22 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TTTT TTT - | | | b eeei GA İlkez yi dd <. Zai & | —) Demokrasi ve Eko- nomsal Liberallik (Baş tarafı birinci sayfada)| tın alacak kadar zenginler bulun- mamalıdır. Orada buna göre düzen almalıdır.,, (Russo)nun dileği, ekanomsal a- landaki işlere devlet karışmadıkça tahakkuk edebilir mi? Şu halde ekonomsal liberallik ne- den ve nasıl demok-asinin şartı oluyor?! Biliyoruz ki ekonomsal liberal- Lik, devletin iktisat işlerine el de- ğirmemesi demtktir. Bu sisteme gö- re iktisat işlerini yalnız fertler ba- şaracaktır. Fakat devlet bu işlere karısma- dgkçı, kalın sermayenin cılız var- lx._:ları ezmesinin önüne geçilebilir mi? Geçilemezse demökrasinin mâ- nasını nerelerde aramalı? Onu ne- reler de bulmalı? [_ş! (Russo) anlamımndan mütalea ed'lince, serbeste'l'k değil, devlet müdehaleciliği demekrasinin icaba- h;ıda.n. ıa_yılmnk lâzım geliyor. R Hadi biz, o kadar ileri gitmiye- lim; Fakat insaf edelim de eko- nomı'a_ıl. a'lanrla serbestciliği, ulus eçe- m_*nî*_gmın pronsipi olarak ileri sür- Drel ,v_e:!ı.:_n. Bütün bu mülâhazaları gözden uzak tutmadığından olacak ki Pa- ris Hukuk Fa'cültesi Profesörlerin- Cen (Ba telmi) (Hokuku esasiye) atılı kitabında: . “Fransız demokrasisi esas itiba- rile siyasidir. Elkonomsal sistemler- le münasebeti yoktur,, der. Klâsiklerden (Esmeni) bu görü- şün aksini değil, müsbetini müda- faa etti. (Bordo)nun ünlü — profesörü (Dügi) ye gelince o daha ileri gi- er. Ben o kadarına cesaret ede- miyorum, Rahmetliye göre demok- rasinin ekonomsal serbesti ile müna- sebeti yoktur. O her sistemle uyu- şur, Tarih bize ekonomsal liberalli- &in, demokrasiden çok sonra oldu- ğunu anlatıyor. Bunun ikisi, bir do- ğumlu ikizler değildirler. Kitaplarım yanımda değil, fakat hafızamda yanılmıyorsam ekonom- sal liberallik on dokuzuncu asrın ortalarındadır ki Tuştu. . Bunlar, (Şarl Jid ve îarl Rist) in (İktisat mezhepleri tarihi)nde klâ- sik bilgiler strasında anılmaktadır. Şunu da işaretleye biliriz ki (fi- ziyokratlar) serbest iktisatcıların, Hberal ekonomcuların babaları sa- demokrasile bu- Yeniîoje Yapıldı (Baş tarafı birinci sayfada) Bu parçaların mecmuu 1270 metredir ki, inşası halinde lima- nın rıhtim uzunluğu 2322 met- reye çıkacak ve bu da bugünkü liman faaliyetine göre ihtiyacı karşılayacaktır. Filhakika 1933 istatistiklerinde limana gelen vapurların sayısı günde yirmi beş ve tonu 1243 bulunduğuna ve her gemi için vasati olarak seksen metre tul İabul edilebi- leceğine göre 2000 metre tıhtı- mın şimdilik kâfi geleceği he - saplanmıştır. Yukarıda sayrlan sahalarda tamire mühtaç olan kısımlar tamir edilmek ve hiç rıhtim olmayan yerlerde rıhtım yaptırılmak, eski ve yeni rıhtım- lar yükleme ve boşaltma vasıta- ları ve antrepolarla teçhiz olun- mak süretile; az masrafla İstan bul limanında şamandıradan va reste olacak şekilde vapurların kara ile aborda olarak yanasma ları ve tahmil ve tahliyenin lü- zumu kadar süratle intizam ve ucuzlukla yapılması kabil ola - caktir . Bu sahalar gümrük ve liman işlerinin icap ettirdiği vasıfları haiz olduğu gibi tasavvur olu - nan işin mümkün mertebe ko - layca başarılmasma imkân hâsıl olacağı anlaşılmıştır. Zira: bir kısım yerlerde su derinlikleri