İCEDEE - Edebiyatta tecess İYAT— üsün yeri var mı? , * * Bir san'at eseri, sadece üslübunda ki, tahlil ve tasvirindeki derinlik, incelik ve hakikaten benzerlikle öl çülebilir. Bundan çıkan netice de ondan tecessüs yolile değil, sadece hayranlık yolile kütleleri heye - Ne ise, o zamanları düşündükçe gene | Ahmed Mitkat efendiye rahmet okuyo- fum. Hiç olmazsa efendi hazretleri biraz daha etraflıca, biraz daha değişik masal- larla ve az çok roman çerçevesi - içinde şocukları da, bıyıklı ve sakallıları da ali kalandırmak imkânını bulabilmiş! Vakıl mnunkiler de az çok «Aldı sazı eline» tar- #anda ama hiç değilse halk masallarında bir yenilik, bir asrilik, bir Avrupahlık yapışlır! Yoksa o olmasaydı, bundan kırk, Şili yıl evvel Şahmeran, Billür Köşk ve Binbir gece masallarından başka masal- lara kolay kolay alâka bağlıyamazdık. Nasıl ki o devirde Namık Kemalin, Re- eaizade Ekremin, Samipaşazade Sezal- «nin ve Nabizade Nazımın maruf roman- larmı okuyanlar ve hakikaten zevk du- » yanlar okur yazarlar arasında yüzde yir- — . mi ise Mithat efendiyi okumak değil, a- | detâ batmedenler yüzde doksandı. Ne- - den? Çünkü, Mithat efendinin romanla- rında her şeyden evvel tecessüs alâkası okuyutuları büyülüyordu. Edebiyatı Ce- dide romanları ise ancak bir kısım genç- leri yavaş yavaş kendi tahlil ve tasvir- deki incelik ve derinliklerine çekebili- yordu. Bunun arkasından 1908 inkılâbı, ikinci “meşrutiyet yılları, milliyet cereyanı, Ci- © han harbi, İstiklâl harbi ve nihayet bü- — tün parlaklığı ile Cumhuriyet rejimi gel- — d Her sahada olduğu gibi edebiyat sa- hasında da mühim adımlar atıldı. Fakat ne yazık ki ne dün, ne bugün tamamile tAldı sazı eline bakalım ne söyledi!» mik- — Ratısının ibresi kırılmadı. Bugün bile bir kısım edebiyatçılar ve bunların arasında en gençleri bile zaman zaman bu ibröyi kımıldatmaktan geri durmuyorlar —ve — San'at hareketlerini azami derecede bir — bitaraflıkla tedkike kalkan herhangi sa- mimi münekkidin nazarları önüne ekse- Triya san'attan ziyade ticaret fikrile ya- pılan reklâmların ve o reklâmlara uygun kötü eserlerin alacalı kumaşlarını seri- — yorlar. Bu kumaşlara dalan ve ruhları- © mı, zevklerini ve belki de kafalarının içi- ni bu kumaşlarla sarıp sarmalıyan basit okuyuculara bundan âlâsını da çok görü- yorlar. Fakat ne açık bir hakikattir ki, ©< diğer bötün nefis san'atlar gibi yüksek -— edebiyat ta bu değildir. Bu, sadece insan- lardaki tecessüs alâkasını istismar eden ve hiçbir zaman bir millet edebiyatına şeref vermiyecek olan bir yazı ve kitab | borsası, bir kelimede bazirgânlıktır. De- mek ki, her şeyden evvel ve her şeyden ziyade, son senelerde yeni baştan diril- tilmeğe çalışılan bu âdi edebiyatı yere sermeliyiz. Tâ ki, her cihetçe yüksek ve kiymetli eserler ellerde dolaşsiın ve bu arada, bazar kaldırımlara kadar düştü- Bünü gördüğümüz değerli sân'at eserleri de ayaklar altından kurtarılsın! Çünkü san'at eserinin hakikt değeri «Âldı sazı eline bakalım ne söyledi!» en- dişesile değil, sadece Üslübündaki, tahlil lim ve bu sesi işittirelim. Yalnız | canlandırmasını emreder. Bu emir, bedii heyecanın emridir. Yalnız bu sesi işitel Yazan: Halid Halk masalları ne hoş masallardır! Ço- cukken hepimiz ninelerimizden bunların çeşidlerini dinledik. Biraz büyüyüp ipti- dâiyede veya rüşdiyede eski harflerle az çok okumağı öğrenince de, acem bazması yaukavva kablı hikâye kitablarında bu masalların, içine şiirler karışık olanları- nı da adetâ ezberliyerek belledik. Zaten © zamanlar çocukların, ekseri büyükler gibi, muhayyelesini gıdalandıracak başka heyecan membaları pek yoktu. 'şimdiki sinemanın yerine karagöz ve bir K ye kadar orta oyunu ile meddah füka ve tecessüsümüzü uyandıra- dü. Hepsinde de aşağı yukarı, Ke- rem ile Aslı, yahud Ferhad ile Şirin ef- sanelerindeki «Aldi sazı eline bakalım ne söyledi!» istifrhamı hemen hemen bü- tüz alâkamızın toplanıp düğümlendiği nokta idi. Meselâ Karagözde miyiz, Kanlı Nigâr oyununda bütün çocuklar merak- tan çatlardık: Acaba Hacivad mı belâlı e- ve erken girecek, yoksa Karagöz mü? Kol demiri sürülünce hangisi daha evvel da- yağ: yiyip çırçıplak sokağa atılacak? Or- la oyununda da, meddahta da aşağı yu- karı buna yakın merak ve endişeler içt de sabırsızlıkla oyunun veya hikâyenin safhalarını beklerdik! Fahri Ozansoy ve tasvirindeki derinlik, incelik ve haki- kate benzerlikle ölçülebilir. San'at eseri- nin bu yüce telâkkisinden çıkan netice de, onün tecessüs yolile değil, sadece hay- ranlık yolile kütleleri heyecanlandırma- sını emreder, Bu emir, bedii heyecanın emridir. Yalnız bu sesi işitelim ve bu sesi işiltirelim. ğ Halid Fahri Ozansoy Bir fıkra ve bir düşünce Yücel — ismindeki — gençlik — mecmua - smda da «Edebi hatıralar, haberler, nükte- lere Başlığı altında benim şahsuma karşı bir fıkra karalamışlar. Karalıyanın İmzası yok Yalnız yaşdığı soğuk ve uydurma haber, es- kiliği kadar aşağılık bir espri! İhtimal bu- a cevab vermeğe değmezdi. Ancak gittikçe salgın halini alan bu tariz cereyanını bir de- receye kadar önlemek ve acı bir hakikatl ortaya vurmak için Yücel'in 6 fıkrasına ce- vab vermek lüzumunu hissediyorum. Bundan yedi sene evvel Ankarada bir e- İdebiyat muallimleri kongresi açılmıştı. Mu- Jallim olarak ben de oraya gitmiştim. Bir ak- İşam Ankarada bir salaş tiyatroda çıngırak.| lar çalarak Baykuş piyesini eynıyacaklarını ilân ediyorlardı. Arkadaşım — romancı Esad İytahmıdla bu iptidai temsili menetmek iste- . Sözümüzü tiyatre müstecirine dinlete- miyerek karakela müracaat ettik. Cevab o- larak ta: — Madem ki matbu bir eseri alıp oynıya- |taklar. Sirkal sayılmaz. Oynıyabilirler Cevabını aldık. Bu yak'ayı, hakkı telifin | Tanlaşılmadığı mevzuy etrafmda evvelce bu İsütunlarda hatıra olarak yazmıştım. — İşte İYücel muharriri de bu vak'ayı hatırlatmak İistemişti. Pakat