Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
li 9 Birincikânun Japonlar Nankinin şartsız teslimini (Baş tarafı 1 nci sayfada| istiyorlar Üüzere Şan-Kay-Şekin mesi. 2 — Çankaişek'in düşmesi ve her ne pahasına olursa olsun Japonya ile sulh ak- detmek istiyen — bir rejimin ortaya çık « ması. x Şanghay 8 (A.A.) — Resmi bir memba- dan öğrenildiğine göre, Japon makam- * ları Nankindeki ec - nebi — konsoloslarına a müracaat ederek AY lartr ÇERÜN kendi tebaalarından olanları Nankini he- men terketmeğe davet etmeleri ihtiyatlı bir hareket olacağını bildirmişlerdir. Japonlar tavassuta itiraz etmiyorlar Tokyo 8 (A.A.) — Hariciye nezare - ti namına söz söylemeğe salâhiyettar bir zat Hirota ile Almanya sefiri ara- sında dün yapılan mülâkattan haber- dar olmadığını söylemiş ve demiştir ki: — Almanya ve İngiltere gibi devlet- lerin tavassutuna Japonya itiraz et- miyecektir. Japonyanın şartları şun- lardır: Japonya aleyhindeki tahrikâta niha- yet verilerek Çin ile Japonya arasında kayıtsız ve şartsız bir teşriki mesai hu- sule getirilmesi, Bu zat Nankinin zaptından sonra Japon hükümetinin merkezi Çin hükü- metini tanımıyacağı hakkındaki habe- ri tekzib etmiştir. Çin mukavemet edecek Londra 8 (A.A.) — Nankinin zap- işgal ettikleri yerleri 9 österir harita tından sonra Japonya muharebeye de- vam edecek midir? Londra gazeteleri- nin büyük bir kısmı bugün bu suali sormaktadırlar. Times gazetesi ezcümle şöyle yaz- maktadır: Mareşal Çan-Kay-Şek'in — izzetinefsi kırıcı sulh şartları Kabul etmesine pek az ihtimal vardır. Esasen Çin muka- vemet edebilir. Mareşal, Japonyanın bu yıpratıcı harbe nihayet vermekle bahtiyar olacağını bilir. Daily Mail diyor ki: Mareşal Çan-Kay-Şek'in Nankinden hareketi, Çinlilerin Nankinin sukutun- dan sonra herhangi bir müdafaa teşki- lâtı vücuda getirebilmek ümidinde ol-| madıklarını sarih surette göstermek- tedir. Ümid edelim ki hükümet merke- ziniin zaptından sonra, galibler, artık fütuhatlarını daha ziyade genişletmek- ten ziyade muzafferiyetlerini istisma- ra başlasınlar. Fransa, Almanyaya karşı yeni br çembermi vücude gelirmeğe çalışıyor (Baştarafı 1 inci sayfada) j Delbos, Ramen matbuatına beyanatta bulunarak seyahatinin Fransa hüküme- tinin Romen ve Fransız milletleri ara - sındaki dostluğu bilhassa beynelmilel va- ziyet dolayısile inkişaf ettirmek husu - sşundaki arzusunun bir ifadesi olarak te- lâkki edilmesi lâzım geldiğini söylemiş - tir. Bükreş 8 (A.A.) — B. Delbosun mu - vasalatı münasebetile Üniversal gazete - si, yazıyor: - «Fransa, bizim için yalnız bir ziya bir kültür membaı değildir, belki istikbali - mizin zamanıdır.: Milli köylü fırkasının muhalefeti Bükreş 8 — En esaslı muhalefet par - tisini teşkil eden milli köylü partisi, ken- di âzasının, bu sabah Bükreşe varan Del- bos şerefine verilecek kabul resimlerine iştirak etmemelerini kararlaştırmıştır. Gazetelere verilen kısa bir tebliğde, parti, bu kararımnın halen tavzih edilme- si zamanı olmıyan şayanı teessüf sebeb- lerden doğmuş olduğunu bildirmiş — ve bu kararının ne Fransız nazırının şahsını, ne de «partinin samimi dostluk hissiyatı ile bağlı bulunduğu» Fransayı kasdeyie- mediğini tasrih etmiştir. Umumi kanaat, partinin bu kararını, dahili siyaset sebeblerinin tesiri altında aldığı merkezindedir. Delbos Berline gidecek mi? Paris 8 (A.A.) — Oecüvre gazetesi yazıyor: Öğrenildiğine göre Delbos ile Beck arasında yapılan