$ONOtKOşŞe$Sİ SANATKÂR VE GURURU Yazan: Jules Claretie Mawime de Camp, birgün Louv- re salonlarında gezinirken bana, çok hoşuma giden şu vak'ayı an- lattı: — Bir pazar günü, Reisicum- hurun evinde toplanmıştık, Reisin zevcesi de aramızdaydı. Konuştu- ğumuz mevzuu, Fransızcanın eh mükemmel şiirinin hangisi oldu- guydu. Madam, hazır bulunanlara bu suali soruyordn. Mecliste, Gustave Flaubert, The- ophile Gauiter, Louis Bowilhet, Char- lee Bawdelerö, heykeltraş oPrfouli, Touis dp Cormenin vardı. Madam Saoatier ; — Sizee, bütün şiirlerin içinde şaheseri hangisidir. diye bir sual ortaya attı. Zor ve müşkülbir gual.. Bir kısmımız, Desportes'un : «Bergere, pour un peu d'atence» ın Diğerleri, Ronsad'ın : «Mignonne, allons voir sila rose» ini Bir diğeri Viofor Huge'nun: «Chasler buveuse de rospö» ini ileri sürüyorlardı. Gavtier'e fikri sorulduğu zaman, iyi ve temiz, diğerlerine nazaran yüksek bir şair sayılan Gawtier su- künetle cevap verdi : — Burada «/6s ematz et Cas mdo> varmıf — Galiba — O halde getiriniz. Madam kalkdı, kütüphanesine koşdun, iyice eciltlenmiş bir kitap getirdi. Daima hâkim sesle Gawtier; O halde dedi «Dasymphonte en blano majeur»u acınız ve okuyunuz. Bunu hepimiz biliyorduk. Ma- dam okumaya başladı: «De leur ool blane oourbani les Tignes Ön voit dans les conles de nord Sru lee vieuz Shin des fammes- Oygnes 56 — Servetifünun — 2313 Çeviren: Oktay AKBAL © Nager an ohanlani pres de bord» Ve alkışladık. Parça, bir şaheserdi. Ben kendi hesabıma, Gawtier'in o kadar yal- nız söylemediğine emindim. Nihayet ayrıldık, dönüşde Ohar- lee Baudelere, Flaubert, Bönülhet ile beraberdik- ; Flauberi ve Bouilket çok sami- mi ve eski arkadaşdılar. Yolda gelirken, Charles Baude- İaire, soğuk tavruyla: adam la president, «Les petites Visilles»ide okuyabilirdi dedi. Ve çok nazik bir selâm verdik- ten sonra uüaklaşdı. Eouie Böyülhet gülerek : — Bavudelaire'in hakkı var, Ah bu Thdo ve Baudelaire... Sanıyorlar ki, en mükemmeli- yete sahip olan yalnız lirik şiirdir. Bu «Symphonie en blone mw jeur> çok güzel., Hayran olunacak kadar güzel.. Fekat Th&o'nun bir dram mev- guuyle boğuştuğunu görmek ister- dim. Tiyatro alexandrin'leri..., İşte zor olan.. Bir şaheser yaratmak, kemik ve etten insanlara ıstırap çekdirt- mek, onları kımıldatmak, konuş- burmak, düşündiirmek.. İşte yüksek olan... Şairler bütün kudretlerini ver- miyorlar. Benim fikrim böyle.. Bowithet'i evine bırakdık. Bonra Flaubert'i evine götürdüm. «Madame Bovary> müellifi, yal- niz kaldığımızda; — Ah dedi peki nesir? Böyle şeyler içinde nesirden hiç bahsedilmiyor. Th&o «odes» ları için seviliyor, Bowdelaire mısraları için beğenili- yor, Lowtse piyesleri için tanılıyor. Ben de, Lowis'nin piyeslerine hayranım. Fakat nesir? Onlar bunu unutuyorlar, Onlar yalnız edi gınlatmayı düşü- nüyorlar iye eyi bir sayfa nesrin ne- ye mal olduğunu bilmiyorlat. Bu fikirle, Corneille'i, Bosşust'e üstün tutuyorlar. Ya Caöffeteau.. m 24 yn gibi yazabilen bir varmıd di tiyatroalezandrinleri ve ritmi var, «Salambo» da dö bütüd bunlara bedel sayfalar vgrdir. Adiyö dostum. Ve yalnız kaldım. Mazime Le kamp devam etti: Evime gittini, kendi kendime: «Dostum, aynada kendine eyi bak» Orsda pek büyük değilsede, aptalda olmayan bir adamın rep- mini göreceksin, Zira demin dinlediğin üstadlar gibi kendini övmeyorsun. Sen, daima sırana, yerine, uyu- , , , yorsun. Her masanin kuytu bir kenarı- na ilişiyorsun, Bu eyi.. Devam et, çalış, çaba- la. İyi bildiğini kak, geri kalanla alay et.. Senden şikâyetei değilim. —— Yenilik —— Gençlik ve Edebiyat gazetesi YAKINDA çıkıyor ö Mülaesaisi : Cavit YAMAÇ Birinci Sayısında : Vecdi BURUN Baki SÜHA Samim KOCAGOZ Şahab SİTKİ Sabahattin KUDRET Esad SUMER Salâh BİRSEL Oktay AKBAL ve Cavit YAMAÇ | BEKLEYINZ...