A, Meşriyot Müdürü : R. Fahri Ozansoy Kuruluşu 1891 Fiyatı 15 Krş. kgöz > Zi 4 YANIŞ SİYASİ - EDEBİ - İLMİ « HAFTALIK - GAZETE Bu Sayıda Ahmed İhsan TOKGÖZ — Avni ARBAŞ * A, Suavi KOÇER — Ca- vit YAMAÇ — Cahit SAFFET — Edmond SE! OZANSOY — Helid Fabri e Mustafa Niyazi — M. ŞEN ER — Ziya YA E — Gavsi Halid — Hüsamettin BOZOK EZİŞ — mi DERVİŞ — Sund Le Yu 50 — Cilt 87/34 No 2363/878 Telgraf : Servetifünun İstanbul Telefon t 21013 Perşembe, 4 İkincikânan Sene 1 940 İki el bir baş içindir - Bütün eller millet için : KENDİMİZE GÜVENELİM . Ecdadımızın bize miras bıraktık- ları yüksek sözlerdeki çok kuvvei- ii hakikatleri, büyük felâketler dai- ma canlandırır. Dünyada sıhhat kıy- metinin ana servet olduğunu bir ata- sözü çok güzel anlatır: Her işin başı sağlık. Gene atalarımız-kendi- ne güven, zenginlik budur; demişler» dir. Demek ki kendine güvenen- ler de dünyada sıkıntı çekmezler. Anadolunun en kıymetli taraf- larını sarsıp kavuran zelzelenin vu- kuunu duyduğum zaman bu felâ- | -ketin kış ortasında ve gece yarısı © olmasından dölayı evvelâ manevi- ,yatım Şok sarsıldı, sonra atalarımı- zin söleri parlak yazılarla karşıma “geldi. gv başı sağlıktır, kendimize güvenelih edim. O halde hepimi- *ze düşeh ilk vazile zelzeleden can- larını kurtarabilmiş olenları ve ya- rahları tim manâsile sağlığa ve se- © lâmete Kavuşturmaktır. Bunu yap- mak döhi ancak kendimize güven- © mekle olur. l On gündür Bütün memlekette üvendiğini ve bütün Türklerin yü- ce Mili Şefdeki kurtulma ve yük- © selme imama g4hdan ve yürekten i inanmış olduğunu gösterdi. Bu gör- düğüm şeyler ruhuma çok kuvvet verdi. Büyük felâketler ona benzerleri- ni görmüş olanlara “ğumuz gördüğümüz misaller dahi tesirleri arttırır. 1894-1310 deki stanbulun büyük zelzelesini iyi bili- im. Müthiş bir felâketti. Fakat yaz rtasında ve öğleden evvel olmuştu. ş on dakikanın içinde İstanbulun üyük çarşısı enkaz yığın olmuş Kalpakçılar başının kemerleri çök- müş, bizim matbaanın yanındaki meşhur tarihi Vezirhanı taş yığını haline gelmişti. Yenicamiden başla- mak üzere Beyazıd, Süleymaniye, Fatih daha bundan büyük cami minarelerimfir bir kaç dakikada tepe- leri uçmuşu. İstanbul halkı dükkâ- nından mağazasından ve evinden sokaklara uğramıştı. Çatıları çöken dıvarları yıkılan merdivenleri uçan binalar hesapsızdı. Mevsim yaz olduğu için halk Yenikapı bostan- larında yeni çayırda kale kapısının dışında çadırlar kurup barakalar yapıp yerleşmişti. Bu endişeli gün- ler bir aydan zifade sürmüştü. Şimdi tasavvur ediniz; Daha kuvvetli bir sarsıntı karakışın ortasında ve gece yarısı oluyor. Öyle yerlerde oluyor ki oralara yazın bile çabuk imdad götürmek zordur. 1894-de İstanbul deniz yollariyle her taraf- tan yardım alabilmişti. 1939'da Erzincan, Tokgt ve Sıvas yeni yapıl mış cankurtaran şimendüferlerine rağmen naçar geç yardım gördü. Karadeniz. denizden muaven&tlere karakış fırtınalarile müsaade etme- di. Geçen sene gene bu mevsimde bir karayel fırtınası olmuş, bir Küç vapur karaya düşüp kutbanlar “ver- mişti. Bu nolda işin başka çephesi- dir. Tabiat bize felâketler verebilir. Fakat bu felâketlerden bir kaçının ve hattâ bir tanesinin tâtlınıfatdık: tan sonra önceden, ecdadımız gibi felâket gelmeden tedbir almak itiya- dını hâlâ yeniden kuramadık. Halbir- ki Karadenizli atalarımız bize çok kıymetli bir söz bırakmıştı Karade- mizde, karakışta karayelden kork! Bu yılın kurbanlarının Obaşında İstanbul, 3-1-1949 Kızıhrmak vapuru gelir, Bütün Karadeniz kıyıltrında karayel fırtı- nasından sığınacak iiman hemen yok gibidir. Karadenizin kara kıştaki kara ye- line tedbirler alınacakdır, bunda şüp- hem yok. Zölzeleye karşı da sıhhi yardım hazırlıkları mutlaka daha çok tekâmül etmelidir, elzele belâsının iki arkadaşı vardır: Biri su baskını ikincisi yan- gın. Erzincan felâketi karşısında vasıl bütün millet tek vücud gibi yurddaşlara yardıma koşuyorsa, bu hız azalmamalı, durmamalı, felâket- ler olmadan evvel onu men ede- mezse bile hafifletecek yy ayni hızla devam etme! Kıymetli Akşam refikimiz mülâ- haza fıkrasında bu hallerden bahse- derken; aman kardeşler, zelzeleye yargım hızı arasında ihtikâra karşı gelmek “hareketini gevşeltmiyelim diyor. İşte bütün kuvvetile çok doğ- ru bir söz daha. Hülâsa düşündüğüm şudur: İşin haşı sağlıktır deyip fedakârlığı arttı- rmah. Kendimize güvenmeyi en bü- yük faide olarak kabul etmgii. Ne cinsten olursa oOlsurl gelebilecek felâketlere karşı zamanındeive hu- zur içinde tedbir almağa hazırlan- malıdır. Ve bu tedbirleri alabilmek. için lüksten, üsten, sefahatten,İsraf- tan mutlaka uzak durmalıdır, ondan sonra korkacak bir şey |. Bir de şunu unutmıyalım : A elzöin, sonra lâzım, sonra Haha az lâzım Bu sayede sevgili Milli Şef İs- met İaönünün kanaatı tahakkuk e- der; harabelerden mamureler pek çabuk doğar. Ahmed İhsan TOKGÖZ hi gi