86 NAMIK KEM e debi Yazan: U sene Namık Ke- malin ölümünün elli birinci yıldönümü münasebetile, onun hakkında yapılan neşriyat na- zarı dikkati celbetmiyen bir iki makaleden ibaret kaldı. Bu ölümün daha büyük ve daha geniş bir neşriyatla karşılanmış olduğu ellinci yıldönümünde de Namık Ke- mal hakkında yazılan etüd ve tahlillerden hemen, hemen hiç birinin Türk edebiyatın- da - yaşadığı zaman için - bir kıymet temsil etmiş olan bu şair hakkında yazılmış objektif bir mesainin mah- sulü olarak telâkki edilemez. Halbuki kıymet değer ve şahsiyeti bugün bizim nes- imiz içinde de büyük müna- kaşalara sebebiyet veren bu Osmanlı şairine bir kere de ilmi bir zaviyeden bakmak ve onun hakkında tam ob- jektif o mütalealar yürütmek her halde faydalı bir şey ola- caktır. Namık Kemali biz nasıl tanıriz. Onu büyük Osmanlı şairi, büyük Osmanlı edebi, büyük vatanperver, büyük hürriyetperver ve büyük tec- eddütperver oolarak ode- ğil mi? Evvelâ onun edebi hüviyet ve kıymetini ele alalım, Ve Namık Ke- mal hakikaten iyi bir şair miydi sualine cevab verelim. Evet Namık Kemal iyi bir şairdi. ölümünün üstünden yarım asırdan fazla bir zaman geçtikten sonra şiürleri hâlâ hepimizin hafızasında yaşıyan ve şiirle meşgul olan her mekteb görmüş Türkün ağzında ezberi olarak mısraları dolaşan bir SERVEYİFÜN UN Wi bmaali ve Suad Namık Kemal oğlu Ali Ekremle şaire kötü bir şairdir demek hak- sızlık olur... Fakat o çok iyi bir şair miydi diye sorulacak olursa bu defa gene tereddüt etmeden : “Hayır 1. Cevabını veririz. Namık Kemal iyi yazılması ha- rikülâde güç olan bir nevin şairiydi. Çok iyi yazılmıyan, haması şiirler, gayet kolaylıkla gülünç ve bayağı olurlar: Namık Kemal bu mevzuları devrine göre açık bir Türkçe ile ğa No. 2969—577 AL ei i herkesin kolaylıkla anlayıp, sevip, ezberliyeceği mısralar haline sokmakta kabiliyet ve maharet gösteren iyi bir şairdi. Fakat mısralarında haki- ki yüksek nazmın kudretini ve şiirlerinde hakiki bir şair ruhunun aksamıyan ahenk ti- tizliğini bulmamıza imkân yoktur. Fakat zamanında ve halâ bugün Namık Kemalin şiirle rini bize sevdiren eyş, Os- manlı edebiyatında nef'ini nazmındaki ahenk haşmetin- den sonra onda ilk erkek sesi buluşumuzdur. Osmanlı edebiyatınm sa- ray dalkavuklarını veya ta- savvuf sayıklamalarını takib eden bu tok sesi kendine ta- kdim eden rollerdeki sesleri “4 değil, kendisile beraber ko- nuşmıya başlıyan sesleri de “) perde, perde yükselerek bas- tırmış ve konuşulmağa bile hasret çeken bir cemiyete bağırmak zevkini tattırmış olmasıdır. Fakat onun nazmına bu er- kek edayı veren şey mısrala- rının ahengi değil, mısrala- rını dolduran fikrin o devre- göre azemeti idi. çekmedim ömrümde zeneiri esaret kârını Kaydı dünyadan müberrayım bilir dünya beni İşle meydanı hamiyet kaçma ey cellâdı sulüm Ya seni mahveylesin meyli cihanda ya beni gibi isyan eden ve: Kemendi oanıgündası ejderi kabr olsa cellâdın Müraczahtır yine hin kerre zenciri esaretten gibi zalime meydan okuyan bu mıs- raları o gün sevdiren amil bu çe- saret ve pervasızlıktı ve bizde ha- lâ bu şairin şiir sanatile bu cesare-