S on Gece | EMaNYEL BOVE'DEN: HALID FAHRi OZANSOY — — 38 — Atoid'un hitabına kargı, lısli laamalı, mesele bu kadar basit değil ve söyliyecek daha çok şey var mânasına bir omuz silkmesi ile cevap verdi. Fakat delikanlı meseleyi böyle anlamıyordu. Bir nevi do- landırısılığın kurbanı olduğuna kanldi ve muliatab- larının kötü niyeti onu o derece fazla ateşlemişti ki, başka türlü ağır hâdiseleri tamamile gözden kaybet- miş bulunuyordu, Hakikatte şikayet ediyor, szlanı- yorsa da, bir nevi sevinç hissettiği de muhakkaktı. Ah! Münakaşa etmek yerine, bu meçhul adamların kendi üzerine hücüm etmesini, kendisini döğerek âdeta yarı ölü bir hale getirmesini nekadar arzu ederdi. Menfur bir sulküuedin, şiddetli muamelelerin, daha büyük haksızlıkların kurbanı olmağı nekadar tercih ederdi! Ve eğer hâdiseler onların üstüne dik- kati celbetmiş olsaydı, hiç şüphesiz bunlara büyük bir ehemmiyet atfolunmıyacaktı, zira kendisinin yap- mış olduğu fenalık diğerlerinin yapıcış ve te- nalığın yanında o kadar küçük görünece — Polis efendi, diye devam etti. Bu yü benim paramı aldı, geri vermek istemiyor. Polis, olup biteni bir türlü kavrıyamıyordu. Ar. nold'un şüpheli bir adam olduğunu sezmişti, fakat, diğer: taraftan, bu adam deli değilse bir hâdisenin kurbanı olduğu da muhakkaktı. Velhasıl iki adams, kendisile karakola gelmelerini ve ihtilâflarını orada bizzat komiserin önünde hailetmelerini bildirdi, «zira 0, bu nevi işleri benden iyi halletmekte mahirdir» diye tasrih etti, Hall hamalının akrabası ile dostları pek tabii olarak onunla beraber gitmeğe karar ver- diler, Arnold'a gelince, garib şey, bu tekliften son derece memnun kaldı, Mamafih işkâlinin bütün Fran. saya tamim edilmiş olduğunu, kendisini gece gün- düz aradıklarını, tehlikeli bir şahıs gıbi bildi- rildiğini bilmiyor değildi. Fakat şu muhakkaktır ki, cemiyetin dışında, parasız, dostsuz yaşıyanlar, roller tersine çevrildiği zaman, en fazla nefret ettik leri kimseleri taklidden kendilerini alamazlar. Ar- nold'da belindeu hiç bir şey belli etmemeğe çalış- makla beraber, cemiyetten atılmasından, işaizliğin- den dolayı çok ıztırap çekmişti. İşte bir defa için haklarına kıymet verdirmek ve namuslu adamların hürmetini kazanmak fırsatını elde etmişti. Vaziyetin böyle bir tersine dönüşü, onu sarhoş etmekten hâli kalamazdı. Vak'a saadetini örten bir gölge vardı: cinayetinin hâftırasından âkseden gölge. Fakat bunu, mesuliyet hakkında beslediği yanlış fikirlerle kolayca tardediyordu. Kendisinin genç ve safdil olduğunu söylemiştik. Filhakika, ayni adamın hem mazlum, hem cellâd olabileceğine insnamıyordu. Yâni maz- lam vaziyetinde şu itimedı besliyordu ki, hiç kimase, kendisi hakkınd, her ne hususta olursa olsun bir şüpbeye düşmek emaretini gösteteamezdi. Kendişi şi- kâyetciydi, Bu sebebden, kendi hakkında da, başkası tarafından aldatılmış yahut parası çalınmış olan kimseler için beslemeğe meobur oldukları her türlü tekayyütleri göstereceklerdi. Ve, cinayetinin hatira bazan zihnine takılea bile, bu, o kadar uğük bir gençlik hatası gibi idiki adeta bir başkası tarafından işlenmişe benziyordu. Maamafih hiç kimse yerinden kımıldamadığından, polis, yeniden, iki adama kendisini, takip etmelerini rica etti. Hali hamal, öne», vaktini kaybetmekten başka yapacak işi olduğunu söyliyerek itiraz edecek oldu. Hatta, rahatını bozmamak için, hemşiresinin kocasını kaybettiğini ve acılarına hürmet etmek lâzım geldiğini bile ileriye sürdü. Fakat polis gene istar edince, o zaman, umumun menfaati namına angariyeye iobar edilen kimselerin tavrını takındı. Yani mademki öyle lâzımdı gelmeğe Tazı oldu, fakat doğrusu başkslamna değilde kendisine müracaat edilmesinin sebebini anlamadığını ihsaa etti, Bu sonunda bütün kafile, memuru takip etmeğe karar verdi. Arnold, yolunu şaşırtmasınlar diye ko- filenin arkasında yürüyordu, zira söyledik ya gençti. Ve polisin acaba adamı kaçacak şüphesile arkasına her dönüşte, kendisi, bu nazardan başka mâna çi- kararak, bir hareketiyle her şeyin yolunda olduğunu anlatıyordu, Ve kendisi polis tarafından arandığı halde gene hiç kimsenin sıvışmaması için bizzat bu vaziyetleri takınan bu delikanlının holi, aynı x8- manda hem acıklı hem gülünç bir manrara idi. Bir müddet gonra herkes karakolda komiserin karşısında sıralandı. Arnold bütün emniyetini mu- hafaza etmişti. Garip surette gülümseyordu. Mamafi çehresi ciddi idi. Bu çehrede, hiç bir sıkıntıları ol- madığı halde, sadece hakları oldukları noktada dur- mak için canlarını sıkacak ne varss hepsini uzsk- laştıran adamların inadı okunuyordu. Etrafındakiler can gıkıntısi alâmetleri gösterirken, kendisi sakindi. Kurbanı olduğu haksızlık, sabit bir fikir gibi, başka her hangi birşeyi düşünmesine mani oluyordu. Ken- disinden o kadar emindiki, beklenmedik bir rahat. likla kımıldayordu. Bazan duvara asılınış her hangi bir ilânı okumak için duruyordu. Tıpkı, ananelere sedakatle, bazı eski memurları ziyarete gelen yeni bir nazıra benzemekte idi. Hani o nazır bir kere makamını işgal edince, o memurlar derhal emri al- tana girmezlermi, işte Arnoldda öyle bir evaziyet takınarak bekleme udasında oturmuyordu. — Devamı ver — © 153 — Servetifünun — 2347