a DN e Na HUŞ AAA ASA ASA VAAT EPİRİRİA AF NNASRAAN g VAA A A AAA G < GÜ GŞi Z ÖĞÜ ga aS AA KORŞEETEBARA FYT FAŞA DERSENE D DE A AAAT rÖKERLARMET N SON POSTA Birbieikkeni »'& Son Posta,, nın î $ tmış yaşında bir ihtiyar: tim.. w B İacımaz mısınız?.. “Acırsınız değil mi?.. İşte 0 acınacak ihtiyar benim.. kızımı kaybettim, görmüyorum, — göremiyece- ğim. Kızım var mıydı? Beni bilenler benim bir kızım olduğunu, yaşadığını hiç duy- mamışlardır. Duymalarına da imkân yok- tü ki, evlendiğim zaman otuz yaşımda idim. İyi yürekli, güzel bir karım vardı. Karım az zaman sonra hamile oldu. Bir çocuğumuz dünyaya gelecek diye çok sevinmiştik. Onun minimini giyecekleri- r.. karımla beraber a yerleştirirdik. et di gel Ağrılar başladı. Ber Kendi odamda oturuyordum. Karımın sesi kulaklarıma geliyardu. ne oldu bilmiyorum. Bir ara- lik ses ki akti Odamın kapısı açıl- ebe girdi.. tuhaf bir hali vardı: Allah size ömür versin! Dedi. Ne demek istediğini anlamamış- | tım Odadan fırladım. Karımın bulundu- ğu odaya gırdirm. Ölü bir çocuk ve ölü bir kadın yanyana yatıyorlardı. Çocuk ölü doğmuştu, karım da doğururken ölmüş- tü. Bu acıy bir daha e n d ki, arlık ş insan olmuştum. Hiç ama hiç gülmüyor- dum, Gül Zama, Evim bir n karşısındadır. Bir gün pencerede oturmuş, bakıyordum. mç bir kadın, yaramaz bir kız çocuğu- ka unutmadım ve bir daha, medim. Yalnız evlenme- | acı hını öyle tesir aL'mşlı kiz w i. Kız çocu- ki ilk defa çük kız gülü- gülüşü vardı. Benim onun kadar olacaktı. ümdi onu da annesi e- bu mektebe götürecekti. ebin tatil zamanı e . Küçük kızı gördüm. Zıplaya zıplaya kapıdan çıktı, gene gü- lüyordu ve gayri ihtiyari —gülümsedim. Senelerdenberi İlk defa gülümsüyordum. * giriş ve çıkış saatlerini hiç ka- Ççırmıyordum. Hergün pencereden bakı- yor, ve or Ben ona kendimi göstermiyordum. Fa- kat onu güler görünce ben de gülüyor- dum. Mektebin kapalı olduğu — günler biraz üzülürdüm ama ertesi günü göre- bileceğimi düşünür, gene yüzümde bir Hgülümseme peydahlanırdı. Seneler geçti. Küçük kız seneden se- '. neye büyüdü. Seneden seneye Bgüzelleşti. Yordu. Ne tatlı b de çocuğum ols on dakika geçti. Ben u görüyordum. O gülüyordu. | . KİZIMİ KAYBETTİM | «Kızımı ârtık onu görmüyorum, ve 4bir daha da göremiyeceğim,» derse ona | za etti. Ben onu kendi kızım gibi sevmiş, benimsemiştim. Bugün mektebde bir hazırlık vardı. Bir tevzii mükâfat olsa gerek. Kızım geldi. tün başka giyinmişti. Bir mektel |dan ziyade evlenecek çağa genç kız halini almıştı. Mektebe girerke |yüzü gülüyordu. Mektebden çıkıncıya kadar pencerede bekledim. Çıktı, gene yüzü gülüyordu. Elinde bir kâğıd vardı. Bir kordelâ ile sarılı idi. Belli ki diplo- Kızım mektebi bitirmiş te benim gelmiş ma!'.. . | haberim olmamış. Annesile beraber yürüyüp gittiler, bir koşmak, yakalamâk iste- dim. Ama rasıl koşabilirdim, nasıl yaka- lardım. Ona nasıl kızım derdim. Ben ona: kü an düşündüm, iyeye intikal eden bir yankesicilik vak'ası Adliye bir yol kesme ve para gasbetme hâdisesinin tahkikatı ile meşgul bulun- maktadır. Bir kaç gün evvel İsterlö isminde ti - - İcaretle iştigal eden bir adam, polise mü- racaat ederek: — Bayramın 1 inci günü sabahı saat 63 sularında Çatalçeşme sokağından ge- çerken cadde üzerinde önüme iki adam çıktı. Biri uzunca boylu idi. Ağzıma men- dil tıkadılar, boğazıma da atkı sardılar. 