görüşmeler es- nasında Polonya hariciye nazarı mes- iekdaşına Delbos'un Alman İliderleri tarafından Berline kat'i surette davet edilmesi için şahsan tavassutta bulun- mayı teklif etmiştir. Fakat Delbos bu teklifi ihtiyatla karşılamıştır. Havas ajansının izahatı Bükreş 8 (Havas ajansı “muhabirin- den) — Saat 10.15 de buraya gelmiş o- lan B, Delbos, saat 11.30 da B. Ante- nesco ile görüşmüştür. Leh ve Fransız nazırlarının Lord Halifax'ın Berlin seyahatinin ve Lon- dra görüşmelerinin neticesi olmak ü- zere yeni bir Rhin misakı akdedilme- si ihtimali hakkındaki görüşmelerinde de ayni farazi vasıf görülmüştür. Lehistanın Çekoslovakya ile müna- sebatı meselesi Varşovada görüşülmüş-| tür. Fakat Küçük İtilâfta yekdiğerinin şeriki olan Çekoslovakya ile Romanya ıarasında hiçbir gerginlik yoktur. Oisa olsa evvelce de Fransa ile Küçük İti- lâf arasında akdi tasavvur edilmiş 0- lan mütekabil yardım projesi mevzuu bahsolabilir, fakat malümXur ki böyle bir misakın tahakkuk sahasına isali evvelâ üç müttefik arasında umumi bir yardım itilâfı akdini istilzam et- mektedir. Halbuki ne Yugoslavya, ne de Romanya buna mütemayil değildir- ler, Fransanın Lehistan ile olmadığı gibi Romanya ile de ihtilâflı meseleleri yoktur. Şu halde beynelmilel pek müş- kül olan ve Fransa için güvenebileceği sempatileri ve ittifakları müstacelen takviye etmek mevzuubahs bulunan bir anda Fransız - Romen dostluğunu tarsine çalışmak için Bükreşe gelmiş olan B. Delbos'un ziyaretinden sarih diplomatik netayice intizar etmek yan- Lış olur. Lehistan Almanyanın nüfusu altına girmiş Möskova 8 — Journal de Moscou Po - lonya hakkında neşrettiği bir makalede Beck'in Polonya hariciye nazırı olarak faaliyette bulunduğu son beş sene zar - fında bu memleket siyasetinin tamamile Almanvanın nüfuzu altına girdiğini yaz - maktadır. - Sfalin Cumhürreisi Olu: or Londra 8 (Hususi) — Moskovadan bildirildiğine göre bütün Sovyet Rus- yada, pazar günü yapılacak olan teşrii intihabatın hazırlıklarına devam edil- mektedir. Pazar günü yeni kanunu esasi ilân edilecek ve ilk Sovyet mebusan mecli- si kurulacaktır. Daily Express gazetesinin istihbara- tına nazaran pazar günkü intihabattan sonra, şimdiye kadar sırf komünist partisinin umum kâtibi olan Stalin, Sovyetler Birliği reisi ilân edilecektir. Şimdiye ikadar bu mevkii işgal et- mekte olan Kalenin istifa ederek, baş- ka yüksek bir memuriyete tayin edi- lecektir. Yeni kanunu esasi mucibince, Stali- nin işgal edeceği makam cumhurreisli- ği makamı olacaktır. Küb |sene sonra, ölü bildiği oğlunu bulmuş - SON POSTA | Karısını ve Çocuklarını Kaybeden baba Medeni kanun bug Dd Savfa HN z — 27 sene sonra bir tesadüf neticesi hepsini buldu İzmirde çıkan «Anadolu» gazetesinde ©- kuduk: «— Evvelki gün Bucada bir baba, 27 (Baştarnfı 1inci sayfada) karılan kanunu medeninin memleke- tin ihtiyaç ve hükümetin prensiplerine tevafuk etmekte olduğunu yazmıştı. Mahmud Esad Bozkurdun bu hususta- ki makalesini dün neşretmiştik. Ayni mevzu etrafında tanınmış avu- katlarımızın fikirlerini öğrenmek için bir arkadaşımızı kendilerine gönder- dik. Aldığımız cevabları aynen yazı- yoruz: tur. Bu baba, Trabzonlu Alidir. Şimdi 'Tor- balmın Doğanlar köyünde oturmaktadır. 