Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
İn 1 İ S EIEHYAT:] Edelılyatta İECESSÜ * * * Bir san'at eseri, sadece üslübunda ki, tahlil ve tasvirindeki derinlik, incelik ve hakikaten benzerlikle öl çülebilir. Bundan çıkan netice de ondan tecessüs yolile değil, sadece hayranlık yolile kütleleri heye - canlandırmasını emreder. Bu emir, bedii hevecanın emridir. bu sesi işitelim ve bu sesi işittirelim. üsün yeri varmı? Yalnız .SON '0';;_ Cerrahpaşanın yeni sertabibi Terfian Ankara Nümune hastanesi ser- tabibliğine tayin eeilen Cembpaiı has- tanesi sertabibi Rüşdü — Çapçıdan inhilâl eden Cer - rahpaşa sertabib - liğine Haseki has - Yazan: Halid Halk masalları ne hoş masallardır! Ço- cukken hepimiz ninelerimizden bunların çeşidlerini dinledik. Biraz büyüyüp ipti- daiyede veya rüşdiyede eski harflerle az çok okumağı öğrenince de, acem basması mukavva kablı hikâye kitablarında bu masalların, içine şiirler karışık olanları- nı da adetâ ezberliyerek belledik. Zaten O zamanlar çocukların, ekseri büyükler gibi, muhayyelesini gıdalandıracak başka he şecan membaları pek yoktu. Yalnız şımdıkı sinemanın yerine karagöz ve bir ' dereceye kadar orta oyunu ile meddah ayrıca alâka ve tecessüsümüzü uyandıra- biliyordu. Hepsinde de aşağı yukarı, Ke- rem ile Aslı, yahud Ferhad ile Şirin ef- sanelerindeki «Aldı sazı eline bakalım ne söyledi!» istifhamı hemen hemen bü- tün alâkamızın toplanıp düğümlendiği nokta idi. Meselâ Karagözde miyiz, Kanlı | Nigâr oyununda bütün çocuüklar merak- tan çatlardık: Acaba Hacivad mı belâlı e- ve erken girecek, yoksa Karagöz mü? Kol demiri sürülünce hangisi daha evvel da- yağı yiyip çırçıplak sokağa atılacak? Or- ta oyununda da, meddahta da aşağı yu- karı buna yakın merak ve endişeler için- | de sabırsızlıkla oyunun veya hikâyenin safhalarını beklerdik! Ne ise, o zamanları düşündükçe gene Ahmed Mitkat efendiye rahmet okuyo- tum. Hiç olmazsa efendi hazretleri biraz daha etraflıca, biraz daha değişik masal- larla ve az çok raman çerçevesi içinde çocukları da, bıyıklı ve sakallıları da alâ- kalandırmak imkânını bulabilmiş! Vakıâ enunkiler de az çok «Aldı sazı eline> tar- zında ama hiç değilse halk masallarında bir yenilik, bir asrilik, bir Avrupalılık yapıştır! Yoksa o olmasaydı, bundan kırk, - plli yıl evvel Şahmeran, Billür Köşk ve Binbir gece masallarından başka masal- lara kolay kolay âlâka bağlıyamazdık. Nasıl ki o devirde Namik Kemalin, Re- caizade Ekremin, Samipaşazade Sezai- -»nin ve Nabizade Nazımın maruf roman- — larmı okuyanlar ve hakikaten zevk du- — © yanlar okur yazarlar arasında yüzde yir- —. mi ise Mithat efendiyi okumak değil, a- - detâ hatmedenler yüzde doksandı. Ne- - den? Çünkü, Mithat efendinin romanla- rımda her şeyden evvel tecessüs alâkası — okuyucuları büyülüyordu. Edebiyatı Ce- B0 dide romanları ise ancak bir kısım genç- leri yavaş yavaş kendi tahlil ve tasvir- deki incelik ve derinliklerine çekebili- yordu. Bunun arkasından 1908 inkılâbı, ikinci wmeşrutiyet yılları, milliyet cereyanı, Ci- > han harbi, İstiklâl harbi ve nihayet bü- Fi tı.ın parlaklığı ile Cumhurıyet re_ıimi gel- hnsmda da mühim adımlar atıldı. Fakat y H, 1 ç — e yazık ki ne dün, ne bugün tamamile “eÂldı sazı eline bakalım ne söyledi!» mık- — Unatısının ibresi kırılmadı. Bugün bile bir - kısım edebiyatçılar ve bunların arasında en gençleri bile zaman zaman bu ibröyi kımıldatmaktan geri durmuyorlar — ve | Ban'at hareketlerini azami derecede bir - bitaraflıkla tedkike kalkan herhangi sa- mimi münekkidin nazarları önüne ekse- | riya san'attan ziyade ticaret fikrile ya- pılan reklâmların ve o reklâmlara uygun | kötü eserlerin alacalı kumaşlarını seri- yoriar Bu kumaşlara dalan ve ruhları- — mı, zevklerini ve belki de kafalarının içi- " 'a — ni bu kumaşlarla sarıp sarmalıyan basit -— sokuyuculara bundan âlâsını da çok görü- /|yorlar. Fakat ne açık bir hakikattir ki, “diğer bütün nefis san'atlar gibi yüksek - edebiyat ta bu değildir. Bu, sadece insan- 'Iardakî tecessüs alâkasını istismar eden ve hiçbir zaman bir millet edebiyatına |şeref vermiyecek olan bir yazı ve kitab u borsası, bir kelimede bazirgânlıktır. De- -mek ki, her şeyden evvel ve her şeyden ziyade, son senelerde yeni baştan diril- tilmeğe çalışılan bu âdi edebiyatı yere sermeliyiz. Tâ ki, her cihetçe yüksek ve kiymetli eserler ellerde dolaşsın ve bu arada, bazar. kaldırımlara kadar düştü- ğünü gördüğümüz değerli san'at eserleri “de ayaklar altından kurtarılsın! | Çünkü san'at eserinin hakikt değeri — eÂldı sazı eline bakalım ne söyledi!» en- dişesile değil, sadece üslübundaki, tahlil — Ü AR YALYEKM aö ÇÜŞ Fahri Ozansoy ve tasvirindeki derinlik, incelik ve haki- kate benzerlikle ölçülebilir. San'at eseri- nin bu yüce telâkkisinden çıkan netice de, onun tecessüs yolile değil, sadece hay- ranlık yolile kütleleri heyecanlandırma- sını emreder. Bu emir, bediit heyecanın emridir. Yalnız bu sesi işitelim ve bu sesi işittirelim. İ Halid Fahri Ozansoy Bir fıkra ve bir düşünce Yücel —ismindeki —gençlik — mecmua - smda da «Edebi hatıralar, haberler, nükte- ler» başlığı altında benim şahsıma karşı bir fıkra karalamışlar. Karalıyanın imzası yok! Yalnız yazdığı soğuk ve uydurma haber, es- kiliği kadar aşağılık bir espri! İhtimal bu- na cevab vermeğe değmezdi. Ancak gittikçe salgın halini alan bu tariz cereyanını bir de- receye kadar önlemek ve acı bir hakikati ortaya vurmak için Yücel'in o fıkrasına ce- vab vermek lüzumunu hissediyorum. Bundan yedi sene evvel Ankarada bir e- debiyat muallimleri kongresi açılmıştı. Mu- tanesi — entaniye mütehassısı ve lâ- boratuar şefi E - sad tayin olun - muştur. Cerrahpaşa has « tanesinin yeni ser- tabibi selefi Rüş- dü Çapçı gibi tıb Esad âleminde olduğu kadar idarecilikte de şöhret bulmuş bir zaftır. Evvelce Fakül- te muayenehanesini idare etmiş ve uzun seneler emrazı zühreviye müfettişliğin- de bulunmuş ve nihayet Haseki hasta - nesine sertabib tayin edilmiştir. 