmişti. itbhat paşa mütevekkil, veya gafil, veyahut haysiyetperver bir adam olmak lâzım gelir ki, Übeydullaha cevaben : — Ne yaptım ki kaçayım ?.. dedi. Pakat vekayi kendisini İkaçmağa dgs bur etti. Beş on gün sonra, kaçmak üzre bindiği araba, kazara Fransız konsolos* hanesine girdi. Mithat paşanın vali ara- basının kaza en Fransız konsoloshasine İrmesi, Osmanlı imparatorluğu için bir felâket oldu. Çünkü Mithat paşanın iadesi için verilen fidye Tunus ayaleti oldu. Mitbat paşayı, Tunusu hediye ederek Fransız konsoloshanesinden al- dıktan sonra Abdülhamit; bir daha Tu- nus sözünü ağzına almadı. Übeydullahın ikinci hikâyesi Taif sefer ve seyahati idi. Übeydullah Taif kasabasına kadar gitti ve Tajf zindan nı gezdi. Mithat paşa bakkında ia Übeyt Taifte Ramazan ağa İ galiba) namında bir jandarma yüzbaşısına tes sadüf etti, Ramazan ağa Mithat paşa» nın muhafazasına memur idi. Abdülha. midin yaptığı zulümden pek müteessir idi. Mithat paşaya, kendisini çöl tari- kıyle kaçırmağı teklif etti. Çöle çıktık. tan yirmi dört saat sonra, kimsenin Mithat paşayı bulup tutamıyacağını Ra mazan ağa temin etti. Fakat Mithat paşa bu teklifi kabul etmedi; “İhtiyarım. ölde sefer edecek tab ve takatım yoktur; ne olacak ise olacak; hükmü ka- za yerini bulacaktır!, dedi. Mütarekede Übeydullahin firar et. mesi bir emri tabii idi. Übeydullah müs tarekede Viyanayı boyladı. Viyanadâ can- dan arkadaşı Abdülhak Hâmit ve kontes .Özenze ile ile birleşti; sonra bir müddet te Venedikte bulundu. » Süleyman Nazif Maltadan dönüp ( Meşrutiyet mahallesinde, Hürriyet so. kağında 18 numaralı) mabut evine avdet ettikten ve sinirlerini hayli din lendirdikten sonra, bir pazar günü Ü. beyt N e sırada Hâmit Beye bir makamın baş e teklif olunmuş idi. Nazife vak'ayı ve ceryanı anlattım. Nazif kızdı ve Hâmitten yeni aldığı bir mektubu çiya Alen okudu. Übeyt taraftar bulundu. Contesse d'Özenzo, Abdülbak Hâmit Beyin üçüncü karısı olan Brükselli Lu. ciendir. Hümit Beyden ayrılmış, İtalyalı Conte d'Özonzo ile evlenmişti. sonra nte d'Özonzo'dan dahi ay- rılarak yine Hâmit Beye varmıştır. E” » Aramızdan ebedi ayrıldığını işitti. ğim zaman, fikrimde canlanan bazı ha- yatı ciltler dolduracak kadar mühim vakalar, maceralar, hâdiselerle dukan 13