18 Eylül 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

18 Eylül 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan. Cahide BAŞOL Feçriâtideki fikir birliği - Fecriatiye yapılan Fecriâti namı sltında, hepsi sen'at- ların şahsiyet ve hürriyetini muhâ- isza etmek şartiyle toplandı. O za- man gureti husuşiyede mevcudiye- tini ihsnaş etmeğe başlayan bu hey'- etin bir sene sarfında yirmi beş azası oldu, Bu adet belki bir gün yüze çıkabileçekti, Fakat Feoriâti lâlettayin her geleni azası meya- vına kabul etseydi belki bugün he- def olduğu biesas ve garazkâr iti- razatına hedef olmardı; lâkin müs- tahak olurdu. Fecriğti bu suretle arasına kabul etmediği bir sürü düşman kazandı. Diğer tarafte Fecriâtinin ciddi: yet ve muvaffakiyetine itimat ede- meyen, ve bundan bir dereceye ka- dar haklı olan bir sınıf mümtaz da mevcuttu" Bunlar edebiyata, edebi- yatımıza, lisanımızın şekli hazırına hizmetler etmiş, eserleri pek çok- ları tarafından lezzet ve hürmetle okunmuş zevattı ki muayyen bir pfoğrümı olmayan Fecriâti'nin de- vam ve muzafferiyetinden şüphe etmekte hakları vardır. Encümen bunu düşündü: ve bu noksanın fe- lâfisi için muntazam bir program, bir nizamnameyi dahili ve hükü- metçe tasdike iktiran etmek üzere bir beyanbaame kaleme aldı. Feo- riâti bu suretle bir çocukluktan bir ozentiden ibaret bir şey olma- dığını isbat etmiş olunca İtirazlar başka başka bir çekle girmeye baş- ladı. Feoriâti azalığına nâmzet ol- mâktan artık bıkarak Edebiyatı Ce- didenin haiz oldugu hürmeti layı- kanın cenahı şöhretine sığınan bir- kaş çömez, muttasıl oldukları bir dalkavuk ruhuyla bizi Edebiyatı Cedide sleyhdarlığı ile ittiham et- tiler. Bununla beraber biz Edebi- yatı Cedide aleyhdarı değildik. On- hücumlar IX ları lâyik oldukları veçhile hürmet ve takdir ile telâkki ettik. Yalnız artık onierın vazifelerini bitirmiş, yahut bitirmek üzere olduklarını söyleyecek cesareti kendimizde bul. muştuk. Şimdi kendimizin tama- miyle tayini şahsiyet etmiş biter hüviyeti edebiye sahibi olmadığımı. zı itiraf ediyorduk. Fakat zannet- miyorduk ki üzerinde bulunduğu muz geçit, noktayı emele yaklaşı- yordu, Ve artık Edebiyatı Cedide erkânının, erkânı muhteremesinin tarihi edebiyatımıza ait bir namı bülend olarak kalmaya meobur ol- duklarını. Parnas efkâr ve hissiya- tını geçememiş bulunduklarım, hel. buki her devrenin, her batnın ken- di ihtiyacatına göre hissiyat ve te maytilâtı bulunduğunu ve Edebiya- tı Cedide mektebinin bu günkü di- mağların neşvü nemssına büyük hizmetler etmiş olmasına rağmen bu gün onların ihtiyscatı fikriyele- rini tatmine gayri kâfi bulundukle- rını iddia ediyorduk. Noktayı mü- farakat bir olabilir, fakat takip et- tiğimiz gayelerin müteferrik olma- sı bizim iatiklâli fikrimizi ilân et- memiz için bize bir hak kazandır maz mıf Edebiyatı Cedide erkânı bunu itiraf ettiler. «Âti gençlerin- âir'» dediler. Biz halin çşöhretiyle kanaat etmeğe karar verdik. Bu suretle Bdebiyatı Cedide a- leydarı olmadığımız teslim olun- duktan sonra bu zevat PFecriâtiye başka bir şekilde savlet gösterdiler: Encümen şimdiye kadar mahiyeti edebiyesini izbar edecek ne pey- da etti? Şüphesiz, Feeriâti bu kadar az bir şamanda şayanı ehemmiyet bir şey yapamazdı. Feoriâti'nin hedef olduğu iti» razlardan biri de Encümen azası- nın âsarına ahlâksızlık isnat olnn- masıdır. Edebiyatın bir gayeyi ah- lâkiyesi de olabileokği hepimizce müsellemdir, Fakat fikrimizce hiç» bir zaman yegâne vazlfeai terbiye- yi ahlâkiye, neşri shlâk değildir.» Diğer taraftan, bu itirazlara kar- şı Ahmet Haşim ,gençlerden şimdi. lik hârikalar beklameein abes oldu- gununu söylüyor (22), Yakup Kad- ri «Vatanperverlik başka bir haslet, ediplik başka bir meziyettir.» di- yor (23), Köprülü Zade Fuat da e- gas itibarile bize ciddi eserlerin İğ- zn olduğunu, fakat bunu san'at- kârların değil,mütefekkirlerin vücu- de getireceklerini ileriye sürüyor- du (24). Feoriâti'ye yapılan hücumler- dan başka, Encümen o zamanın mizah gazetelerine daimi bir mev- zu da olmuştu. Hattâ Encümeni karikatörize eden bir piyes (26) bi- le vücude getirildi. «Kalem» de «Diken» imyasiyle intişar eden mi- zahi bir «Destan» (26) bize bu hu- susta iyi bir fikir verebilir; 129) «Ruhu bikayd> firsatiyle. Ahmet Haşim, Servetifünun. 1938. 981. 291 (28) «Vicdan» makalesi münnaçieiişiz Y. Kadri. Servetifünun. 1895. ülü. Hi (94) San'at ve taklit, Köprülü Zade M. Fuat, Servetifünun. 1825. 961. 185 (26) Resimli Kitap. Cild: 7. Sahife: 150 (34) Kalem. 1838. 88. 7 213 — Servetifünun — 1352

Bu sayıdan diğer sayfalar: