i Nİ SERVETİ Sahibi ve mülessisi A. İhsan Tokgöz Neşriyat Müdürü : H. Fahri Ozansoy Fiyatı 15 Krş. UYANIŞ SİYASİ —EDEBİ—İLMİ—SOSYAL— HAFTALIK GAZETE o Kuruluşu 1891 FU NUN Ya 5) —ciw 9| Neo. 2376 Telgraf : Serretifünun İstanbul Telefon: 31013 5 Mart 1942 Perşembe HAFT A HA S B LI HAL | Müthiş yangın — Yarım kârgir binaların tehlikesi — Yeni Fakülte yapılmasına dair Ankara'dan gelen müjde Yazan : Şubatin son gecesi birdenbire tutuşarak yanıp kül olan Vezne- öilerdeki Hen fakültesi, yahut eski Darülfünun, daha doğrusu merhum Mısırlı Kâmii Paşa konağından şimdi dört büyük duvar kaldı. Bu adi bir yaugın değildi, bu ilim ve fen ocaklarımızdanu bir tanesinin tutuşup ortadan kalkmasıdır. Vez- necilerdeki bu kültür kaynağımız- dan mahrum kalmak, benim yüre- gimi son derece yaktı. Bana teselli veren" bir söz oldu, o da büyük Milli Şef'in Ankara'da bu fena ha- beri alınca bütün millete orası bu sene yeniden yapılacaktır müjde- sini vermeğidir. Evet, dünyada en büyük kuvvet, felâketleri yeise düş- meden karşılayıp derhal çaresini aramaktır. Avrupanın yanıp tutuş- tağu şu zamanda bizim İstanbul- da eskiden kalma ve eski usulde, içerisi ahşab yapılmış bir binanın yangına derhal kurban oluguna acınmalı ve bu felâketin dahâ zi- yade binantu inşa tarzından geldi- ğini bilmelidir. Mmuhteşem kons- ğın içkısmının, yani kat kirişle- rinin ve merdivenlerinin tahta oluşu amli bebebtir. Bunun gibi bir kaç tanesini daha gördük; eski Mebusan binası olduktan sonrs Adliyeye göçen Ayasofyadaki bü- yük bina dahi höyle yarım kâr- Ahmed İhsan kir olmak yüzünden kurtarılamadı gitti. Çırağan Sarayı dahi Mebusan meclisi iken inşasındaki bu tarz- dan dolayı kül olduydu. İstanbul yangın yüzünden çok felâket- ler görmüş ve ölçüye sığmaz ser- vetler kaybetmiştir. Bu hali gören bahalarımız yangınlara imdad, için bize Beyâzıddaki yangin kulesini yadigâr bıraktılar; fakat ecdadı- mızın bize nümune bıraktığı daha mühim bir şey vardır, o da eski zamanda ynpılan binaların som tag duvardan, üstü kubbeli olarak yani tahtasız olarak yapılmış ol- masıdır. Bu sözle biz şimdi niçin kemerli ve kubbeli bina yapmıyo- ruz demek istemiyorum. Ataları- mızın zamanında potrel ile ve be- ton ile yapı usulleri malüm değil- di, Onlar sağiam bina yapmak ve ateşten korunmak için bir çare bulmuşlardı, o da taş ve tuğlanın yapılarda esas olmasıydı. Bu hafta yanıp kül olan Fen fakültemizin haline bakmak ize- re bakmak Beyazıd meydanından geçerken belediyemizin Beyazıd'da meydana çıkardığı eski yadigâr binaları bir daha gördüm, oradaki çok sağlam ve çok büyük san'at eseri olan muhteşem duvarları gör- mekle bir daha çok iftihar eyle- dim. Sonra geçmiş yillarıma acı- TOKGÖZ İstanbul « 3 Mart - 1943 dım. 1882 yılında başlamak üzere Mülkiye mektebine her gün gidip gelirken Beyazıd'dan geçerdim; Fa- kat atalar yadigârı bu güzel med- reselerin cephelini cehil dıvarı kapa» mıştı, onlara yapışık kötü dükkünlar dizilmişti. Birşey göremezdik. Mısırlı Kâmil Paşa konağı oradaydı; bü- yük hayır sahibi olan Zeyneb He- nım orada otururdu; o kohağın önündeki ihtişamı da hatırlıyorum, Beyazıddan gelip konağa yaklaş- madan sağa dönünce orada gira- lanmış olan “Abacılar, odükkân- ları gözümün önünene geldi, galiba havaların soğuk ve ayakkaplarının çok pahalı olmasından dolayı şu eski aba terlikleri aradım demezsem yalandır. Bunlar terlik değildi lâp- çın denilen ve altı üstü in. ce deriden yapılan ve yanından kopçalı olan ayakkaplarının keçe- den dikilmişleriydi. Kışları bizler- de evde ondan giyerlerdi, süslü değildi ama ayaklarımız sıcacık dururdu. Abadan ayakkabı yapan dükkânların karşısında kalemtrüğ- çılar vardı. Bunların hepsi atala- rımızdan kalma birer öan'at kay- naklarıydı, Millet kendi ihtiyacını kendi hazırlarmış, hariçten bekle- mezmiş! Bugünkü müdhiş umumi muhârebenin doğurduğu mahru- — Lütfen sayıfayı çeviriniz — I$I —Servetifünun — 2376