27 sene evvel memleketinden askere git- miş, cepheden cepheye sürüklenmiş, bu taraflara düşmüştür. Buradan da mem- leketindeki refikasına bir mektub yaz - Sadi Rıza Dağ Baro inzıbat meclisi azasından avu- iyetişecek çocukları cemiyet için hakkı vardır, diyenlere cevabım şudum Geçimsiz, anlaşamıyan bir aileda h bir unsur telâkki edemeyiz. , hukukta bir tekâmüldür. İptidai —hus İsviçre kanunu medenisi de talakı som- radan kabul etmekle bu tekâmüdü gösk lak kabul edemezdi. Çünkü İsviçre ka« nunun mahalli olmasını idrak etmiş. tir ve İsviçre halkının an'anevi telâks faydar termiştir. İsviçre kayıdsız, şartsız tam ikuk telâkkisi talaka cevaz vermezdi, Â kisine talak biraz aykırı düşmektedir. — mıştır. Fakat cevab alamamıştır. Askere hareketinde bir yaşlarında Hü- seyin namında bir oğlu varmış, bundan başka refikası da hâmile imiş.. kat Sadi Rıza Dağ diyor ki: mi soruyorsunuz. Bu, o kadar şamil bir sualdir ki vehleten veya bir mesele tahaddüs etmiş olmaksızın kanunun'ne tamamile iştirak ediyorum. Esasen — 5 .. Hüsameddin Erduran : «— Kanunu medeni hakkında fikri-| Ayukat Hüsameddin Erduran diyon — ki «— Mahmud Esad Bozkurdun fikris — hututu umumiyesi üzerinde veya ihti- va ettiği ahkâma müteallik verilecek cevabın hemen hemen yerinde bir ce- vab olmıyacağı kanaatindeyim, Hükü- metin sistemi taayyün ettikten sonra değişmesinde zaruret görülen mecelle ahkâmınım zamana uymıyan kısımla- rının ve daha doğrusu yeniden kendi ihtiyaçlarımıza göre bir kanun tanzimi kefiyetinin düşünülmekte olduğu bir sırada, şimdi elimizde bulunan ve muh- telif hükümleri ihtiva eden medeni ka- Halbuki, karı kocadan sarfı nazar, ço- (NüN, ihtiyacımıza uyduğu kanaati hâ-! cuklar da sağdır ve Hüseyin, bir müddet ısıI olduğu içindir ki Millet Meclisince evvel asker olmuş, bahriyeye verilmiştir, Kabul ve icra keyfiyeti de Adliye Ve- diğeri de askerliğini piyadede görmüş - İkâletine havale edilmiştir. Bu kanunu tür. kabulde zaruret vardı. Çünkü hükü- Hüseyin, bayram günlerinde Bucada 'met her cebhede seri hamlelerle yü- bahriyeli İsmail namındaki arkadaşını zi Türken, kanunların muhtacı ıslah olan- yarete giltmiştir, karakol karşısındaki |larını ve zamana uymıyanlarını değiş- kahvehanede iki deniz askeri buluşmuş | tirmek; anların yerine kendi- prensip- ve oturmuşlardır. Bu sırada ihtiyar ba- lerine uygun kanunlar vaz'etmek mec- Cevabsızlıktan üzülen Ali, bir dostu - ı na yazmış ve bu defa, refikası ile çocu - ğun öldüğü haberini alınca yeise kapıla- rak buü civarda kalmağı tercih etmiş ve Doğancılar köyünde yerleşmiştir. Diğer taraftan refikası da, ikinci ço - cuğunu doğurduktan sonra kocasını ara- mağa başlamış, ©o tarihlerin aşkerlik şu - belerine baş vurmuş, onu (kayıb) veya (ölü) olarak bulmuştur. Fakat ne Ali evlenmiştir, ne de karı - SI kanunu medeninin esbabı mucibe maz<- — ihtis © batasında kanunun Türk milleti yaçlarına uygun olup olmıyacağı nok- tasını halledecek mahiyette çok ihtiyaç neden bir Türk için varid ve kabili tasavvur olmasın? asli mahiyetlerinde değil, belki fer'i keyfiyetlerinde az çok fark düşünüle« B bilse bile bu, her insanın asri hukuka İhtiyaçlam * metli ve esaslı mütalealar vardır. İnsan sıfatile ve bugünkü medent — yaşayış itibarile milletler için ayrı ay- — rı ihtiyaçlar tasavvur edecek zamanda —— değiliz. Binaenaleyh bir İsviçreli için — kabili tasavvur olan her türlü meden? — taki nasibi üzerinde haizi tesir olma- — malıdır. Kanunların tatbikatında bulunan şi« kâyetlere yol açan neticeler herhalde, umumi harbden sonra başgösteren ah — lâki, içtimai, iktısadi binbir sebeble a« lâkadar