| Tü rkiyede ilk tiyatro yazanlar| AHMED Mİ THAT İyazan BILGA| 1260 da İstanbulda Tophane civarında doğan Ahmed Mithat mütefekkir bir halk çocuğudur. Her sahada yazmış olduğu eserler olgun bir yekün tutar. Ahmed Mit- hat eserlerinde her sınıf halka en açık bir lisanla hitab etmekle et- rafında geniş bir okuyucu kitlesi toplamıştır. Halka okuma zevkini aşılıyan ve halkın seviyesine inerek halkla beraber fikir merdivenleri- nin basamaklarından adım adım yükselen Ahmed Mithat eserle- rini muayyenbir sınıf için yazmış değildir. O her sınıf halka hitab edebilen eseri vermiştir. Mithat efendi halka yalnız okumak zevki vermekle kalmamış, hikâye ve ro- manlarında sırası gelince muayyen mevzulara temas ederek bilgi de vermek istemiştir. Bu bilgilerin de muayyen bir cephesi yoktur. Ta- rihi, fiziki, tabii tarafları olduğu gibi ahlâki ve halka ibret dersi veren terbiyevi cihetleri de vardır, Ahmed Mithat tiyatro sahasında da ayni şeyi yapmak istemiştir. Hasan Fehmi ve Mehmed Tevfik beylerin çıkarmış oldukları (1325) “Musavver tiyatro,, mecmuasındaki makalesinde «Tiyatroya her mille- tin ihtiyacı vardır: Bizim ihtiyacı- mız ise her milletten ziyadedir. En lâtif bir eğlence ise bizim için adetâ bir mektep hükmündedir.» Böylece Mithat efendi tiyatroyu bir halk kürsüsü olarak kabul edi- yor. Bunu eserlerinden anlamak kabildir. Mithat efendi makalesin- de tiyatronun tarihi, hissi ve ah- Iâki cephelerinden başka bir tiyat- ro piyesinde ilmi ve muhtelif mes- leklere ait öğretici bir vasıta ol- masını kabul ediyor. Böyle olmak- la beraber tiyatro piyesinde eğ- lendirici yani halkı eğlendirirken bir fikir cephesinin de olınasını ileri sürüyor. Bunu ileri bir tiyst- ro anlayışı olarak kabul etmemiz Ahmed Mithat'ın ölümünden sonra çıkan “Jon Türk. romanının kapağı lâzım gelir, Çünkü muasır tiyatro müellifleri de ayni şeyi yapmak istiyorlar. Zamanımızdaki birçok garp müelliflerinin eserlerine ba- kacak olursak bunu açıkça görürüz, Ahmed Mithat'ın tiyatro anla- yışı kadar kritik ediş taraftı da kuvvetlidir. Vaktiyle Göksu mesi- resindeki yazlık tiyatroda oynanan şair Leylâ hanımın «Kirive» yani «Çıkmaz sokak» ismindeki piyesi içib Zekâ mecmuasında yazmış olduğu tiyatro tenkidini okumak kâfidir. Ayrı ayrı cephelerden bu eseri ten- kit eden Ahmed Mithat'ın olgun bir tiyatro bilgisine malik oldü- gunu açıkça görürüz. Ve ozaman, şimdi gözete sütunlarında tiyatro tenkidi yazanların ne kadar zayıf ve anlayışsız olduklannı görecek- siniz. 1876 da ölen Abdülâzizin ye- rine Beşinci Murat tahta geçer geçmez Kıbrıs ve Rados menfileri de serbest bırakıldı. Esaret zincir- lerinin ağırlıkları altında zaten Namık Kemal ve Ahmed Mithat'ın yazdıkları piyesler imzasız olarak gizlice İstanbulda neşrediliyordu. 1872 de Osmanlı tiyatrosunu ilerletmiye çalışan komitenin neza- reti altında faaliyetini genişleten Gedikpaşa tiyatrosu 1873 Kânunu- sanisi Pazar günü akşamı müsa- merei fevkalâde olarak hariciye nazırı Halil paşanın himayesinde Diyunu umumiye direktörü Ali beyin Molyer'in “Leş faurberiens de şeapir, isimli komedisinden adapte ottiği «Âyar Hamza» ve Ebüzziya Tevfik beyin «Eceli ke. za» eserleri oynandı, Fiyatların iki mişli olduğu bu fevkalâde getöde devletin ileri gelenleri ve münev- ver bir halk kitlesi bulundu. Bu tarihlerde tiyatronun fazla rağbet görmesi gazete sütunlarında da ti- yatroya yer verilmesine vesile oldu. «Letaifi rivayat» ismiile neşretmiş olduğu küçük hikâyeleri arasında Mithat efendi ayrıca kısa tiyatto eserleri de neşrediyordu. Bu kisa piyesler halk Mealli çok iyi karşılanmasından cesaretlenen Ah- med Mithat'ın yazmış olduğu <Ey- vah» faciası 30 - Mart - 1873 ak- şamı Gedikpaşa tiyatrosunda tem- sil edildi. Bu eserin kazanmış ol- duğu muvaffakiyet tiyatro saha- mna hız verdi. Diğer tiyatro müellifleri de Gedikpaşa tiyatro- suna eser yetiştirmek de birbirle- riyle yarış ediyorlardı. “Eyvah, faciasının temsilinden iki gün son- ra oynanan Namık Kemal'in “Va- tan yahut Silisöre, piyesi müelli- fin sonradan sürgüne gitmesine sebeb oldu — Devamı 191 inei sahifede — 183 — Servetifünun — 2876