— men 06 Cemal Sahir Temsillerine Başlıyor Aktör Cemal Sahir Eski operetgilerimizden kıymet li aktör Cemal Sahirin, uzunca bir fasıludan sonra, tekrar sahneye avdet ettiğini sevinçle haber aldık. Cemal Sehir, ilk temsilini 5 Kânunusanide Çarşıkapı Azak sineması âalonunda verecektir. Burada, aktörün san'at kıymeti üstünde söz söylemeyi zaif adde- diyoruz. Zira, Cemal Sahirin, yük- sek artistik kabiliyeti (İstanbul halkının senelerdenberi malümu- dur. Kendisine muvaffakiyetler dileriz. Esast Hukuk Bilgileri Emekli Ankara defierdarı Ba- ha Brsoyun, büyük bır dikkat ve dina sarfile hazırladığı bu isim- deki eserin iş cildi kitap ha- linde neşredilm. «Bisasi Mim: İyileri” Ce- miyet içinde ferde varlığım ve benliğini bildiren; Devlet, Hükü- met, Cumhuriyet, Hürriyet müsa- vat, Âdaisi, millet hakimiyeti mefhumlarını bütün esasal ve te- ferruatiyle anlatan bu kitap hal- ka mahsus olmak ve umumi kül- türe hizmet etmek üzere oOya- zılmığlır. Tevzi omahalleri Ankarada Akba, İstanbulda muallim A. Ha- Bt, Aydında Süleyman ezer ve Osman Sezginer kitap evleridir, Diğer vildyetlerden toplan müba- yaa ekmek istiyenler Aydın Cumhu- niyet Halk Partisi Basımevine müracaat etmelidirler, SERVETİFÜNUN No, 2269—377 TANRILAR SEVİŞİYOR. — 48 inci sayfadan devam — buralarda çok oturamadı, gene ayni kafile ile beraber, şarkılar söyliyerek ve içerek geri döndü. » Bir sabah köpüklerle kabaran denizin üstünde giderlerken yolları Naksos denilen küçük bir adaya düştü. Baküs toprağa ayak bastığı zaman ilerden, ağaçlar ve kayalar arasından kederle kabaran bir kadın sesi duydu. Bir şarkı duyuyordu ki, “bunda havva kızının bütün yeisi toplanmıştı Baküs bu sesin güzelliğine kapılarak yürüdü, ağaç- ları geçti ve kendisini küçücük bir göl kenarında buldu. Gölün berrak suları içinde bir kadın yıkanıyordu. Beyaz, çok beyaz bir vücudu, ucları gül penbesi, muh- teşem göğüsleri ve üzerindeki Su damlacıklarını inci gibi gösteren güzel kalçaları vardı. Saçları sırma gibi göğüsüne ve omuzlarına ak- mıştı. Küçük, güzel, yumuk ellerile suları karıştırarak hazin bir şarkı söyliyordu . Baküs uzun uzun ona bakarken o kadar dalmıştı ve o kadar heyeca- na kapılmıştı ki, elile tudduğu dal kırıldı ve kadın birdenbire yerin- den sıçrayıp ona bakarak hafif bir çığlık kopardı. Baküs yürüdü ve göl kenarında durdu: — Güzel kadın, benden kork- ma, ben neşenin, eğlencenin ve şerabın Tanrısı Baküş'üm o kadar hazin bir şarkı söyliyoraun ki, derd- li olduğun muhakkak... Bana der- dini söyle, sepi buraya kim getir- di ve yalnız başına nasıl yaşıyor- sun ? Kadın halâ ona korkarak bakı- yor ve kollarile göğüsünü ve önü- nü kapamağa çalışıyordu. Baküs daha yumuşak bir sesle; — Adın nef Dedi, Kadın kısık bir sesle: — Ariyan!.. Dedi (2) Baküs suya doğru yürüdü, kadr nı bir tutuşta kolları arasına aldı ve dönüp sahile doğru yürüdü. Ne yumuşak, ne güzel bir vücud vardı, Baküs'ün kolları titriyor ve kalbi çarpıyordu. Sahile geldik- leri zaman Baküs onu kumlar üstüne bıraktı ve yanı başına oturdu. Genç kadın üşüyormuş gibi onun vücuduna doğru sokul- du ve hazin bir sesle başından geçenleri anlattı. Sözünü bitirdiği zaman Baküse biraz daha sokul- du — Üşüyorum! dedi. Baküs onu kolları ile sardı ve kulağına: — Ne kadar mırıldandı. Pan'lar, Nimf'ler Silen'ler, Me- nd'ler ve satırlar ikisinide yerden kaldırarak kanadları üstüne aldılar ve denize doğru açıldı. İkisi de birbirine okadar sokulmuşduki, yükseldiklerini ve denizin üstünde ufuklara doğru kaydıklarınıduyma- lar. Ragıb Şevki sıcaksın! diye (2) Ariyan yarı tarihin, yarı hurafe- nin kahramanıdır ve adı şu (O huraleye geçmiştir : Girid Adasının en eski Kral- larından Minos denizler Tanrısı Neptün tarafından eş — olarak kendisine gön- > ye lekesiz ve gayet güzel bir Boğayı ında saklaması ile karısı bu Boğaya İni olmuş ve bundan yarısı iwşan yarisi Boğa şeklinde Minotaure hâsıl olmuştur. Minos bu canavarı Labirent namile inşa ettirdiği gayet dolaşık bir sarayın içine ış, Minos'un Fedro, Ariyan isminde iki kızı ile Andrdje adında bir oğlu vardı. Androje o kadar kuvvetli ve doğüşte o ka- dar müâhirdi ki, Atina Kralı Eje kıskauçlı- Bından onu katlettirdi. Bunun üzerine Mi- nos intikam almak üzere Atinalılara harb ilân etti ve kendilerile ancak Minotori teslim olunmak ve y erkek, yedisi kız olmak üzere her sene ondört genci Oirid Adasına göndermeleri şartile sulh yaptı. İşte bu şekilde her sene Atina'dan gençler kafilesi ni üçüncü kafilenin başına Atina Kralının oğlu Thâösöe geçti. Giride geldi ve gizlice Lobirent sarayına girmek için Mi. nos'un kizi Ariyam'la anlaşdı. Onun verdiği bir ipliği aldıktan sonra içeriye daldı ve Minotoru öldürdü. Bir ucu Arıya'nın elin- O bulunan ipliği takib ederek saraydan Ikmağa muvaffak oldu. Memleketi bu e kurtardıktan sonra Ariyan'ı almış, kaçırmış fakat yolda onu Naksos Adasına terketmişti. İşte Baküs Arıyan''a bu Adada tesadüf ediyordu. R. Ş. AHMED İHSAN Basımevi Ltd. m ği