No. 2263—578 4939, üç adam ve bir ördek — 104 üncü seyyadön devam — İstidadın tepesini bilip, her meselenin şimâlini tanıyan, lise İransızça hocalığı kürsüsünü ©de- biyat sahamızda ateşle temsil eden keskin mütefekkir, et yemeğine bayılıp, sebzeden çok iyi anlar... Tanınmış, tanınmamış, büyük veyâ «küçük» her muharririmiz, Nurullah Ataç'ın pamuk ellerile otopsi edilir. Bira fıçısı gibi yuvarlak ve ka ranlık büyük münekkidin astığı ölüdür, bağırına bastığı de Eren bağında yaşar... Bana sorsalar, Nurullah Ataç büyük Ruffon'a benzer... Fakat yalnız bu büyük ada- mın adına... Peyami Safa; Lervantes'in hay- ranıyım. Bundan bilmem kaç asır evvel (o yarattığı (o Donkişotuuun bir torunu «OCumburiyet»'in «hadi- seler karşısında» sütununda hiç durmadan yel değirmenlerine mey- dan okumağa çabalıyor. Aklına ikide bir estikçe büyük bir cesaretle, poalanmış kamaşını neslimizin ayaklarının topuklarına batırmağa çabalıyor. Bütün kıvranışların, mefiştofe- lik “teşebbüsibrir> nafile, sabık üstüd! Ayağınia yazabilirsin ama, ne yazık ki fikir yürütemez$in! .. Ve Ördek. Ördek ne Necib Fazıl gibi telsefi şiir ve ne de Peyami ağa beyimiz gibi fikir ve tenkidleriyle, sguyun üstüne zeytinyağ gibi çık- maz, Ördek ne ona ne de buna benzer: Ördek, ördektir: Yâni iki ayağı, iki kanatı, iki gözü ve bir gagası olan bir hayvandır. Ev hayvanları arasında hakaz- lığa en sz tahammülü olan bu kuş: En küçük hakarete dayanamı» yarak herşeyi gaga ve kanatlarıyle protesto eder, Ördek Romayı kurtaran kaz- lar gibi ne tarihe ne de edebiyata geçmiştir. İnsan olsaydı, ördek bu halile muhakkak bir ihtilâlci olurdu. UYANIŞ 107 TARİHDE BÜYÜK ZELZELELER — 103 inci sayıfadan devam — takalarda da tarihin kaydettiği birçok zelzeleler olmuştur. Fakat bunlar yukarda zikrettiğimiz şü- mullü afetler nisbetinde olmamış ve daima hafif telekki edilecek mahiyette geçmiştir. İstanbulda 398, 402, 447, 483, ,187, 527, 633, 558, 582, ÖL, 732, 740, 865, 869, 986, 1010, 1034, 1037 tarihlerinde bizans zamanında muhtelif zelzeleler olmuştur. Bun- lardan 869 zelzelesi 40 gün 40 ge: ce, 1034 zelzelesi 140 gün devam etmiştir. 1037 zelzelesinde zelzeleyi kitlık ve hastalık takib etmiş ve halk hemen hemen şehri terket- mişti. İstanbulun Türklere intikelin: den sonra 16592, 1698, 1712, 1728- 1728-17183-1766 1994-1912 senelerin- de şayanı kayid zelzeleler olmuş 1128 zelzelesi 3 gün sürmüş ve .. Ve en 9zı bir grevci... Ördek terbiyesizdir biraz, her yere burnunu &okup: iyi ve kötü şeyleri duyar... Ve susmaz... Bu sütunu takib edenler ör- dekle dost olacaklardır... Cavit YAMAÇ Namık Kemal — 103 üncü sayfadan devam — taşıyan ve onları temsil eden Namık Xemal için bir noksan onun progreait karekterine bir mâ- ni değildi. Namık Kemalin temsil ettiği fikirlerin o zaman İçin çok büyük ve progresif bir ehemmiyeti olma- sına rağmen Midhat paşanın sevk ve idâresile meydana gelmiş olan 1876 Kanunu esasisinde mübdel mahdud bir değerde olduğunu da kabul etmek lâzımdır. Zira Abdül Hamid meclisi dağıtmış ve Ka- nunu esasiyi de ortadan kaldırmıştı. Ve Türkiye de hakiki Meşrutiyet idaresinin teesüsüs için 1908 yılına kadar beklemek zaruretinde kalmı tı, Fakat Midhat paşa bareketi hiç şüphesiz ki 1908 inkilâbının bir mübeşşiri idi. Namık Kemalin de- gerini de bu bakımdan ölçmek icabeder. Suad DERVİŞ insanca mühim zeylata sebep oj- muştur. 1768 yelzelesi de büyük hasaratı ve insanca zayiatı mucolib olmuştur. 1894 zelzelesinde kapalıçarşı mühim surette hasara uğramıştır. Son zelzele mıntakası olan Erzincanda 518 genesinde çok kor- unç bir zelzele olduğu ve Doğu Anadolu bölgesini içine alan bu zelzelede 230 bin kişinin öldüğü kaydedilmektedir. 58U senesinde nüfusu yarım milyonu bulan ve şarkın büyük bir ticaret merkezini teşkil eden Antakyada da vuku bulan zelzele şehri bir taş yığını haline getirmiş 120 bin kişinin ölümünü intac et- mişdir. Son seneler içinde İzmir mıntakasile, Kırşehir havalisinde vükun gelen zelzeleler de yakın tarihin felâketli sarsıntı hâdisele- rindendir, # Yüreklerimiz büyük felâketin büyük elemile sızlıyor. Tabiat arsiz yardumuzun 650 kilometre murab- balık bir parçasına kahpe bir düş- man gibi darbesini en beklenme- dik bir anda indirdi. Kış ve gece bu telâketle birleşince, mahiyetini daha korkunçlaştırdı.. Fakat biz asırlaron tabiatla, düşmanla, yoklukla pençeleşmeğe alışmış feleğin toplayıp önümüze yığdığı esbabı ceyrü cefa ile müoş- dele etmiş bir milletiz. Gözümüz yadlı ve kalbimiz elem dolu olsa da, yeise ve acze düşmemek şıarımızdır. Şıarımız eziz yurddaşlarımızın kanına kan, canına çan katıp on. ları yaşekmak kabil olen dahi, bunu yapacak kadar kemalini bul- muştur. Biz fertlere düşen vazifeleri, cemiyete düşen hizmetleri yaparak ve vatana borçlu olduğumuz var- lığımızla onun şimdiki elem tüten, iztırab hıçkıran bucaklarında ma- mureler fışkırtarak tabiatın fela- ketlerinede düşman karşısında ol- duğu gibi göğüs gereceğiz. İnsan- lık duyğusu, memleket sevgisi ve milli beraberliğin ulvi timsali her şeye göğüs germeğe bizi sevk edecek kudrettedir. M. Sami TEZİŞ