9 se - nelik sertabibliği zamanında Haseki has- tanesini âdeta yeni baştan tesis etmiş, vi- ran bir halde bulunan hastane binasının tamir ve modern bir hale ifrağ edilmesi- ne âmil olmuş, bazı ilâveler yaptırarak hastane kadrosunu 300 yatağa çıkarma- ğa muvaffak olmuştur. Rüsdü Çapçı ile Esad vaktile Haseki hastanesinde birlikte bulunmuşlar ve ©o zaman hastane sertabibi bulunan Nured- Entaniye mütehassısı allim olarak ben de oraya gitmiştim. Bir ak- şam Ankarada bir salaş tiyatroda çıngırak- | lar çalarak Baykuş piyesini oynıyacaklarını ilân ediyorlardı. Arkadaşım romancı Esad Mahmudla bu iptidai temsili menetmek iste- |dik. Sözümüzü tiyatro müstecirine dinlete- miyerek karakola müracaat ettik. Cevab o- larak ta: — Madem ki matbu bir eseri alıp oynıya- caklar. Sirkat sayılmaz. Oynıyabilirler! Cevabını aldık., Bu vak'ayı, hakkı telifin anlaşılmadığı mevzuu etrafmda evvelce bu sütunlarda hatıra olarak yazmıştım. — İşte Yücel muharriri de bu vak'ayı hatırlatmak istemişti. Fakat tamamile uydurarak. Söz de ben tiyatroda prova yapan aktörleri —sus- turmak için sahneye atılmışım, ağız kavgası yapmışım, mahalle çocukları da on kuruşa tiyatroya girerek öoyun başladı sanmışlar! 0 gece Esad Mahmud da akşamki muallim toplantısında bunu anlatarak yeni bir tulüat mevzuu bulmuş! Bir kere Esad nlı.hmud. hakkı telifin çiğ- nenmesine ve böyle maddi bir menfaat bek- lemediği halde bir muharririm arzusu hilâ- fiına eserinin kepaze edilerek temsil edilişine kızmış, o düşünce ile bu hâdiseyi anlatmıştı. Fakat sahneye hücum eden kimse — yoktu. Bu yalfanı bu soğuk nükteyi yazan uydu- ruyor. lkind teessüfe lâyık cihet te, Yücel'deki bu heveskâr ve müptedi kalemin yazısına şu türkçeden başka, her şeye benziyen cümle ile başlamasıdır: «Halid Fahri bazan ne baht sızdır, hoş ekseriya da diyebiliriz.» A çocuğum! Benim ekseriya bahtsız oldu- ğumü nereden tahmin ediyorsun? Bir baht- sızlığım varsa, böyle senin gibi mekteb sı- ralarında bile terbiyeyi öğrenmemiş bir ta- lebe mevcud olduğunu anlamamdır. Bir ede- biyatçı sıfatile değil, her şeyden evvel bir muallim sıfatile senin kendinden büyükleri- ne karşı beslediğin bu hürmetsizliğe acıyo. rum. İnandığın ve belki hürmet ettiğin öğ- retmenlerin varsa onlara sor: herhalde sana zekânın vasıtası olan kalemin âdi bir odun parçası olmadığını söyliyeceklerdir. Yazık ki 'Yücel gibi güzide bir gençliğin fikir ve his organı olmak lâzım gelen bir mecmuada ge- nin kıratı düşük kalemine de sayfa ayırmış- lar! Ne diyeyim, böyle imzasız bir yazıyı neşrederken demek ki iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, zarif nükte, kaba tarizi daha on- dinin tababette olduğu gibi idarede de | gösterdiği teknik usullerden istifade et- | mişler, ayni zamanda profesör Âkil Muh- tarın asistanlığını yapmışlardır. Esadın Haseki hastanesinde olduğu gi- bi Cerrahpaşg, sertabibliğinde de mu - vaffak olacağı şüphesizdir. Kıymetli dok- torumuzu tebrik ederiz. Rüşdü Çapçıya gelince, o daha kısa bir müddet İstanbulda kaldıktan sonra Ankaraya yeni vazifesine gıdecektır Dü beş kaza oldu Bir asansörcü asınsörle demir parmaklık arası-da kal/ı yirmi beş bin Ilıuldakı mu*esseed İŞÇi çalışıyor İş yerlerinin dahili nizamname hazırlıya- rak iş dalresi şefliklerine vermeleri için veri- len mühlet nihayet bulmuştur. Dahili tali. matnamelerini vermiyenler henüz tesbit e- dilememiştir. Bugünden itibaren verilen da- hili