tamamile uydurarak. Söz de |ben tiyatroda prora yapan aktörleri —sus- | turmak için sahneye atılmışım, ağız kavgası | yapmışımı, mahalle çocukları da ön kuruşa tiyatroya girerek oyun başladı xanmışlar! O gece Esad Mahmud da akşamki — mualtim | toplantısında bunu anlatarak yeni bir tuldat mevmu bulmuş! Bir kere Esad Mahmud, hakkı telifin çiğ- nenmesine ve böyle maddi bir menfaat bek- lemediği halde bir muharririm arması hilâ- fına eserinin kepaze edilerek temsil editişine kırmış, o düşünce ile bu hâdiseyi anlatmıştı.! Fakat sahneye hücum eden kimse — yakta. Bu yafanı bu soğuk nükteyi yazan uydu- ruyor. İkinci teessüfe lâyık cihet te, Yücel'deki bu heveskâr ve müptedi kalemin yazısına şu türkçeden başka, her şeye benziyen cümle ile başlamaşıdır: allalid Fahri bazan pe baht sızdır, hoş ekseriya da diyebiliriz.» A çocuğum! Benim ekseriya bahtsiz oldu. Bumu nereden tahmin ediyorsun? Bir baht- Sazlığım varsa, böyle senin gibi mekteb sı- ralarında bile terbiyeyi öğrenmemiş bir ta- lebe mevcud olduğunu antamamdır. Bir ede- biyatçı sıfatile değil, her şeyden evvel bir Mmuahim sıfatile senin kendinden büyükleri. ne karşı beslediğin ba bürmetsizliğe acıya. rum. İnandığın ve belki hürmet ettiğin öğ. yetmenlerin varsa onlara ser: herhalde sana, zekânın vasıtası olan kalemin âdi bir odun parçası olmadığını söyliyeceklerdir. — Yazık ki Yücel gibi güzide bir zençliğin fikir ve his | BON POSTA Cerrahpaşanın yeni sertabibi Terfian Ankara Nümune tabibliğine tayin edilen Ce tanesi sertabibi Rüşdü — Çapçıdan inhilâl eden Cer « rahpaşa sertabib - liğine Haseki has - tanesi entaniye mütehassısı ve la- boratuar şefi B . sad tayin olun - muştur. Cerrahpaşa has - Entaniye mütehassısı dü Çapçı gibi tıb Esad #leminde olduğu kadar idarecilikte de şöhret bulmuş bir zaflır. Evvelce Fakül- |te muayenehanesini idare etmiş ve uzun seneler emrazı zühreviye müfettişl de bulunmuş ve nihayet Haseki h nesine sertabib tayin edilmiştir. 9 se - nelik sertabibliği zamanında Haseki has- tanesini âdeta yoni baştan tesis etmiş, vi- ran bir halde bulunan hastane binasının tamir ve modern bir hale tfrağ edilmesi- ne âmil olmuş, bazı ilâveler yüptırarak hastane kadrosunu 300 yatağa çıkarma- ğa müuvaffek olmuştur. Rüşdü Çapçı le Esad vaktile Haseki hastanesinde birlikte bulunmuşlar ve o zaman hastane sertabibi bulunan Nured- dinin tababette olduğu gibi idarede de gösterdiği teknik uşullerden istifade mişler, ayni zamanda profesör Âkil Muh- tarın asistanlığını yapmışlardır. Ezadın Haseki hastanesinde olduğu gi- bi Cerrahpaşg, sertabibliğinde de mu - vaffak olacağı şüphesizdir. Krymetli dok- torumuzu — tebrik ederiz. Rüşdü Çapçıya gelince, o daha kısa bir müddet İstanbulda kaldıktan sonra Ankaraya yeni vazifesine gidecektir. Dün bı;ş kaza oldu Bir asansörcü asınsörle demir parmaklık arasızda kallı Dün şehrin muhtelif yerlefinde kâaza olmuştur: 1 — Şoför Mehmed Altan idaresindeki 3160 numaralı otomobil Kumkapı cadde- sihden geçerken 15 yaşında Fahriye adlı bir kıza çarparak yaralamıştır. 