26 Aralık 1940 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12

26 Aralık 1940 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PSİKOLOJİ: GMK W Yazan: İnesnın heyecanlarından en fazla can sıkanı korkudur. Korku insanın hayatını çocukluktan ih- tiyorlığa kadar zehirler, Ufak bir endişe bile büyük kazalars sebebiyet verebilir. Bir çok çocuklarda umumi olan karanlık korkusu yaşlı adamlar. da da devâm eder. İşte bir vakâ, birçok sahalarda kuvvetli, fakat zayif kalbli bir genç çocuklnğunda edindiği ka ranlık korkusundan kurtulamamığ- ta. Geceleri o lâmbası yanık ya- tayordu çünki gece uyanıp ta ken. dini karanlıkta görerek paniğe ya- kalanmaktan korkuyordu. Onun gibi binlerce kadın ve erkek mev- cuttur. Bu genç, bir arkadaşı tarafın» dan yaz tatilini geçirmek Üzere bir sayfiyeye davet ediliyor. O bu nu memnuniyetle kabul ediyor. Dostunun köşkü bir göle nazır idi, ve kahramanımız yüzmek ve kürek çekmekten çok hoşlanı- yordu. Gelişinin üçüncü akşamı müşterek bir dostta bir poker oyunu tertip ediliyor kahramanı- mız kâğıt oyunundan boşlanmı- yordu İnkat nezâketen ev sabibi dostuyla berâber gitmişti. Bir saat sonra canı sıkıldı. Bir baş ağrısı bahane edipaf taleb ederek ayrıldı ve arkadaşının evi- ne dönmek üzere yola çıktı. Karanlıkta kayboluş - Gideceği yer yarım kilometre kadar uzakta idi. Tutacağı yol için bol izahat almış üstelik bir de cep feneri vardı. Yola çıktıktan bir kaç vakıt sonra fenerin bozulduğunun far- kına vardı. Bir ân geriye dönme- yi düşündüytede, utanarak yoluna devâm etti, Kendini birdenbire bir çalılık- ADNAN ta buldu ve yoluküybetti, Terket- tiği evin ışıkları Okaybolmuşin. Hangi tarafa gideceğini bilmiyor- du. Karanlıkta kaybolmuştu, Koş- mıya başladı bir ağaç köküne aya- gı takılarak yere yuvarlandı. Kork- mıys başladı, Kalkıp yeniden koğ- maya teşebbüs etmişsede ayakları dikenlere takılarak yine yuvarlan- dı. Orada ayakları takılı, korku her tarafını sarmış bir vaziyette kaldı, Eve dönerken arkadaşı onu yaşıyor buldu fakat çok fenâ has- talanmıştı. Zayıf kalbine bu heye- can fenâ bâlde tesir etmişti. O ancak uzun bir zaman hastanede kaldıktan sonra düzelebilirdi. Ve o da kısmen. Bütün hayatı için sakat kalmıştı. Ve bunun gibi binlerce vak'a vardır. Binlerce bunun gibi çile gekip fenâ hâlde hastalanan in- sanlar vardır. Daha ziyâde, bu korkudan ölüp gidenlerde vardır. Ve bütün bu fecaat aileleri veyâ mürebbilerinin vaktiyle bu en ba sit korku olan karanlık korkusun- dan onları tedavi etmedikleri için buraya erdiğimiz için korkunun n6 olduğunu bilmemiz iyi olur. Değer esaslı bütün heyecanlar gi- bi bunun da tarifi kaidesinden daha kolaydır. Korku emniyetsir- liğin köküdür. Kendimizden emin olmadığımız, ikincisinin bizi nereye götüreceği- ni bilmediğimiz ve ceğhretin ne olduğunu bilmediğimiz zamanlar korkarız. Psikanalizin babası Freud bü- tün çocukları endişelerinden kor- kunun üç şekli olduğunu söylüyor. Yalnızlık korkusu, karanlık korku- su ve yabancılık korkusu, Bütün bunları çocukta annenin gaykube- ti ihtimali uyandırıyor. Tedâvisi elzem olan bu hasta- MA-S-6 1 T E PZ lıklar çocukların ekserisinde var- dır. Ve bundan kurtulamadığı tak- dirde bütün hayatlarında devam edecektir, Bunlar nasıl tedâvi edilir? di- ye soracaksınız. Misâl olarak, sunu #labiliriz. Bazı modern cuklar karanlığa şey gibi alıştırılır. Böylece geceleri saklanbaçlar tertip edilir ve çocuklar arkadaş» lariyle bu eğlenceye o kadar çok bağlanmışlardır ki korkusuzça ka- ranlıkta gezebilirler. Zamanla bu usâle devâm edilirse, karanlıktan korku kalmaz! Diğer taraftan bazı çocuklar hayallerinin içini en korkunç ha- yaletlerle doldurduğu odalardan korkarlar. Bunlara gündüz o odaları kon- karanlık korku- mekteplerde ço- zevk veren bir “ tröl ettirmeliyiz. Saadet cesâret verir Çocukların hayâlet dolu zannet- tikleri odaları gündüz kontröl et- tirdikten sonra birşey balunmadı- ğı kanaatini sağlamlaştırmak için gecede ayni odaları kontrol ettir- meliyiz. Bu usül umumiyetle çok pratiktir. Fakat en müessir çey çocuğu korktuğu şeyle karşılaştır- dığın zaman onda mesüt bir hö- leti ruhiye yaratabilmektir. Yabancı olan herşeyden korkan bir çocuk yabancı şeyi ona be- nimseterek kurtarılmıştır. Tavşan- dan korkan bir çocuk bir yığın tavşanlarla oynıyan çocukların yanlarına getiriliyor ve diğer g0- cukların bunlarla nasıl oynadığı kendine gösteriliyor. Bu korkuyu uzaklaştırıyor. o Pedagojinin yeni tikir ve sistemleri çocuğa cesâret ve imân veriyorlar. Yaşlı ipsanların korku hissi, ç0- cuklukiarından kalan mirastır. 70 — Servetifünun — 2314 .

Bu sayıdan diğer sayfalar: