C A Bb IIS KE EU İ Yasan : | Euseblu CAMİLAR Çeviren gvav900e ...0ssa Kızlar, yazın, samanlığın da- roımda saman işinde yatarlar. Gün- düzden delikanlılaria gözleri var- dır; «Akşama geliyorum» Bir defa bizim köyde bir köylünün kızları avlu iginde duran sam'ili dolu bir arabada yatmışlardı. O mehtaplı gecede çocuklar kapıyı âçarak arabayı köyden dı. şarı çıkardılar. Kızlar sabah- leyin yanakları ve saçlarında çiğ ile uyandılar ; — Neredeyiz Cagandra 9 Eve koşup hayvanları alarak ara- baya koştular, Henüz kaikmış ve uykunun pirelerini kaşıyan diğer köylüler kendi kızlarına; — Moruz'un ne çalışkan ing- ları var. Bakın saman dolu ara- bayla şimdiden işten dönüyorlar bile. Aşk olsun kızlara, Sizin gibi miskin değil... Bizim saman yığını yolun ke- narındadır. Büyük bir kepengi var. Bamanı dama boşaltmak için, arabayı yolda, duvar yanında dur. durnp, otu diğren ile atmak lâzım. Bamanlığın damına O çıkabilmek için tm duvarın yanında bulu» nan döğnekten avluya basmak icâbeder. Ondan sonra kendini damda bulmak işten bile değildir. Analar kızlarını korur ve b&- zıları beraber yatar. Bâzen deli- kanlılar kızları ârarken ânalarına rastlarlar. Sık sık köyde öfkeli kadın sesi düyulur «ananın namusu, serseri !» Delikanlı âgmdan atlar ve kaçar- ken mırıldanır: 154 — Servetifünun — 2347 » . Cavit YAMAÇİ — «Anasyla karşılaştım.» Bazende bizim köyün kızlarının peşinden ormanlar ötesinde olan Mereşti ve Plevelar'dan delikan- lar düşer. Bizim delikanlılar on- ları gözetler. Mereşti'li bir deli- kanlı eve sürünerek döndü; bizim Udeşteni'liler arkasına bir iki bi- çak saplamışlardı. Bir kızın babası bütün gece uyumuyor, samanda adım âesi duydumu üç dişli diğ- reni yakalıyarak samanlık damına fırlar. Yakalanan delikanlının, vay heline ! Kızıda swçlarından yakalar : — geni rezil... Ananas benzi- yoruun... 4 Bir defa bizim köye etrafın en müthiş külhanilerinden dosavoeni- kler gelip bir kızla iki delikanlıyı öldürdüler. Başka bir defada Ra- coveni ve Mereşteni'liler geldiler ve bizim bütün delikanlılar ve kızlar onların istedikleri gibi oy- nadılar. # Etlâklılar arasında bir meşhür Calistru vardı. Hora dağıtan bu korkmaz külhâni bir Pazar günü tek başına bizim köye, horaya geldi. Oyun, birden, kimse bir şey demeden, durdu. Bir fısıltı geçti: «Calistru> Ufak tefek, boylu yeni gömlek ve yeni yelek giymiş kalpağı gözleri üzerine çekti: — Merhaba, delikanlılar... (Bizim köyün delikanlıları kor- kaktır, sadece aralarında döğüğür- ler) çalgıcı Andrei ayağa kalkıp bir marşa başladı. Calistru'yu iyi tanıyordu. Bezen onun çetesi ile Moldovnda çalmıştı. Calistru sürü ile toplanan deli- kanlılar arasından geçerek, doğru» dan doğruya çalgıcıların yanına gitti. Bir işaretle marşı çalmama- larını söyledi. — Andrei şarkı söyle!.. Andrei ayakta durarak, gırns- ta'yı havada, semaya doğru tuttu ve Namoloasa'da Siret nehrinde boğulan kızın şarkısına başladı. Calistrn birden «Söyle, be!» diye bağırıp kendide başladı: Namoloasa'da, sularında Siretin Boğuldu genç bir gelin Ah gövalli, genç kadın... Horayı idare edenler delikan- h yığınlarını peşlerine takarak Andrei'in yanına gittiler; — Dur, burada büyük olan kim” Calistru yere bakarak şarkı söylüyordu. Ufak, mavi gözleri vardı, Andrei şarkıyı yarıda bırak- tı. Calistru delikanlılara doğru dön- dü, gözleri yaşla doluydu... — Delikanlı be, bende kederli bir şarki istedim. Kadınlar, eileri ağızlarında ko- nuşuyorlarde — Haydut, neden ağlıyor acaba Biri: — Çok sarhoş kendinden geç- miş... Diyordu. ağa, bana hâzin