2 — Berber Abdülvahid idaresinde husus? otomobil ile Saraçhanebaşından geçerken Karagümrükte oturan Azize adlı bir kadına çarparak yaralamıştır. 3 — Vatman İbrahim Karatepe idare . sindeki stadyomu önünde Muharremin arabasına çarpmıştır. 4 — Mustafa Ateş isminde biri ida . reşindeki 12 numaralı motosikletle Kadı- köyden geçerken Rasimpaşada oturan Fuada çarparak muhtelif yerlerinden ya- ralamıştır. 5 — Dün akşam üzeri Binbirdirekte, fb- rahim Şinasi apartımanında da bir kaza olmuş, apartımanın asansörcüsü, asan - beş. erganı olmak lâzım gelen bir mecmuada ve- nin kıratı düşük kalemine de sayfa ayırmış- lar! Ne diyeyim, böyle imzasırz bir yazıyı neşrederken demek ki iyi le kötüyü, güzel ile çirkini, zarlf nükte, kaba tarizi daha on- İlar da tefrik edememişler ve bu yazıyı ta- mamile kendilerine mal etmişler! Halbuki gazete çıkarmak, sadece bir imtiyaz almak işi değildir. Edeb, erkân ve bilhassa gençliğe (yakışan zevk ve vakar her şeyden önce ge- lir. İşte doğru, fakat acı hakikat? H V. 0. Tamir edilecek ve asfaltlanacak yollar Asfalta tahvil edilecek yollar et fındaki hazırlıklar devam etmektedir. :Üsküdar vapur iskelesi meydanı, Cer- rahpaşa hastanesinin önü, Ihlamurla Fenerbahçe arası da asfalta tahvil edi- lecektir. Tarlabaşı caddesi bir müddettenberi harab olmuş vaziyettedir. Belediye bu caddeyi tamir etmeğe karar vermiştir. Tamir işine yakında başlanacaktır. Kâğıdhane köyünü neye sel basmış ? Son yağmurlarda Kâğıdhaneyi sular basmıştı. Buna sebeb olarak orada bu- lunan bendin gözlerinin kapanmış ol- ması gösterilmektedir. Beyoğlu beledi- ye müdürlüğü bu bendin ya kaldırıl- masini veya kapanmış olan kapakları- nın açılmasına lüzum göstermiştir. sörle demir parmaklık arasında tikışa - rak ağır surette yarâlanmıştır. Apartıman asansörcüsü 45 yaşlarında Vahan dün akşam üzeri üçüncü kata ya. Wmı:k çıkarırken ikinci kat hizalarında bir- ,denbire asansörle kapı demirleri arasın - da sıkışmış ve istimdada başlamıştır. Va- henim feryadına koşan aparlıman halkı derhal cereyanı kesmişler ve asansörcü. yü sıkıştığı yerden çıkarmışlardır. Kaza neticesinde belkemiği kırıları ve ağır su- rette yaralanan Vahan imdadı sıhhi oto- mobili ile Cerrahpaşa hastanesine kaldı- rılmıştır. | Müesseselerde yangın söndürme tertibatı İtfaiye müdürlüğü hususi müessese. lerde, dükkân, mağaza ve sairede yan- gin tehlikesine karşı bulunacak vesaiti tesbit etmektedir. Bu gibi müessesele. rin mevcudundan başka neler bulun- durmaları iktiza ettiği ayrıca kendile- rine bildirilecek, ona göre ilâve yap- maları istenecektir. Yerebatanda beş bina istimlâk dildi Yerebatan sarayının etrafında bulu- an beş bina belediye tarafından istim- lâk edilmiştir. Sarayın üstüne isabet eden kısım Millt Emlâk Müdürlüğü- nündür. Buranın da istimlâki