386 lira paramı alarak, kaçtılar, demiş - tir. Zabıta bu işin faillerini aramış ve bul- müş, sabıkelılardan Ali Fuad ile Agob ol- duğunu tesbit etmiş ve bunları yakalı - yarak adliyeye vermiştir. İsterlö ile suçluların yapılan müuvace- helerinde, İsterlö: Onda her şey değişti. Yalmız benim çok sevdiğim o tatlı gülüşünü daima muhafa- * Son Posta , nın edebi romanı vor rıuaıu" Niçin?.. — Bilmem.. o Karacaahmedden ge - Çiş.. geceyarısı.. keşke gitmeseydik!... Adnan ürperdi. Sahi, kızın hakkı vardı. Ne divanelik etmişlerdi! Maa - —mafih Mahmurenin korkusunu biraz — yatıştırmak — Çaocul n, diye söylendi, ne ola- bilir? Yollar gayet emin! Hem geldi - - ğimiz fena mı oldu?.. Herhalde eğlen- dik sanırım? | — İhtimal. — İhtil — Yoo! az bilmem nasıl sö, olandan sonra insan ne kadar eğlenebi- Birse... O Zu... Ooof.. Kızır du ki Adnan, bir çocuktaki bu kaorkı ların fena sö- yor- bu taze yarayı na- ündü. Bu ön dört, | ön beş yaşlarında uğranan dehşetlerin | ?|de Tanrı , kuların Önüme çıkanların bunlar olduğunu kat'iyetle söyliyemem. Çünkü yüzlerini nı bedbahi edeceğini kendi tecrübesile biliyordu. Yoksa Adnan, bilmeden, is- temeden, Gülsümün lâyik olduğu cezi yı kızına mı çektirecek, Filibenin i kamını bu mâsumdan m; alacaktlı? Ah, ne diye onu bugün yalıdan çıkarmıştı? Ne diye © Beylerbeyindeki arabaya bindirmişti? Ne diye buralara kadar getirmişti? Şimdi geceyarısı gene bir araba ile dönüyorlardı. Üstelik yıldı- rımlar ve şimşekler altında mezarlık - lar içinden geçeceklerdi. Bugece ikisi netine mi uğramış: Kendi ne ise ama bu masumun ne gü - Adnan lesi işli; |ve en duygular: uğumda anasını * ile karışık dini ko e kalbi göğsünden di- ak gibi çarpıyordu. |şarıya v aC yüzünü kollarile kapamış- Ağlıyor muüuydu? — gasil bütün bir ömür müddetince insa-| Bu düşünce Adnanı büsbütün çılgı -|re, aç gözlerini.. neye kapadın goılerı—.lb ör bulut içinden geçiyorlardı. Annesi yanında idi. Kızım bugün büsbü- İnız, seni buraya gel Hastalık,ölümve pislik getirenfareleri Yazan: İsmet Hulüsi a İlbirtisr eni mektebe gel İ yorum. Tebrik ederim Aksaçlarıma bakıp belki eli " İtoşekkür edecekti. Fakat bu Ben onu kendi kızım gibi latabilirdim. O beni bilmiy m sevgimi bilmemişti k am yerde kaldım. -" a -. -. .. ile öldürünüz Macun ve buğday şeklince olup büyük ve küçük her nevi fareleri, sıçanları derhal öldürür. Tesiri kat'idir. Fareler kokmaz. Buğday nevilerini serpmelidir. Macun olanlarını yağlı bir ekmeğe ve herhangi bir gıdaya sürerek farelerin bulunduğu yerlere koymalıdır. Kutusu 10, dört misli 25, iki büyük nevi bir arada 30 kuruştur * unutmuştum. Şimdi gene ti. Gülemiy güldürdü. Yazık ki onu da |me İta'ık nükset cuğum, kaybettim. YARINKİ NÜSHAMIZDA: Kayıkcı Yusuf Yazan Peride Celât || Rasadhane bir zelzele kaydetti Rasadhane 7-12-937 Gakika yirmi saniye geçe za zele detmiştir. Merk nbuldan mesafesi 290 tahmin edilmektedir. saat on biri 35 yıf bir zel- tünün ometre | görmedim, tanıyamam demiştir. Suçlular sorguları yapilması için 1 in. ci sorgu hâkiminin huzuruna çıkarılmış- lardır. Her iki suçlu da böyle bir bâdise ile alâkaları olmadığını söylemektedir. Ali Fuad ile Agob tahkikatın ikmaline kadar şimdilik serbest bırakılmışlardır. Haklarında tahkikat yapılmaktadır. a: eli SA | Mahkemecde bir kednın — gea sar'esı