Mpa AM PA No. 2203—518 SAN'AT Sanat eserlerinde kendilerine hususiyetlerini veren vasıflardan başka olarak hepsini bir noktada birleştiren müşterek çizgiler de var- dır. Gerçekten bu müşterek key- fiyetierden biri, uzun dişte, ruhun yeddinde, manânın iisde de İfra- cıdır. Söz, jest, ses ve mimikleri ruhi hâdiseler arasında «faal ha- yata» sokmakia bunların içtimai hamlelerle istihaleleşmiş, beşeri- leşmiş şekilleri olan edebiyat, mu- sik tiyatro ve saire gibi güzel s& natları da ruhi hayatın bir nevi faal tezahürü, kuvvetten faaliyet haline inkılâbı gibi düşünmüş olu. TUZ. «Faal hayatın» dayalı bulun- duğu rah hayatina bir bütün gö- zile bakarak ona kısaca <iç hayat» dirsek işte sanatın esrarını bu İki hayatın birbirine olan nisbetinde bulabiliriz. * - İfade hayatının da dayalı bu- landuğu bu benlikte, iç hayati- tımızda, şuur, fikir sabitler, komp- leksler inkisar ve ümitler vardır. Ve bunlardır ki rnh haystımızı basit bir dere akıntimn olmaktan kurtarıp dalgalı köpüren bir ırmak haline yükseltir. Bir refleks veya bunun biraz üstünü olmaktan ile ri gidemeyen basit bir zihin ve basit bir tesir hayatına merbut hareket, ancak, değişen muhit şart- larına karşı bir mutation'dan ibs rettir. Bir imana, bir kine, aşk ve ihtirasa, şuurlu bir istiraba bilen bir acıya dayanan hareketler an- cak beşeridir. Refleks basitliğin- den kurtulmuş bir jesttir. «Manâ> lıdır. Daha henüz sosyal benliği teşekkül etmemiş bir çocuğun mf mikleri cansız, donuk ve basittir, Çocuğun göz yaşı ne kadar bol, yüzündeki çizgiler ne kadar derin olursa olsnn henüz &adece basit bir faaliyet hayatı, aşağı bir mü- dafan renksiyonudur. İç hayatın ifadeye inikâsı jest, mimik ve lisan oluşu basitliği nisbetinde manâdan uzaklaşır; karışıklığı ve sosyal ben- m UYANIŞ A likten aldığı fazlalığı nisbetinde manâya, güzelliğe yaklaşır. Güzelde yalnızca zaman ve me- kân buutları aramak kör bir he- veştir. Onda kıymiğtlerin ve 808 yal benliğin akişlarile sembolleğen, kemiyet olmaktan ksrkulup keyti- yetleşen bir yükseliş vardır. Key- fiyet ile kemiyet arasındaki fark «namütenahi» ile «mahdut» ara sındaki fark gibidir, Mahdut nasıl her büyük bir gağsnin üstünde bir kıymet almak öğere tahavvul eder ve sonunda gşyüitenahileşir- se kemiyetin de tabayvulü, sayısız kıymetler alarak lişi, namji- tenahi gayesinde yfiyet olur. Kemiyette parçalanan küçülen bir darlık keyfiyette keğpanyan, bütün- lüğü seven bir genişlik vardır. Kemiyet eşyabın bisdeki aksi, key» tiyet bizim eşyaya yuruşumuzdur. Onun için ölçü bize, eşyayı, sanat bıze kendimizi tayıtır. Ve gene bu sebebledir ki eşya dalma mah- dut ve bir kab içine girmeyi se- ven bir darlık olduğk halde rah daime, sonsuz ve dajma kaplayip saran bir varlığın. Ruhtan bir parça, benlikten bir öz taşımayan her ifade sadece çizgi, sadece et ve kemik, yaln kemiyetiir, Lâkin ruhun akisfarile bir renk, bir canlılık kaşanılı her ifade müşahhas, diri bir Hsandır. Ruhun bütünl yani bugü- tin dünden ve geçmişteki bir ayından inişi, müzacın değiş- mez görünen hasusiyetlerindeki birlik, insanın eşyaya olan nisbe- tinin ve durumunus eseridir. Lâ- kin ruhta daima tehhkkümü güden gayret, mütemadi mücadele in&s- nın eşyaya olan durumunun 68€- ridir. İlimde biz ile dekkle- şiriz. Sanatta bizimi eşyaya sultan- lığımız vardır. İlindeki muayyen. lik ve ruhtaki bütünlük dış âle- min bizimle ve bisim dış âlemie | muayyen bir teriipte oluşumuz- dan; sanattaki güzellik ve ruhun eşyaya inikâm ise benliğimizin bu DAİR Dostum Orhali. tertipten kurtulup kendipi Yali etmek, ona hüküm şetmek gafil tindedir. Bu sebebledir ki fhisib ona büküm oder. seyredebilir. darı” Ba dizinden başka bir #ey bulması mümkün müdür? Yalişk ki sanatta Alish ilk ya ee pr adır. Ve sanattaki Alişh oğlu, ilim vasıtasile eşyaya istibik ? eder. Fakat e b almak» sırrını işte böğlü gk, insan | Benliğinin Allahı almak» sözündeki Allah vk birdir. Mansarda, İilslğn vela tesdeki İsra sülale tlaşemptar, 8 İİG Ot! y Yunanktlana. bir gök Aillehlan vardır. Bunlar önce san ar fala de tevatiah ettiler. Sö kânlırılı mermerde bol iarın My ki & Ade taş olmaktan il Çehre ve ee Onlar birer eörhbaldu. Sem lara sanattaki Kudreti »— Devamı 379 umza.