talimatnamelerin tasnifine — başlanmış bulunmaktadır. İstanbuldaki iş yerlerinin sayısı 2 bini aş- tığı halde talimatname verenlerin bu mik- dardan bir hayli az olduğu evrak tomarla- rından anlaşılmaktadır. Müddetin hitam bulmuş olmasına rağmen bugünler zarfında dahili talimatnamesini iş dairesine getiren- ler olursa bunların gecikmesindeki mazeret bölge şefliğince makul görüldüğü —takdirde kabul edilecek, fakat bir ay kadar sürecefi tahmin edilen tasnif işinde müracaat etme- miş olanlar hakkında adli takibat yapıla- caktır. İş dairelerinin teşekkü!undenberî hergün Bu mikdara l0kişiden az işçi çalıştıran müesseselerdeki işçiler dahil değil, talımatname hakkındaki mühlet bitti vasatl —olarak — 4-5 mirliğine — müracaat telif — şikâyetlerde işçi mmtaka Ü- etmekte ve muh- bulunmaktadırlar. An- cak İiş dairesince yapılan — tedkiklerdi ekseriyetle — şikâyetçilerin haksız — olduğu meydana çıkarılmaktadır. İstanbulda 20-24 bin kadar iİşçi mevcud olup İstanbul iş dal- resine bağlı Bursa gibi civar vilâyetlerdeki- lerle beraber 30-35 bine baliğ olmaktadır. İş- çinin en ziyade tekâsüf ettiği iş yerleri tütüz depoları, nakliye ve inşaat yerleridir. İnhi- sarlar idaresinde çalışanların mikdarı 10 bi ne varmaktadır. Maamafih bu işçi yekünla.- ri sırf İş kanunu muücibince 10 kişiden fazlı işçisi bulunan yerlere aid olup münferld ça- İıştırılanlarla yekünu 10 dan aşağı olan atöl- ye ve buna mümasil iş yerleri ve işçi aded- leri tesbit edilen bu mikdarlara dahil de- ğildir. En ziyade şikâyette bulunan işçiler mev- slmllk işlerde çalı.ıanlnrdn' Bulgaristanın Üzüm ihracatı Bulgaristğnın sofra üzümlerile meyva ve sebze ifiracatı günden güne iİnkişaf etmek- tedir. Bu ihracatın mühim bir kısmı, büyük Avrupa şehirlerile Büyük Britanyaya yapıl- maktadır, İhracat, bu sene 7600 vagona baliğ ol- maktadır. Her yagonla 550 ton üzüm ihrac edildiğine göre, ihracat mikdarı 41.800 ton olarak tesbit edilmektedir. Avrupanın yıllık üzüm ldhalâtı 150.000 ton olarak tesbit edilmiştir. Bulgaristanın bunun üçte birine yakın bir mikdarını ihrac etti- ğine göre, Türkiye bağcılığının biraz İnki-, şafı, biraz da reklâm yapmak suretile üzüm- lerimize iyi mahrecler bulunabileceği muhak- kak addedilmektedir. Itriyatcıların bir temennisi Almanyadan idhalât yapan tatirler, Cum- hüriyet Merkez Bankası tarafından, yaptiık- İtalya yumurtadan Gümrük alacak İtalyada devalüasyondan sonra kaldırılan yumurta gümrük resmini federal heyet, ye- niden, kental başına 15 frank olarak tesbii etmiştir. d .slanbul Borsası kapanış ları kredi idhalâtinın bedelini 3 ay zarfında | ödemeğe mecbur tutulmaktadırlar. Halbuki, bunlar Almanyada muamele yaptıkları mü- össeselerle, altı ayda ödemek üzere anlaşmış- lardır. Geçenlerde, bazı zümrelerin, müraca- Dün şehrin muhtelif yerlefinde kaza olmuştur: 1 — Şoför Mehmed Altan idaresindeki 3160 numaralı otomobil Kumkapı cadde- sinden geçerken 15 yaşında Fahriye adlı bir kıza çarparak yaralamıştır. 2 — Berber Abdülvahid idaresindeki husust ötomobil ile Saraçhanebaşından geçerken Karagümrükte oturan Azize adlı bir kadına çarparak yaralamıştır. 