tullu Kiracıları Mehmedle Ne R ne bir hakaret davası açaı e dün mahkemede davasını suçlu Nerimanın sar'ası tutarak bayı mıştır. Kadın uzun zaman ayıltılamamış, bu Baş, dış, nezle, grip, romatizma, nevraljı, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde üç kaşa alınabilir. Taklitlerinden sakınmız ve her yerde ısrarla GR.PİN isteyiniz. KN LA z —. — a eee Zootekni umum müdi Fransız gemisi kurtarıldı Bursi Ziraat Vekâletinin Merinos| Gelibolu civarında Duğanaslan mev- teşkilâtında mı;ieîıusıi uhır_ak çalışan 'kşinde karaya oturan 4335 ton buğday Fşhrl. Zi t Vekâleti Zootekni müdü- Fransız bandıralı Brisbane va: yü umumiliğine tayin edilmiştir. Yeni sürk Gemi Kurlarma şirketi ta- umum Müdür, bu akşam, yeni vazife-|Püru, Türk Ger ör ee sine buq!am'ın üzere Ankaraya hareket | Tafından kurtarılmış ve Geliboluya ge. ledecektir. tirilmiştir. 7 ——— —— na çevirdi ve hemen kızın başını tutup,|ni?.. Bana bak, yüzüme bak, Mahmü-| Adnan arabacı gayriihtiyari sert bir hareketle yüka-İre!,.. Yağmur fena boşanacak. Şu yo- rıya kaldırarak: Mahmure, başını ağır ağır kaldıra-| kuşu çabuk tırmansak! — Mahmure, diye inledi, beni affet.İrâk tekrar Adnana baktı. İkisinin de| Diye seslendi. tin mi, Mahmure? şimdi yaşlarla doluydu. Arabac; bu i duymamış gibi hiç — Niçin?.. Ne yaptınız ki?.. - Ağlıyorsun, Mahmure! cevab vermedi, fakat üstüstüne kırba- rı siz madınız ya... — BSiz de ağlıyorsunuz! cının şakladığı işitildi. Arkasından, ge — Evet ama benim yü: — Ben.. cenin içinde gök delinmiş de bütün ka- çekemiyenlerin alçak Karanlığı ranlık sellerile yere akıyormuş gibi bir — Kimdir onlar?.. Yı n şarıltile bi n akarak müdhiş bir yıldı- na indi ve Adnan cııı—.lesx j bitinemedi. Derhal ikisi de camdan dışarıya baktılar ve yeniden Ççakan şimşeklerin parıltısında, bir an, bir rıhtım ve deniz parçası görebildi- ler. Mahmure: Galiba Haydâ geçiyoruz. Mahmüre, mantosunun yakasını ka- piyarak: — Üşüyorum, kadın mı? — Bilmem., ihtimal o., bil emeli idim! — Fakat bunda sizin ne kıbahı niz var? Ben gelmeği ken i İstedin ama ben gene sen LLCİ meli idim. Bilhassa, gecenin karanlı da, böyle seninle bir arabada baş yollara düşmemeli idim. — Benden kuyor musunuz? — Hâyir, kendimden korkuyorüm. ğ sanki tufan! Diye mırıldanı Bu anda beygirler arabayı güçlükle Askeri Hastanenin önünden Haydarpa- İşa Lisesine doğru çıkarmışlardı. Yağ- mur, yokuşta, bütün hızile kaldırımları dövüyor ve uzaklarda şimşeklerle yıl- ların ardı arası kesilmiyordu. Fe- larpaşa — rihtımından rının üstünden gece kadar si- an | lâket bununla da bitmiyordu. Sağanak mdi, canlı bir mahlük gibi yumruk- tekmelerle arnbanın tentesini sar- ken arabacının se-|sıyor, çatırtılarla arabanın - içerisine $ In bu ııııh&Tar*nnân silkindiler: doğru şişen iki yandaki muşamba per- — Beyefendi, yağmur çiselemeğe | delerin arasından, sel gibi sular, Ad- başladı! nanla Mahmurenin sırtına ve dizlerine Bir şimşek ve arkasından korkunç|akıyordu. bir gökgürültüsü daha arabayı yerin-| Mahmure, korkudan Adnanın kolla- den oynattı. Sanki beygirler yıld'mnlıirına sarılarak: parma'ıc tron yolunu ı açık p İntan! si de ürpen Mahmure, Adân u(unl_uı ;,man memek ıçn gözlerini kapadı. Adönan, ahmurenin gözlerini ölüm kapamış gibi dehşetle kızın ellerile sarıldı, — Mahmure, diye yalvardı, Mahmu- (Arkası var)