BUGÜ Yaz ük: IV RIFAT ILGAZ Her şairin kendine. göre bir yazış tarzı vardır. Ve ekseriya kendi görüşünden ölçüsünden baş- ka biçimde yazan kimselerden hoşlanmaz. Kısaca, bir gairin di- ğer bir şaire hayran olması, balı- gın kavağa çıkması kadar mühim bir hâdise olur, Mamaafih beğenmek başka, hay- ran olmak ise bambaşka bir me- seledir, Bir şairin diğer bir şairi beğenmesi, tabii sayılabilir, Fakat, bir şairin başka bir çaire hayran olması demek, aşağı yukarı onun mahvolması demektir. Biz, kariler, istediğimiz kadar şaire hayran olur ve istediğimiz kadarını da beğenebiliriz. Pakat bir san'abkârın orijinal eserler verebilmesi için mümkün olduğu kadar az hayran olması lâzımdır. Şu halde, bir şair daima, beğenir, fakat, kendisi, kendi tuttuğu yol- da yürür, Bu demek, şairlerin kullandığı malzemenin apayrı ol- ması demek değildir. Zira, insan olmak itibarile muayyen bazı ha- rici tesirlerin tazyiki altındadırlar. Onların muasır olması, aralarında bir yakınlık bulmamıza kolayca yardım eder. Bundan evvel balışsettiğim üç şairde, muhteva ve şekil bakımın- dan birer yakınlık, fakat söyleyiş, eda bakımından ise ayrılık mev- gut idi. Şimdi bu sayıda bahsede- ceğim Rıfatda, ve gelecek hafta yazacağım Kadirde ise evvelkiler- den şekil itibarilede ayrılık var. Gerek Salâh 'Birselde olsun gerek Cahit Saffet ve Cahit Külebi de olsun, mısraa son derece bir dikkat sarf edildiği halde, Rıfat ve Ka- dir, kül halinde şiire ehemmiyet viriyor, Rıfat ayrı ayrı mısraların Üze- rinde durmuyor; onda mısra bazan kendiliğinden güzel gelirse ne alâ, Fakat bütün şiirin topyekün bir güzelliği var. NKÜ Sİi RİMİZ SA MİM KOCAĞGÖZ Yukarıda yazdığım gibi, bu ayrılıktan dolayı, şairler, birbirle- rine dudak bükebilir; ama biz okuyucular, çeşit çeşit şiir okumak ihtiyacındayız. Sevdiğimiz bir tek şair olamaz, sevdiğimiz şâirler mevcuttur. Rıfat ilgaz Şiirde muhteva birliği, şüphe- siz, bugün sosyal endişe olabilir, fakat bunu şairlerin anlayışına göre aramak icabeder. Bazı şair- lerde - bugün bundan kurtulama- makla beraber - başka birçok şey- ler ibda ederler. İbda etmek kolaydır. Başarmak oldükea güçtür. Netekim, İlhan Berk, haklı olarak birgün, «Bugün şiirin dayağı, desteği, içtimai endi- şedir» demişti, Fakat maalesef kendi şiirlerindede bu iddianın peşinden koştuğu halde, muvaffak olamıyor. Çünkü : sokağı, süprün- tüyü, oruspuyu, elektiriki, köprü- yü, denizi, daha bilmem bir sürü şeyi, uzun bir nesir cümlesinden de daha uzun birlâf kalabalığı ile, ekdantirik bir şekilde yanyana dizmekle, bu sosyal havanın veri- leceğine inanıyor ve yahutda o havayı verdim zannediyor. Her ne ise... İşte asıl bu sosyal have, Rıfat ligazın şiirlerinde mevcut. Meselâ şu Alişim şiirine bakınız: <Kasnağından fırlayan kayışa» «Kaptırdın mı kolunu Alişim |» «Daha dün öğle paydosundan önce...» <Zilelinin gitti ayakları;» «Yazıldı onunda raporu :» <İhmalden 1..» «Varsın duvarda asılı kalsın Bağla” an» «Bekleğin mızrağını» «Sağ yanın yastık ister Alişim,» «Sol yanın sevdiğini» «Ve lâkin kızlar, emektar sazıri gibi,» «Çifte kol ister saracak |» Sonra «Bilmem böyle mi olacak ölümüm» şiirinin miaraları, şöy- lece toplu olarak çok güzel: «Sanıyarum, fazla beklemiyeceğim” «Tekaüt kahvelerinde ecel mi..» «Soğuk algınlığını bahâne ederek,» «El ayak çekildiği zaman ortulıktan» «Başımı alıp gideceğim.» .. «Benden lâf açıldığı zaman» «Daha serbest konuşacak arkadaş- lar» <*Ne olursa olsun,» «Alacaklılar kadar olmasa bile,» «Gene üzülenler bulunacak.» Ayni zamanda Rıfat'ın gşilrle- rinde bir çok hikâyecileri kıskan- dıracak bir müşahede ve haleti ru- hiyeleri ifade şekli var. Öyle ge- liyorki, Rıfat, küçük birer hikâ- yeye paragrafı gibi yakaladığı bu şiirlerden istifade ederek hikâyede yazabilir. Şüphesiz, saf şiir, sağlam mısra taraftarları, Rıfatin bu hu- husnsiyetini, zayıf olarak da ka- bul edebilirler. Bizde, Rıfatın mıs- ralarına fazla ehemmiyet verme: diğini kabul ediyoruz, Fakat onun şiiri aulayışı da mısralar üzerinde durmasına müsaid değildir zan ederim. Fakat Ilgaz, bütün bu istenilen şeylerden, hikâye neşir havasından da kurtulup, şiirine düşündüren melenkolik ve insan- lara acındıracak bir ifade verme- — Devşinı 204 de — 259 — Servetifünun — 2408