3 — Vatman İbrahim Karatepe idare - sindeki tramvay arabası Fenerbahçe stadyomu önünde Muharremin arabasına çarpmıştır. 4 — Müustafa Ateş isminde biri ida - resindeki 12 numaralı motosikletle Kadı- köyden geçerken Rasimpaşada oturan || Fuada çarparak muhtelif yerlerinden ya- ralamıştır. $ — Dün akşam üzeri Binbirdirekte, İh- rahim Şinasi apartımanında da bir kaza olmuş, apartımanın asansörcüsü, asan - sörle demir parmaklık arasında sıkışa - rak ağır surette yaralanmıştır. Apartıman asansörcüsü 45 yaşlarında Vahan dün akşam üzeri üçüncü kata ye- mek çıkarırken ikinci kat hizalarında bir- | beş |lar da tefrik edememişler ve bu yazıyı ta- mamile kendilerine mal etınhıer Halbuki. gazete çıkarmak, sadece bir imtiyaz almak! işi değildir. Edeb, erkân ve bilhassa gençliğe |yakışan zevk ve vakar her şeyden önce ge- lir. İşte doğru, fakat acı hakikat! H. F, 0. Tamir edilecek ve asfaltlanacak yollar Asfalta tahvil edilecek yollar etra- fındaki hazırlıklar devam etmektedir. Üsküdar vapur iskelesi meydanı, Cer- rahpaşa hastanesinin önü, Ihlamurla Fenerbahçe arası da asfalta tahvil edi- lecektir. Tarlabaşı caddesi bir müddettenberi harab olmuş vaziyettedir. Belediye bu caddeyi tamir etmeğe karar vermiştir. Tamir işine yakında başlanacaktır, Kâğıdhane köyünü neye sel basmış ? basmıştı. Buna sebeb olarak orada bu- lunan bendin gözlerinin kapanmış ol- ması gösterilmektedir. Beyoğlu beledi- ye müdürlüğü bu bendin ya kaldırıl- masını veya kapanmış olan kapakları- nın açılmasına lüzum göstermiştir. Son yağmurlarda Kâğıdhaneyi sular| denbire asansörle kapı demirleri arasın - da sıkışmış ve istimdada başlamıştır. Va- | hanın feryadına koşan apartıman halkı derhal cereyanı kesmişler ve asânsörcü- yü sıkıştığı yerden çıkarmışlardır. Kaza neticesinde belkemiği kırılan ve ağır su- rette yaralanan Vahan imdadı sıhhi oto- mobili ile Cerrahpaşa hastanesine kaldı- rılmıştır. Müesseselerde yangın söndürme tertibatı İtfaiye müdürlüğü hususi müessese- lerde, dükkân, mağaza ve sairede yan- gin tehlikesine karşı bulunacak vesaiti tesbit etmektedir. Bu gibi müessesele- rin mevcudundan başka neler bulun- durmaları iktiza ettiği ayrıca kendile- maları istenecektir. Yerebatanda beş bina istimlâk edildi Yerebatan sarayının etrafında bulu- jman, beş bina belediye tarafından istim- lâk edilmiştir. Sarayın üstüne isabet eden kısım Milli Emlâk Müdürlüğü- nündür. Buranın da istimlâki için be- lediye Maliye Vekâleti nezdınde teşeb- rine bildirilecek, ona göre ilâve- yap-| atları üzerine, vaziyetleri - tedkik edilerek ülül ayda ödemelerine müsaade edilmiştir.' Almanyadan ibtidai madde idhal eden ıtrl-— yatcılar da, bu vâdenin altı aya çıkarılma- sını istemeğe ve bu hususta Vekâlete müra.. caat etmeğe karar vermişlerdir. Türk borcu tahvilleri yükseliyor Türk borcu tahvilleri, bir iki gündür yük- sölmektedir. Evvelki akşam 14.40 lirada ka- panmış olan tahviller, dün 25 kuruş daha yükselerek muamele görmüş ve 14.65 lirada kapanmıştır. Altın da dün bir kuruş daha yükselmiş, borsa haricinde sarraflarda 1113 kuruşa alı- nıp 1115 kuruşa satılmıştır. Fındıklarımız İsviçrede rağbet buluyor Fındıklarımız, İsviçre piyasasında hayli tutunmuş bulunmaktadır. İsviçredeki çiko- lata fabrikaları, Giresun, Fatsa ve Ordu fın- dıklarına fazla mikyasta talib olmaktadır- lar. İsviçre fındık idhalâtının üçte ikisini Türkiye fındıkları teşkil etmektedir. Bu yıl birinciteşrininde, İsviçreye, 428.522 kilo mem. leketimizden, 180113 kilo İtalyadan, 69.510 kilo Fransadan, , 2738 kilo da Almanyadan fındık idhal edilmiş bulunmaktadır. Eylül ayında İsviçrenin idhal ettiği 292.589 kilo fındığın 216.441 kilosu da memleketi - mizden ihrac edilmiştir. Buğday koruma kanunu hakkında bir etüd hazırlanıyor Muamele vergisi ve buğday koruma kanu- nu hakkında bir etüd hazırlıyan İktisad Ve- kâleti sanayi müfettişlerinden Bekir Sıdkı, Ticaret Odasında bazı değirmencileri toplı- yarak kendilerile görüşmüş ve bu hususlar- da bazı malümat ve izahat almıştır. Macaristanın domates ihracatı Macarlistanın domates ihracatı yıldan yıla artmaktadır. Bulgaristanda istihsal ve ihraç edilen, taşınmıya müsald kalın kabuklu do- mateslerden Macaristanda da zer'edilmesi ve ihracatın bu nevi dötameslere hasrı kararlaş- tırılmıştır. Bu yıl portakal ve mandalina bol Adana, Mersin ve Dörtyoöl mahsulü porta- kal, limon ve mandalinalar İstanbul piya - sasına gelmeğe başlamıştır. Bu sene, bu ha- valide bu mahsullerin geçen seneye nisbet - le gerek kemiyet, gerek keyfiyet itibarile fa- lk olduğu anlaşılmaktadır. 'Portakal, mandalina ve limon alan ecne- bi firmalardan bir çoğu bu havaliye mü - messinerlm göndermişlerdir. L Yeni neşriyat Çocuk duygusu — Çok faydalı yazılar ve İresimlerle iİntişar etmekte olan haftalık ço- |büsat yapacaktır çıkmıştir. fiatları 8 - 12- 1937 ÇEKLER Açılış Kapauu; 425.25 625 .00 i Londi Nıı:-;'orı 0,7995 — 0,8016 Paris 28,525 “ 95.535 Milâno 15.1940 — 15,20 rüksel 4,7925 — 4.Tv40 înnı 87,405 — (BT.dA- 'Cenevre 3,455 3,4565 Sofya 63.9744 — 67.00 || aasterdam 1,4370 — 1,4374 Prağ 22.75 22,16 | Viyana 42225 — 4.2241 | Madrld. 13.7549 — 13.76 Berlin X).göö6 — 1.9836 Vürşova 42175 — —4.2192 Budapeşte 40184 —— 402 Bükreş 1066775 — 106.72 Belgrad —. 760 34.52 Yokohama 21475 2.74864 Moskova 43. 595 23.585 Stokholm 5142 — 831054 | ESHAM Bylu Ş KRapa lij Anadolu gm. & Gü peşin 25 20 25.20 A, Şim. &e 60 vadelij — VUY0 — UU.00 Bomonti - Nektar 000 000 Aslan Çimento 9,95 9,58 Merkez bankası 00.0J — VÜ.CI İş Bankası JAŞ J3 VOŞJÜ Telefon KĞS - İttihat ve Değir. 18 — ça Şark Değirmeni 115 — 'Terkos 7T13 000 İSTİKRAZLAR Allll' Klpllı Türk borcu I peşin | 00.01) U0.00 » .» İ vadelil, 14.35 14.625 TAVİLÂT y | Açıdış — Kapaaış | Anadolu I pe. 40.15 — 40.15 » İTilpa. 4015 — 4215 Anadolu mü, peşin 90.00 — 00.00 PARALAR A Alış — Batış 1 Türk altını 111$ — dpis. 1 Banknot Os. B. 269, 270. cuk duygusu gazetesinin on birinci sayısı dş İSTANBUL Ticaret ve Zahire Borsası 8/12/937 FİATLAR CİNSİ Aşağı — Yukarı : K E 4 P Buğday yumuşak * Taçınk d, D sert 5 35 5 ”,5 Arpa Anadol d 5> d A Bakla *« D 0 09, Gavdar * 5. 4 Y1 Afyon kaba 472 20 490 00 Susam 16 00 00 00 İç fındık 36 00 00 00 Kaşar peynir 5) (0 56 Cü Pamukyağı 37 0) 43 Ü0J t Susamyağı — L A7 00 00 00