bü yük gemilerin yanaşmasına kâ- fidir, bazı yerlerdeki sığlıklarda taranarak veya rıhtımlarda ter- tibat yapılarak istenilen hale ge tirilecektir. Ekseri yerler rüzgâr lardan mahfuzdur. Deniz yolla rı rıhtımlarından itibaren tem - dit olunacak mahaller lodosa maruz ise de, senenin 10 - 15 gü nüne inhisar ettiği tecrübe ile malüm olan bu hal senenin di - ğer günleri için buralardan, isti- fadeye mâni olmayacaktır. Bu rıhtımlara yanaşacak olan va - purların anf olarak cıkacak de - nizlerden muhafazası için alar - yılırlar. B»ıııılî:;.ı Sflen l:)ı'ıktı;.:lı ı(.Keıın) ile ensipleri: ğ dıkları za ıı:ıııı', ranııâ:’*l%g.devrimî henüz patlak vermemişti. Demokrasi mev- zuu bahis değildi. ; (Fiziyokratlar) iktisadi sistem- leri için demokrasiyi düşünmüyor- lardı. Mutlakiyeti beğeniyorlardı! © Bütün bunlardan benim çıkardı- ğim şudur: İktisadi serbestcilik diye bir sis- tem vardır. Biz buna türkçe eko- nomsal liberallik diyoruz. Buna gö- re devlet iktisat işlerine karışmaz. O, yalnız asayişi tutmağa borçlu- dur.. V_ııifeıi jandarmalıktır. B_ im bir şey varsa ekonom- sal _lıbfrılliiîn bugün cenaze me- rasimi yapılmaktadır. Bunun adıma hakikatine inana- rak ardından ağlayanların yazık göz yaşlarına! llı_hıı_ltn serbestcilik öldü. Hal- buki milletlerin hâkimiyeti eski- ıınden_ kuvvetli yaşıyor. ğ Yem nesiller, ekonomsal liberal-' liği tarihin seyrinde bir tahakküm' satırı. diye okuvacaklardır. Onlar, adı serbesti olan aldatıcı satırın acılarını duymayacakları için demokrasiyi bizlerden iyi ta- dacaklardır. Lâfın kısası, ekonomsal liberal- lik, demokrasinin bir dizbağı nişa- “OTAN ” m töfrikası : 30. ?âuaguıg] Bürhan CAHID köylere, çiftliklere sarkıntılık e- den aşiretler için — Atik çiftliği tehlikeli bir yer olmuştu. Basibrin'de şirket, ilk tesisatı yaparken bu aşiretler bir kaç ke- re sarkıntılık etmişlerdi. Fakat şimdi orası artık pek yeni ve son sistem tesisatlı bir yer olmuştu. Otomobil, elektrik, telefon, tel- graf, yol da bunun için kendile- rine dağlık, sarplık, — gerilik ve karanlık arayan haydutlar için buralarda tutunmak imkânı kal- mamıştı. : Atik çiftliği de — artık böyle baskınlara uğramak tehlikesini unutmustu. Böyle olmakla be- raber Demir bey gece gündüz dedelerinden kalan sakınmak ve korunmak âdetlerini — bırakmış değildi. Çiftlik kulesinde çifte nöbetçi daima kilometrelerce u- gakları gözlemekte devam eder- ler, ” ga şamandıraları yapılmak su - retile barındırılmaları imkânı "e T Etibba odası Ve doktorlar Etibba odasına yazılı doktor, ecza- cı ve diş tabiplerinden 250 kişinin ai- datlarını ödemedikleri için Hakyerine verildiklerini yazmıştık. Dün, Etibba odası başkan vekili Ihsan Samiden aldığımız bir yazıda deniliyor ki: “14 mayıs tarihli Tan gazetesinde çıkan 250 doktorun mahkemeye veril diği hakkındaki haber doğru değildir. 