için be- lediye Maliye Vekâleti nezdinde teşeb-|cuk duygusu gazetesinin on birinci sayısı da || Susamyuğı gıkmıştır. - büsat yapacaktır. tramvay — arabası Flherbıhçe' yirmi beş bin tenaer| İStanbuldaki müesseselerde İŞÇİ çalışıyor Bu mikdara l0kişiden az işçi çalıştıran müesseselerdeki işçiler dahil değil, talımatname hakkındaki mühlet bitti İş yerlerinin dahili nizamname hazırlıya- Tak iş dalresi şefliklerine vermeleri için veri- len müblet nihayot bulmuştur. Dahili tali. matnamelerini vermiyenler henüz tosbit e- dilememiştir. Bugünden ilibaren verilen da- hili taltmatnamelerin tasnifine — başlanmış bulufmaktadır. tığı halde talimatname verenlerin bu mik- dardan bir hayli az olduğu evrak tomaria- rından anlaşılmaktadır. Müddetin — hitam dahili talimatnamesini iş düjresine getiren- ler olursa bunların gecikmesindeki mazeret lge şefliğince makul görüldüğü takdirde kabul edilecek, fakat bir ay kadar süreceği tahmin edilen tasnif işinde müracaat etme- uıl:' olanlar hakkında adl! takibat yapıla- caktır. İş dalrelerinin teşekkülündenberi hergün Bulgaristanın Üzüm ihracatı Bulgaristğnin #sofra üzümlerile meyva ve sebze iliracatı günden güne İnkişaf etmek- tedir. Bu ihracatın mühim bir kısmı, büyük Avrupa şehirlerile Büyük Britanyaya yapıl- maktadır. İhracat, bu sene 7T600 vagona — baliğ ol- maktadır. Her vagonla 5.40 ton üzüm İhrac edildiğine göre, ihracat mikdarı 41800 tön olarak tesbit edilmektedir. Avrupanın yıllık üzüm Kdhalâtı 150000 ton olarak tesbit edilmiştir. Bulgaristanın bunun Üüçte birine yakın bir mikdarını ihrac etti- #ine göre, Türkiye bağcılığının biraz inki-| şafı, biraz da reklâm yapmak suretile üzüm- | lerimize iyi mahrecler bulunabileceği Mmuhak- kak addedilmektedir. İstanbuldaki iş yerlerinin sayısı 2 bini aş- |? vasati — olarak —4-5 mirliğine müracsat ketmeklte ve muh- İtelit — şikâyetlerde — bulunmaktadırlar. An- cak iş dalresince yapılan — tedkiklerdi ekseriyetle — şikâyetçilerin haksız — olduğu meydana çıkarılmaktadır. İstanbulda 20-24 ia kadar İşÇi mevcud olup İstanbul iş dai- ı Bursa gibi elvar vilüâyetlerdeki, lerle beraber 90-35 bine baliğ olmaktadır. İş. İçinin en ziyade tekâsüf ettiği iş yerleri tütüz depoları, nakliye ve inşaat yerleridir. İnhi- igçi mmtaka &- bulmuş olmasına rağmen bugünler zarfında | $4 dir. Maamafih bu işçi yekünle İi sırf iş kanunu inuclbince 10 kişiden fazlı Jişçisi bulunan yerlere ald olup münferid çu Jlştırılanlarla yekünu 10 dan aşağı olan atöl- ye ve buna mümasil iş yerleri ve işçi aded. leri tesbit edilen bu mikdarlara dahil de Bildir. En ziyade şikâyette bulunan işçiler mev. &hmlik işlerde çalışanlardır. İtalya yumurtadan Gümrük alacak İtalyada devalüasyondan sonra kaldırılan yumurta gümrük resmini federal heyet, ye- niden, kental başına 15 frank olarak tesbii etmiştir. SÖLELa l d0 GD YLAMEA. .slanbul Borsası kapanış fiatları 8 - 12- 1937 ÇEKLER Açılış Kapauj 