Üç nesir Mecnun Bakışlarında şarap, dudaklarında mezeyle geldi. — Bu senindir. Verdiğini iade edeceğim, dedi. Ademi çekemiyerek cennetten kovdurtmak için yedirilen memnu meyvanın ne olduğunu bilmiyordum. — Veriniz dedim. Dudaklarından aldım, gözlerin- den içtim. Nabzımda alev dolaştı, içimde cehennem ya — Günah işledim, yanıyarum EN. Sükütler sustu, cevap vermedi. Aramak istedim. Başım döndü, göz- lerim karardı. yandığım zaman ıssızlıktan kur- tulmak için tekrar aradım. İçimin kapıları açıktı. İçeri baktım; bom boş. Artık nabzım atmıyor. Kanatsız kolan içim uşmuyordu. Anladımki beni mest eden, kalbimi çalıp git- mişti, Ö zaman memnu meyvanın esrarına erdim. Ve cennetin neye feda edildiğini onlıyarak bizleri bu tani dünyanın mirasçısı yapana hak verdim. O halde cenneti terk etmek cinnefse bana mecnunluğum yeter. Hey içimin karanlık derga- hnda kendine yer bulan mün- zevi,. Dergah sandığın yer: Me. zardır, Baksana, Baş dediğin şey, taş değilmi? Oradaki yazı: Takdir değil kitabedir. Hey içimin karanlık derga. hının münzevisi olan ben., Diz çöküp rahlende okuduğun, tak- dirmi, kitabemi? Yıllarca oku- duğun bu nesneden doğmadan öldüğünü halâ çıkaramadın mı? Dün, bugün, yarın.. Bunların hepsi de bir gün değilmi?.. Öldünse niçin ölümün ne ol dugunu söylemiyorsun? Daha bunu da m öğrenemedin? Hey içimin karanlık mün- zevisi olan ben,.. Önünde diz çökdütüğün rahlendeki nesneni bırak artık, Secdedeki başın değil, mezarına yıkılan Taşın- dır. Başın, taşınsa takdirini değil kitabeni oku. Hiç olmaz- sa sana mezarımı öğrelebilir.., dili Buhran Bu gece karanlıkları uyurken yakaladım. Diken diken olan kanatlarından tutup yerden ye- re çaldım, Sokaklardan kara kanlar aktı. Caddeleri kara seller götürdü. Keyfimden dağlara çıktım . Pençerelerinden avize şellaleri fışkıran o diyara baktım. Bir kara ceset, bir kara kâbus yi- gınına dönmüştü. Yeni bir hınçla dönüp bu cesedi, bu kâbusu tekmeledim. Toz olup ufuklara yayıldı, du- man olup göklere savruldu, Toz duman içinde kdinatın or- tasında gözlerim görmez olmuş- tu, Yerinden fırlığan elim bu toz ve dumanın diken diken olan saçlarına sarıldı, Zafer keyfiyle sermesi oldum. Kendime geldiğim zaman, saçlarımı avuçlarımda buldum. Nihat BAŞTA T A Bâzı mubarrirler ile,.. müret- Ti eyni > surette bir münakaşa mev Maalesef, bar bu nevi mu- herrirler arasında bulnnmak şan- sızlığının damgasını taşımaktayım. Meselâ geçen hafta «Notlar» sütunundaki mürettip hatâlarına bir bakış atalım : «Notlar» ın ikincisinin 3-inci satırında gramerle arası açık cüm- lelerden biri şudur «Bazı kimseler vardır, en bü- yük arzuları bir gezetede şiirler mesretmekiedir» (!) bu gayet tabii ki: «neşretmeklir» olacaktır, gl sütünün 3-cü notunda: a vermek için bana her şey ii > de gil: «Sana VARMAK için... v.B, olacaktır. İkinci sütunun 2-nci notunda : 184 — Servetifünun — 2376 Ss H “Bu tip şöir ve ndşirler/,. diye başlıyan cümle: “Bu tip şâir ve NÂSİRLER, olacaktır. Ayni sütunun 3-ncü notunda: “Köpüklü ağzından, denileceği- ne “Körüklü ağzından, denilmiş. Üçüncü siitanun 1-nci notunda; “TRBORSSÜS,, kelimesi “t608süs,, olmuş. Yine üçüncü sütunun ikinci no- tunda, çok tabii bir şey olan “kâr, nedense bizim mürettibe fevkalâde görünerek “Kör, dizilmiş. Mürettibe kızgınlığımı bildirir- ken, okuyucularımdan özür dile- ri Adn. YASSITEPE “a Arkadaşımız Cavit Yamaç'ın “VAPUR, adli hikâyesinde de ar- zu edilmiyen bir takım yanlışlar olmuştur. Meselâ: | H Hikâyenin ilk sütununun 18-nci m re “kimono, kelimesi “Kimeno,, dizilm İkinci sütunun 6-ncı satırında: “boyondan,, za kelime «00- yundan,, olacaktı Üçüncü siktim 26-ncı satırın- daki «Bu kadar vakittenberi has- retli beklediğimiz bu «gemiye» ilk önce “ürkeklikle dolastık, v.&. Buradaki «gemiye» kelimesi “ge- miyi, olacaktır. Ayni sütunun 36-ncı satırındaki “Rir,, “Bir, okunacaktır. Ayni hikâyenin ikinci sahifeai- nin ilk sütunundaki: “Siyah önlüğü- nün üzerindeki yakayla ana mekle- dinde... ilh.,, cümlesi “beyaz, ke- limesi atlanmıştır “beyaz yakayla, olacaktır. Bütün bu hatalar için! okuyu- cularımızdan özür dileriz. “Servetifünun,,