'Tekzibini saygılarımızla dilerim.,, Biz bu mektubu olduğu gibi neşre- diyoruz. Ancak, bize o haberi veren kaynak haberin doğruluğunda ısrar etmektedir. Ayrıca dün doktor Hay- ri Ömer de odanın mektubuna âdeta <evap gibi olan şu sözleri söylemiştir: “— Etibba odasına yazılı üyeler - den 160 kişi icraya verilmiştir. Sizin neşriyatınız tamamile doğrudur. Esa- sen kazanç vergisi münasebetile çıka rılan ve Kamutay azasma dağıtılan broşürde de bunlar yazılıdır. Bence işin içyüzü, Etibba odasınm icap ettiği gibi çalışmayışındadır. E- ğer meslekdaşlara faydalı ve yara - yıcı işler görmüş olsa, aidat vermek- ten hiç kimse kaçınmaz. Ve emin ©- lun,bir çok azalar aidatlarını haklı bir ısrarla ödememek vaziyetinde bulunu yorlar. Oda idare heyetinde bulunan ar- kadaşların hariçte müteaddit vazife- leri bulunuşu da, takdir edersiniz ki, iyi çalışmağa imkân vermez. Kanaa- timce hakkı huzur ve maaş meseleleri halledilmedikçe bu hikâyenin bitme - sine de imkân yoktur.,, Diğer taraftan diş tabibi Osman Bürhaneddin de garzetemize bir mek- tup göndermiştir. Bu mektup aynen şudur: “Sayın gazetenizin 19. 5. 935 ta- rihli sayısında, altıncı sayfasında Etib ba odası aidatı hakkında neşredilen ve bana atfedilen beyanat hakikata ve düşüncelerime uygun görülmemiş ve tarafımdan bu bapta hiç bir gazeteye beyanatta bulunmamış — olduğumdan 'keyfiyetin ayrır sayfa ve aynı sütunda aynen yazılarak düzeltilmesini kanü« nun verdiği hakka dayanarak dilerim, saygılar.,, Gazetemizde çıkan beyanmatın ken- di fikirlerine uygun olmadığını bildi- ren bu mektubu koymakla beraber mektupta bir yanlışlık olduğunu tah- min ediyoruz. ——— — — Maden resimlerini ndiren kararname onaylandı Bakanlar heyeti, maden re - simlerini indiren iki yıllık yeni at at n da bülunabilecektir. Bu. da bulunan Ford, Kolordu, Gü- zel sanatlar akademisi ve erzak ambarı gibi binalar az bir deği - şiklik ile antrepoya kalbolunabi lecektir. Temdit olunacak saha- lar şimdiki rıhtımların uzanıl - masından hâsıl olacağı için güm rük noktasından bugünkü vazi- yet muhafaza edilecek demek - tir, Temdidi mütasavver rıhtım mahallerinin arkası kara yolla- rına müttasıl olduğundan şeh - rin muhtelif mahallerile müna - kale kabil ve kolay olacaktır. Buralardaki binalar ve yerler rin büyük bir kısmı devlete ait bulunduğundan bunların satın alınmaması büyük masraf yap- nı değildir. Son ılır_mı Inkılâp kürsüsüne çı- karılan mülâhazalar sanıldığı gibi, şahsi d.ü;ünçılırin değil, ilmin ve lf_âıinrilım’in icabatıdır, formülle- Mahmut Esat BOZKURT ç Ankara, 19. 5. 935 (Not: yarınlti yazımız, Türk rejimi ve ekonomsal sistemi, M. E. B.| Gerek Vatson ve gerek in bey Basibrin'de geçen hepşîıı;ri. birinin eşi günlerden kurtulma- nın ve böyle sahiden hoş ve me- raklı canlanmış bir tarih köşesi- ne girmiş — olmaktan doğan bir sevinçle şatonun bütün dairele - rine, Demir beyin ve Erguvanın yattıkları odalara kadar gezdi- ler. Genç kızın odası ile babası- nın odası arasında çift ipek ha- lrlar örtülü bir kapı vardı... İki taraftan da bakılınca gü- zel bir dıvar halısı asılmış gibi görünen bu kapının camı ve tah- tası yoktu. İki odayı yalnız çift halı ayırıyordu. Erguvanın odası — tek, fakat geniş pencereli, yeri ufak ipekli seccadelerle süslü, bronz karyo- lalı bir odaydı. vi Şahin bey bu kale içinde apar- tıman hayatı — süren baba kıza hayret ediyordu: — Dışarıdan bakıldığı zaman kimse ümit etmez ki bu kalede modern bir hayat vardır. Vatson'un aklı hamamda kal- mMıştı. | Çiftlik kulesinin erzak anbar- kararnamey geei Yakında tatbikine başlana - caktır. Kararnamenin kabulü madencileri sevindirmiştir. İh - racatı kolaylaştıracağı umulu - yor . maya