421525 — 62500 D2,7995 — 0,8016 23515 — 28535 Ttriyatcıların bir temennisi Almanyadan ddhalât yapan tacirler, Cüm- hüriyet Merkez Bankası tarafından, yaptık- ları kredi idhalâtinın bedelini $ ay zarfında ödemeğe mecbur tutulmaktadırlar. Halbuki, bunlar Almanyada muamele yaptıkları mü- esseselerle, altı ayda ödemek üzere anlaşmış- lardır. Geçenlerde, bazı zümrelerin, müraca- | atlart üzerine, vaziyetleri tedkik — edilerek Bit ayda ödemelerine müsaade edilmiştir. İAlmanyadan ibtidal madde idhal eden 1tri- yatcılar da, bu vâdenin altı aya çıkarılma- sını stemeğe ve bu hususta Vekâlete müra. csat etmeğe karar vermişlerdir. Türk borcu tahvilleri yükseliyor 'Türk barcu tahvilleri, bir Iki gündür yük- | selmektedir. Evvelki akşam 1440 lirada ka- punmış olan tahviller, dün 26 kuruş daha | yükselerek Muünmele görmüş ve 1465 lirada | kapanmıştır. Altın da dün bir kuruş daha yükselmiş, borsa hazicinde sarraflarda 1113 kuruşa alı- nıp 1115 kuruşa satılmıştır. Fındıklarımız İsviçrede rağbet buluyor Fındıklarımız, İsviçre tutunmuş bulunmaktadır. İsviçredeki çiko- lata fabrikaları, Giresun, Fatsa ve Ordu fın- dıklarına fazla mikyasla Çalib olmaktadır- lar. İsviçre fındık idhalâtının — üçte ikisini |Türkiye fındıkları teşkil etmektedir. Bu yıl birinciteşrininde, İsviçreye, 428.522 kilo mem. leketimizden, 130113 kilo İtalyadan, 69.510 kilo Fransadan, 2738 kilo da Almanyadan Tındık idhal edilmiş bulunmaktadır. Eylül ayında İsviçrenin ldhal ettiği 202.589 kilo findığın 216641 kilosu da memleketi - mizden ihrac edilmiştir. Buğday koruma kanunu hakkında bir etüd hazırlanıyor Muamele vergisi ve buğday koruma kanu- nu hakkında bir etüd hazırlıyan İktisad Ve- İkâleti sanayi müfettişlerinden Bekir Sıdkı, Ticaret Odasında bazı değirmencileri toplı- yarak kendilerile görüşmüş ve bu hususlar- da bazı malümat ve izahat almıştır. Macaristanın domates ihracatı Macaristanın domates ihracatı yıldan yıla artmaktadır. Bulgaristanda istihsal ve ihraç edilen, taşınmıya Mmüsald kalın kabuklu do- mateslerden Macaristanda da zer'edilmesi ve Ihracatın bu nevi dotameslere hasrı karartaş. tırılmıştır. Bu yıl portakal ve mandalina bol Adana, Mersin ve Döztyol mahsulü porta- kal, llmon ve mandalinalar İstanbul piya - sagına getmeğe başlamıştır. Bu sene, bu ha- valide bu mahsullerin geçen seneye nisbel - le gerek kemiyet gerek keyfiyet itibarile fa- ik olduğu anlaşılmaktadır. Portakai, mandalina ve llmon alan cene- bi firmalardan bir çoğu bu hayaliye mü - messillerini göndermişlerdir. Berm eee ee eeaannnlnn nan, l Yeni neşriyat ı Çocuk duygusu — Çok faydalı yazılar ve resimlerle intişar etmekte olan haftalık ço- 151940 — 15,22 4,7U25 61435 5455 #L9HA YASTI n5 ems 137549 10BS6 «21175 40184 106 6775 160 21475 48 595 5142 Miadrid Berllâğ Vürşorva Budap eşte Bükreş | piyasasında hayli z z u İç fındık Kaşar peynir Pamukyağı 88t€tet £TE5tENS. H &© 2A8B8E8İcacAMAF & €