görülmek lâzımdır. Meselâ bu- 'bu zevatın öğrenmek istediği şeyler de “den ayrılmadan evvel Sümerbanka bir -“da, heyetin yaptığı tedkikatın tamamile ba bir iş için karakola gelmiş ve çıkar - ken Hüseyini görmüştür. Ya kan sıcaklığı ve yahud da Türklerde askerlere karşı gösterilen muhübbet ik - tizası olarek Hüseyine yaklaşıp onunla konuşmağa başlamıstır. — Nerelisin evlâd!, — Trabzonlu.. — Ben de oralıyım.. Kimlerdensin, ba- banın adı ne? — Babam askere gidip dönmemiş.. Adı Ali imiş. — Anan? i — Fatma. — Adın? — Hüseyin... Bu cevabdan sonra ihtiyarda heyecan başlamıştır: — Başka kardeşin var mı? — Var!, Adı Mehmed.. Askerliğini bi - tirdi. Ben bahriyeli olduğum için henüz bitiremedim. Babam, kardeşimi annemin karnında bırakarak cepheye gitmiş. İhtiyar Ali, bu defa büsbütün heye - canlanarak ondan komşularını, akraba - sını, mahalle, sokağını sorunca dayana - mamış: — Oğlum!.. Yavrum! Diyerek boynuna sarılmıştır. Bahri - yeli delikanlı şaşırmış, fakat o da me - seleyi kavramış ve ayni heyecanla baba- sının kucağına atılmıştır. | Hüseyin, telgrafhaneden annesine bir telgraf çekmiş: — Babamı sağdır. Size para gönderiyo- ruz, kardeşimi de al ve derhal buraya hareket et! Türk-İncilz iktisadi M. nasebatında inkhişaf (Baştarafı 1 inci sayfuda) miş ve istenen esaslar memnuniyetle te- min olunmuştur. Nihai intıba müsbet ol- mak lâzım gelir ki, ahiren İngiliz kredi departmanı şefi ile Lozan könferansın - da Lord Gürzonun mali müşavirliğinde bulunmuş olan İngiliz hazine müsteşa - rından mürekkeb bir heyet ahiren mem- leketimize gelmiş ve burada tedkikat yap maşlardır. Hükümetimizin esas prensibi hiç bir şeyi gizlememek olduğuna göre, kendilerine tam ve müsbet bir surette | temin olunmuştur. Heyet, memleketimiz- mektub göndermiş ve Türk topraklarının altinda mevcud bulunan malüm ve gay- ri malüm servetlerin kıymetlendirilmesi ve dış piyasalara arzında İngiliz ticaret âleminin ve piyasasının elinden gelebi - len yardımları esirgemiyeceği ziyadesile nazik bir lisanla bildirilmiştir. Bundan müsbet bir intıba husule getirdiği anla - L LA kâmül ve ihtiyaçlarına göre heyeti iç- timaiyenin mevzuatı arasında yer alır. Binaenaleyh kanunlar heyeti içtimai- yeyi her bakımdan himaye ve hukuku mütekabileyi temin noktasından doğar. Bir kanunun vaz'ı sırasında millet ve , heyeti içtimaiyenin derecei ve ihtiyacı düşünülmek esastır. Şu ha- le nazaran, medeni milletler sırasında yer alan Türk camiasının da inkâr ka- bul etmiyecek şekilde senelerdenberi umumi, huüsusi ve mevzif olarak bazı ihtiyaç ve teamülâtı olduğu ve bu ihtis yaç ve teamülâtının bir takım müte- kabil hukuk tahassul edeceği derkârdır. Binaenaleyh, bu cihetleri de gözönün- de bulundurmak zaruridir. Nitekim, kanunu medeni şübhesiz en yüksek medeni ihtiyaçları bir vaziyette olmasına rağmen, sene- lerdenberi devam edegelen tatbikatın- da bazı hükümlerinin bütün müeyyi- data rağmen kolaylıkla tatbik ve icra edilememesi ve hilâfında hareketler vukuu yüzünden bütün heyeti içtimai- yenin bazı noktalarında ihtiyaçtan do- gan hukukunu temine ademi kifayeti görülmektedir. Buna delil olarak ta, arasıra tenkidkâr ve oldukça kuvvetli itirazların vukuu ve muahharen bazı kanuni hükümlerin suduru bu maruza- tımızı teyid etmektedir.» kanunu medeninin ahkâmı şahsiye fas- h bize uymaz. Hukukun ana prensip- leri birdir. Bu hususta Bay Mahmud Esada iştirak ederim. İlmi nazariyeler beynelmileldir. Ancak mahalli kanun- lar, o ilmi nazariyelere istinad ederek mahalli ihtiyacata tetabuk etmelidir. Aksi takdirde hazır bir elbise gibi üze- rimizden kaçar. si de memleketimiz ihtiyaçlarına uy- mamaktadır. Çünkü bizde teessüs et- miş bilfarz bir vakıf müessesesi vardır ki «kanunu medeninin intişarından sonra, kanunda bu hususta yeni ahkâm vaz'edilecektir» diye yazılı bolmasına | rağmen, hattâ yeni çıkan vakıflar ka- nunile de bu noksan tamamlanama- mıştır. mayışı da evlenmeyi azaltıyor. için cemiyetin bu hususta mürakaba | fada neşrini rica ederim. buriyetinde idi. Bü mecburiyet kanunu gün aile gegimdgizliklerinde — iktısadi — medeninin kabulünü icab ettirmiş şimdiye kadar mahkemelerimizin tat-'edilebilir mi? Hülâsaten bik ettiği medeni kanun hükümlerin-îdenmin milli ihtiyaçlarımıza uygun den zarar görülmemiştir. çe-buhr:;uılaı'ın büyük rolü olduğu inkâr kanunu me- * olduğunda şübhe yoktur. Tatbikattakil ufaktefek kusurların da bertaraf ediles — bilmesi mümkündür.» Yusuf Kenan Antel Hasan Hilmi Serez Avukat Hasan Hilmi Serez diyor ki: «— Kanunlar, milletlerin içtimai te- hükümleri olduğu gibi, hiç uymıyan — göre ahkâmı şahsiye faslını uygun göre — müyorum. Ahyvali şahsiye sicile isti- — nad etmiş olduğu halde bugün maale- — sef kanunun ilk basamağı olan ahvali — şahsiye sicili hakkında hiçbir hareket — yapılmamıştır. Nitekim bu Yhususta — mahkemeler eski ahkâmı tatbik ede- — rek veraset davalarında şahidle amel * ediyorlar. Bu, kanunu medeninin ah- — tekâmül ğinin bariz bir delilidir. ll Evlenmek ve boşanmak hususlarına — gelince: ; Bu da bize uygun bir şekilde te. celli etmemiştir. Serbestii mukavele — akdine müsteniden taraflar hâkime — |müracaatla boşanmayı arzu - ettikleri takdirde hemen boşanma kararı veril- mesi; ittifak edilmediği takdirde hâki- — min boşanma sebebleri araması lâzım — geleceği ve bu suretle aileler arasında — hergün zuhur eden geçimsizliğe kıs- — men nihayet verilmiş olacağı kanaatin- de bulunduğumu söylemeliyim. Hala buki vâzı kanun tarafların rızasını na- , temin edebilecek sizliği hemen kabili isbat olmıyan ve aile hususiyetine aid mahrematın teşs İclâl Asım Hepgül hirini istemektedir. Bt Avuükat İclâl Asım Hepgül diyor ki: «— Benim de noktai nazarıma görelmin hakkı takdirine bırakmıştır. Bin- netice, mahremiyetlerini âleme - dök- — mek istemiyenler, karı koca vaziyetin- — de ayrı yaşamayı tercih ve bazıları da — mahkeme huzurunda aile mahremiye- tini teşhir etmek ve bu suretle boşan- — maya hüküm almak veyahud bundan — mahrum olarak manen yıkılan aile 0 — 'cağını destekle idameye çalışmaktadır. ki her iki halde de cemiyet için faydalı bir aile ocağı yok farzedilmek lâzım gelir. Binaenaleyh evlenme ve boşanma — hakkında kanunu medeninin hüküm- leri bize uygun değildir.» MA Posta umum müdürünün bir mektubu 23/11/937 tarihli sayın gazetenizin on bi- rinci sayfasındaki «Gerede postanesini g9 « — yanlardan birt yakalandı» başlığı altında bir yazı görülmüştür. Geredede böyle bir hâ- — dise vaki olmamıştır. Keyfiyetin ayni say « — Kanunu medeninin ayni haklar bah- Bundan başka da talakın serbest ol- Talak v R B Y a vali şahsiye faslının tatbik edilemedi- — Talakı da bu teşhirden sonra hâki- — üngü — ihtiyacımıza uyuyor mu? Ti Avukat Yusuf Kenan Antel diyor ki? — «— Kanunu medeninin bize uyan — hükümleri de vardır. Noktai nazarımâ —— zarı itibara almıyarak mutlaka geçim- — |