lüzum olmayacaktır. Ana hatlarını yukarıda bildir diğim projenin tatbikine geçil - mesi için kati keşif ve plânların yapılması hususunda hazırlık - lara başlanmıştır. Projenin en mühim kısımlarının ikmali için bir milyon lira sarfı lâzım gele- ceği tahmin edilmektedir. Pro - je, maddi imkân derecesi nisbe- tinde peyderpey, tatbik edifecek ve inşaatın liman hizmetlerinin ifasmı haleldar etmemesi için her yapılan kısım parça parça faaliyet sahasına ilâve olunacak tır. Yeni rıhtımların, hükümet- çe satın alman rıhtımları idare eden ve halen tahmil ve tahliye hizmetlerini görmekte bulunan idare tarafından yaptırılması ka rarlaşmıştır. larını, silâhhanesini, misafir o - dalarını da gezdikten sonra sa - lona geldiler. Şahin bey — yirmi otuz kişiyi rahatça yatıracak olan misafir dairesini pek enteresan bulmuş- tuı — Burasımı bize gösterdiğini- ze ı_yi etmediniz, diyordu. Ba - sibrin pek uzak değil, — Vakitli vakitsiz rahatsız olacaksınız zannederim, Demir bey delikanlının omu - zunu okşadı: — Atik ailesi on asır misafir ağırlamıstır. z I_-Er.guvan, babasının söyledik- lerini Vatson'a tercüme ettikçe Amerikalının bu yiğit Türk ba- basına karşı duyduğu sSaygı ta- âınmak derecesine yükseliyor - u. Nihayet Gülkadın hamamın hazır olduğunu söyledi. Amerikalıyı yenilmez bir ar- zu ile kudurtan bu taş hamam sabahtan yandığı icin hararetini artırımnak güç olmamıştı. Gülkadın iki misafiri hamam. dairesinin kapısına kadar götür- * A N HAKYERİNDE Hüviyetini Saklıyan Dilenci! Dilencilik yapmak ve adını po lise yanlış haber vermekten suç- lu Kadriye isminde biri dün Sul tanahmet sulh ikinci cezada sor güuya çekildi. Suçlu kendi adının Emine de- gil, Kadriye olduğunu, adının polisçe yanlış zaptedildiğini söy edi ve:; — Ben dilencilik yapmıyo - rum, Tahtaya çamaşıra giderek gçiniyorum, dedi. Makeme Kadriyeyi, çalışabil diği halde dilencilik etmesin - den ve hüviyetini gizlemesinden dolayı, 2 gün hapise ve dilenci- lik ettiğinden dolayı da, bir haf- ta müddetle belediye ve idarei hususiye işlerinde buğazı toklu- ğuna çalıştırılmasına ve kendi - sinden bir lira hakyeri masrafı alınmasına karar verildi. * Eksik gümrük resmi öde - mek suçile yakalanan Sürmene vapuru sahibi Nail ve kaptan Şükrünün düuruşmalarına dün sekizinci ihtisas hakyerinde ba- kıldı. Şahitler dinlendi. Hâdise hakkında Beyrut konsolosluğu- muzdan tafsilât istenmesi için duruîma başka güne bırakıldı. * İstanbuldan — Roterdama gönderilmek Üüzere — yüklenen mallar arasında altın sakladığı anlaşılan Niko ile Atanaş'ın du- ruşmalarına dün sekizinci hak- yerinde bakıldı. Malların deftre de kayıtlı olup olmadığını tet - kik için duruşma başka güne kaldı , Sütten zehirlenenler Üsküdar — müddeiumumiliği sütten zehirlenme hâdisesi tah - kikatını henüz bitirmemiştir. Sütçü Ziyanın süt aldığı mandı ra ve matıdıradaki bütün hay - vanlar ve kaplar muayeneden geçirilmiştir. Zehirlenenlerin a- razı, hâdisenin bakır kaplardan iler geldiği kanaatini vermiş - tir. i lecektir. Sütçü Ziya, sorguya çekildik- ten sonra hazırlık tahkikatının gayri mevkuf sürmesi onaylan - *| mış, kendisi serbest bırakılmış - tır. * Veznecilerde, Balaban ma- hallesinde, büyük Reşit paşa caddesinde subay Ömer Fevzi - nin evinin önünde bir