26 Aralık 1940 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 28

26 Aralık 1940 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Diğer kaputu giydi. Aynanın karşısındaki tuvalet masasına geçip, krem ve pudra kutularını bir tarafa iterek cüceyi bir kukla gibi alıp masanın üze- rine koyuyor. Ve her akşamki gi- bi Bimbo bir şey söyleyemiyor. Kü- çük parmaklarıyla kadının sakal- larını örüyor. Neden, boş yere: Vera Goluba İnan bana seni seviyorum! demeli Çünki o her vakitki cevabı ala- cak: Haydi, gülünç olma! Bimbo gözlerini, onun kıvrık burnunun, korkunç denecek gibi kırmızı ağzını yanağını okşamakla iktifa ediyor. Vera Goluba çok kibirlidir. Ve kibirli olmada da haklı. Cüceler her yerde yığınlarca var. Bu sabah cüce bir ayakkabı boyacışına rastladı. Trapezistler de çok, fakirler de, yalnız çinliler biraz az,fakat sakallı kadın hiç. Eski imparatorlarınkine benzi- yen sakelını okşayarak garurla: — Avrupada üç tanejiz. «Ro- yal» sirkine düştüğüme bakma! Ne müthiş bir kariyer yapacaktım! Bir iki sene evvel, Vera Golu- ba Avrupa musikhollerine teklifler yapıyordu fakat hiçbiri adrese er- medi çünki postaya götürmek va: zifesini üzerine alan Bimbo buu- ları rüzgâra ve sokağa parça parça paylaştırıyordu. Sonra Vera Goluba, sokaktan toplanılmış serseriler gibi değil iyi ailedendir. Artistlerin, uzun ve soğuk kış - gecelerinde birbirine girdikleri kö- şeleri her nevi eşya ile yamanmış 58 — Servetifünun — 2313 vagonlarda oturdukları zamanlar- da babasının Kafkaslarda muaz- zam hurmalıkları olduğunu anla- tıyordu. Ve sonra kız kardeşi. Kız kardeşi, hey, bir kontla hem de nasıl bir kontla Moskovada ünl- versitede okumuş olan bir kontla evlenmişti. Mağazalarını vitrinle- rinde duran hurmalar onlardan Kafkastan geliyordu. Kimbilir... Sakal mı? Bu aakallın da uzun bir masal vardı. Onbir yaşına doğru iken, sesi şehiri çıntan delikanlı Mitio gibi ağzının üstünde bıyıkları çıkmıya başlamıştı. Doktor babasına: Gospodin Go- luba, demiş, bu çocuğu gehire gö- tür doktorlar iğne yapsın da ço cuk kurtulsun. Veruşeca ne erkek nede kiz olacak benim gibi b.yık- ları büyüyecek, Fakat bak ki o şehire iğne için gitmedi ve bıyık- ları yanında bir de Çer Nikolanın- ki gibi sakal büyüdü. Sonra nasıl bir atletle kaçtığı- nı ve artistliğe giriştiğini, hârpten önce sirk afişlerinin onu: «Nabu- cudonogorun 2000 senelik zevcesi» gibi ilân ettiğini, nasıl kendini iç- kiye verip sonra vazgeçtiğini, nadıl bir dükkân açıp kendi hesabıng çalıştığını ve tıpkı Royal sirkinin vagoniarındaki betlerin sayısı kadar çok olan mâceraları olduğunu... Bimbonun fikirleri dâima ol- duğu gibi bugünde gelişi güzel uzuyorler. Şimdi kâğıt fundaları taktığı ve sâkin bir halde duran Vera Guluba ona birden: Dinle beni ROMEN EDEBİYATINDAN : az) I Ez ES Yazan : Neagu RADULESCU a li Çeviren : Cavit YAMAÇ küçük, oldu! Peşimden senelerden- beri koşuyorsun. Evlenelim be! Berâber yaşyalım ! Sen maymundan bir karış farkediyorsan ne olur? deyiverse, Bimbo bunları düşünürken yu- muşak yaâtıklı karyolaya, demir bir tablanın altına tutulmuş hava gazı ampülüne bakıyor:ışık burada her yerden bambaşka kendinin getir- diği şeker kutalariyle dolu dolap... Hülyalar... Bimbo kemiklerini yine Akile'nin ayakları ucunda dinlendirecek. — Bitirdin mi? diye onu Vera Goluba uyandırıyor - uykum geldi - ve kulaklarından küpeleri çıkara- rak egniyor bu ukşam sirk pek te kalabalık değildi: Bu Adamaky'nin burada bizi bırakmasına aklım er- miyor. Bu böyle... Kapuyu açarken onu sakallı kadın yerinde tutuyor; Dinle küçük beni hâlâ seviyormusun * Bimbo yüzünün şen tarafını ona doğru göstererek duruyor, Bel- ki sakallı kadın aşkını itiraf ede- cek. — Sanki sen bilmiyorsun Vera! — Ey, öyleyse yarın akşama. Bakalım bana yarın skşam ne ge- tiregeksin ? Vera Goluba onun arkasından kapıyı kapatıyor. Nabucudono- sor'un sabık zevcesi gülümsüyor. Aşk böyledir. Sabık Akile ve üç Raspirisler- den cücenin bazı kadınlarla do- laştığını duymuştu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: