No. 3342—557 Tufuat yıldızları Hani kenar maballe tiyatroları vardır. Kapılarının önünde birer davuleu ile zurnacı durur, geleni geçeni içeriye girmeğe, oyunlarını seyirettirmeğe heveslendirecek oy» nak havalar çalarlar... Tahta per- -delerimde kocaman afişlerle Şekis- perin, Molyerin, Götenin eserleri ilân edilir... “Bkseriya cadde başlarında, 80“ .kak aralarnıda, iki elile tuttuğu büyük bir borunun içinde bağıran çığırtkan «...» ,tiyatrosnın veyâ kampanyasının halka en son en fevkalâda poruğramını duyrmağa çalışır. Evlerin kapı deliklerinden, yarıklarından oyuncuların 'buzuk kılışeli, sahte kıyafetli fotografları altında <Türkiyermizin biricik yıldı. 2ı» diye yazılmış olan reklâm kâ- ğıtlarını atar. bir gün merak edib- te vakit geçirmek için bu kenar mahalle tiyatrolarından birine gi“ dib oyunlarını seyredecek olursanız, derme çütıma sahnelerinde bütün dünyanın asırlardan beri kat kat kıymetlendirerek yaşattığı o lâye- mut şahaserlerin 'Fauştun Otello- Dun Pergüntün daha bunlara ben-- " ser bunlâr değerinde eserlerin na- sıl vahşiyane demiyeceğim, «ma» sumanel» bir tarzda öldürüldüğü» nü barça parça edildiğini gözürdü- nNnUZ... vi Ofeipa rolüne çıkan bayan Ka- tinalar, Süheylâler.. Hamlet ro- lündeki bay Ahmedler Mehmedler eserin en kuvvetli bir dram sah: mesinde sizi kahkahalarla güldü- rebilecek kuğrettedirleri.. İşte şimdi bu sahnelerde faciaları Okomediye çevirmekte istidat gösteren bu mahal» yatroları sanatkârlarının de- .vam çttiği artistler kahvesindeyim. Artistler (kahvesi mumhane caddesinin kasaplar sokağında bu- lunuyor. Bu civarda daha bir çok artiat kahveleri varmış. Bu meş- hurları Manol ile Ahmed Kara manın kahvesi imiş. UYANIŞ Artistler kahvesinde dinlediklerimiz nasıl yetiştiriliyo İçlerinde 22 yıl sahnede emek vermiş, komik rolle ğu gibi facialardada yıpranmış emekilârinsanla Yazan: Neriman İçinde bulunduğum Manolun kahvesi loş bir dükkün.. Havası nı sigara dumanlamoğan kesif bir sis kaplamış, içindeki sekiz on maswa oyun oynayanlar birisi içeriye girince kâğığları, zarları bırakıp onunla meşgtl oluyorlar... Duvarda çiçekli köğıtlarla ker panmış yağlı boya o tablolarla süslenmiş... Köşelerde renkli kâ- gıslarla kaplı etajeritesi rafların üzerindeki saksılarda gene rengö- renk kâğıtlarla yapfimış yalancı çiçekler... Duvardaki yağlı boya tabloların arasına yıldızların re- simleri, bir ucunda #eşimleri bu- lunan kartvizitleri talinimış. ie Biz de içeri zaman artistler masalardan başlarını kal- dırdılar. Bizi süzdüler sonra tek- rar oyunlarına devam ettiler, nlara dikketle baktım, he- men, hepsi aşağı bir derecede. Yani pek fakir (o giyinmişler- di... Yüzleri, gözleri (o yorgun- lukların, hayal (O kargırlıklarının, ıztırabların, muvaffakiyetsizliklerin çizgilediği ifadelerie Öpluydu. Biz Manolüü bize gösterdiği masaya oturmuştuk Örer çay 18 maslamıştık. Bir yândan onlüri tedkik eder- ken diğer taraftan kaliveci Manola soruyordum : — Kahvenizde bulunan bu ar- tistler içinde bagin hâlâ ve meşhur olanları var mı? “ — Olmaz olur muf. Dürâbül- lü, merhum Fahri, Byüb Sabri, bein, Hik dostndüz. Daha sipnde lenlar geliyorlar, — Bakın... Şu Bebesi Gi dür, Çok meşhur ve iyi bif 54 kemiğidir. İzmirde kendisiniğ"iğ: i var, Buraya pi rini daha iyi yoluna köyü geldi. Birkaç ey sonrâ gi nun üstüne bı memiökşti — Evet onab bu baline mayın. bü öyls yanim bik dır ki. Gülmek nöğle biliş maz değilmi! sma'o heel güldürür... — Bir dram artig — Duruşuna balkmeği $ ya, yaman a. le Behcet güfdür. ği arinndd e ğ