elektrik ampulile bir elektrik sigortasını çalmakan suçlüu Saimin duruş - ması dün ikinci sulh cezada biti- rildi ve suçlu Saim 9 ay hapis cezasına çarpildı. —a Beled ye cevabını bild'rdi Periye bankasından evvelce yapılan istikraz dolayısile, bir kısım hamillere,belediyenin bor cu kalmıştı, Paristeki Sent mah kemesi, belediyeye haciz konaca gını bildirmişti. Belediye huku- ki tetkikatını bitirmiş ve dün Paris Sent mahkemesine ceva - bını bildirmiştir. -—T NLN dü. Şahin bey de Vatsonun ge- vezeliği ile girdikleri hamamdan memnundu. Soyunma odasında ıtir kokulu, yumuşak tüylü hav- lular vardı. İki mühendis sedef kakmalı nalınlarla sıcak mermer taşlar üstünde gezerken kubbede ak - seden kendi — seslerini dinleyip gülüyorlardı. Şahin bey İstan - bullu olmakla beraber alaturka hamama girmiş değildi. Bu ha - mamda yıkanmasını da bilmiyor du. Amerikalı için büsbütün ya - bancı olan bu hamamdda bir za- man ne yapacaklarını biribirle - rinden sordular, Nihayet karşı- hıklı aldıkları kurnaların mer - merindeki gümüş tasların vazi- fesini keşfettiler, M Iîgn' kokulu sabunların köpü - :PŞÜ Vatson'un pek hoşuna git- i. Bir saat kadar süren bu ha - mam alerrşinden sonra soyunma odasındaki yumuşak sedirlerde uzandılar. Amerikalı tatlı bir rüya görü- yor gibiydi. Te KA KO YARA Yo ŞTERİ 22 - 5 « 935 T7 — BERBERLER CEMİYETİ Kongresini Yaptı Berberler cemiyeti dün yıllık toplantısını yapmıştır.Bu — top- lantıda İstanbul berberlerinden kalabalık bir grup bulunmuştur. Kongreyi,cemiyetin başkanı İs- mali Hakkı açmış,mesleki bir çok meseleler görüşiilürken bir hayli münakaşalar olmuştur.Ne ticede, hafta tatili ve gayri safi varidat üzerinden alınan vergi nisbetinin indirilmesi için te - şebbüslerde bulunulması onay - lanmıştır. Genel heyet ayrıca bir yardım sandığı kurulması - na, aidatların bir lira indirilme- sine, ihtisas vesikası olmayanla ra dükkân açtırılmamasına, her mıntakada teşkilât yapılmasına karar vermiştir. Toplantı sırasında başkan, ce miyet parasının usulsüz harcan- dığı yolundaki iddialara da ce - vap vermiş: “Her isteyen her dakika hesapları kontrol edebi - lir: usulsüz bir santim harcan - mamıştır.,, demiştir, Altı aylık Cemiyetin Hesaplarındaki Yol- suzluk İddiaları Karşılandı bilânço bu arada genel heyete sunulmuştur. Ecnebi tabiiyetin- de olan bazı kimselerin seyyar berberlik edememelerini temin edici tedbir alınmasını da karar laştırdıktan sonra toplantı biti- rilmiştir. Berberler mektebinin idaresi ile meşgul olmak üzere ayrılan beş kişilik heyete seçi - lenler şunlardır: Fahri, Hamdi, Sait, Ahmet Suküti, İhsan. Kadın berberle- ridetoplandılar Duyduğumuza göre kadın ber berleri kendi aralarında toplan- mışlar, altı aylık ondüle maki - nelerinin hariçten getirtilmeme- si ve yerli yapılanların da bele- diyece kontrol edilmesi için hü- kümete müracaata karar ver - mişlerdir. Ondüle yapanlar da bundan böyle berberler cemiyeti mütehassısları tarafından imti - han edilecek ve ehliyetname ala caklardır. Japon T ayyaresi Balıkçı Uçağı mıydı ? bir haber Konya, 21 (Hususi muhabiri- miz bildiriyor) — Londradan Tokyoya giden Japon tayyare- cisi Katsutaro Ano İstanbuldan buraya gelmiştir. Tayyareci, bir müdet durduktan sonra A - danaya hareket etmiştir. Öra - dan Halebe geçecektir. TESR TP S aa Konya muhabirimizin yukar- da bahsettiği bu tayyare hak- kında dün İstanbulda şu haberi öğrendik: Japon tayyarecisi bir Japon balık kumpanyası hesabına se- yahat etmekte imiş. Dünyaca tanınmış olan bu ba lık kumpanyası Londraya her sene mühim miktarda balık gön dermekte imiş. Fakat Tokyo - Tayyarenin ardından da istanbulda uçuruldu dan Londraya 40 gün devam e- den yolu balık kumpanyası kı- saltmak istemiş ve Tokyoda bir uçuş yarışı yaptırmıştır. Bu yarışta muvaffak olan tay yarecilerin bütün masrafını ve« rerek Londraya göndermiştir. çok memnun olmuş, iki tayyare daha satın almıştır. Kumpanya bundan sonra mal satışını tayyarelerle yapacak ve 40 günlük yola 10 günde mal sev kedecekmiş. n Mamafih Japon tayyarecisi - nin uçtuğu tayyare tek kişilik olduğuna göre bunun balık taşı- yacak bir yük tayyarecisi olma- sına ihtimal verilemez. Müteahhit öldü Belediye, nümerotaj işini dün yeni bir müteahhide ihale etmiş tir. Müteahhit haziran ortasına kadar nümerotaj işlerini bitir - miş olacaktı. Evvelki müteahhit şartnameye uygüun olarak evlere numara takmamış ve ayni za - manda muayyen zamanda yetiş- tirememişti. Belediye, bu müte ahhit hakkında hukukt takibat yapmağa hazırlanıyordu. Fakat müteahhit birden, ölmüştür. Giyinip çıktıkları zaman ak- şam kararıyordu. Baba kız ortada yoklardı. Bir hizmetçi misafirlere por- takal şerbeti getirdi. Salondaki kaplan postu serili rahat koltuklara gömüldükleri zaman iki erkek hizmetçi ken-. di boylarındaki gümüş şamdan- lara — yükselip kalın — vücutlu mumları yakıyorlardı. Bir dakika içinde bu mermer kolonlu geniş salonun rengi, manzarası değişiverdi, Vatson arkadaşıma: — Evet, evet, diyordu. Bin - bir gece. Şahin bey, bu yeni yetişmiş İstanbul genci icin de bu âlem bu manzara yabancıydı. * İki arkadaş — ev sahiplerinin centilmenliği Üüzerine sakin bir konuşmaya dalmışlardı ki baba kız göründüler, Amerikalı gördüğü ikramdan mestolmuştu. Şahin bev de Mardin'den u - zak bir çiftlik içinde böyle bir âlemin mevcut olduğunu um - madığı için âdeta şaşırmış gi - Sıtma mücadele- sinin sonunçları Sitma mücadele teşkilâtının 934 yılı çalışmasına ait bir ra - por çıkarılmıştır. Bu rapora gö- re, 1934 yılında 413,685 sıtmalı tedavi edilmiş, bunlara 5326 ki lo parasız kinin dağıtılmıştır. Önce halkın yüzde 50 sinden fazlası sıtmalı olan mücadele mıntakalarında 1934 de sıtmalı nisbeti vasati olarak yüzde 13 € düşmüştür. biydi. Patron, mühendis Turgut ©- na bir kaç kereler Atik'ten ve Demir beyden bahsetmişti. Fa * kat orada eski Bağdat sarayla- rının bir küçük eşi olduğunu ar> latmamıştı. Erguvan'a: — Burada sıkılmadan yaşa * manızın esrarını şimdi anladım» dedi. Musiki salonunuz, kütüp * haneniz, hele Vatson'u olduğu zel hamamımız olduktan sonrâ. Genç kız samimi bir ey sahibi tevazuu ile cevap verdi: K — Yokluklar, bâdiyeler içifr de yaşamak kolay değil, Biz bâ” ba kız, tabiatın âşıkıyız: Bir 6” şam gün batışımı seyretmezs? bu, bizim için en büyük günal tır. * la aydınlanan geniş ve dört şe yontulmuş yekpare masa ? zerinde yediler. Misafirlerinin kadar beni de hayran eden gü ” Akşam yemeğini şamdanlâr” — Tayyareciler Tokyodan Lon- — Haa p aünde uemuslar Yerten

Bu sayıdan diğer sayfalar: