342 SERVETİFÜNUN Nesir: —-5 Karanlıktaki (Hayalet Karanlık geceler, sana ne kadar çok benzer- ler. Ve ben onları da senin kadar severdim.. Gözlerinde çakan şemşekleri, karanlık sokakları aydınlatan lambalardan ayırdedemezdim. Onlar- dan biri ruhumu, diğeri yolumu aydınlatırdı benim... Sevginin taşdığını hulya bakışların. da sezer, ayrılığın acısını bu karanlık geceler. de içerdim ben.. Gözlerine gene esrarlı bakış dolduğu, gözle- rinde yıldırımlar dolaştığı bir gecede ayrılmıştım senden; tıpkı o karanlık gecelerden bir gecede... Gene ne zifiri karanlık hüküm sürüyordu o gece. Yoksa benim gözlerime mi öyle geliyordu, bilmem?.. Ne aksilik, yollarımı aydınlatan lambalara da ne olmuştu o akşam.. Yürüyor- dum, fakat körlerden ferkem yoktu benim.. Arasıra ayaklarım bir sarhoşunki gibi bir biri- ne dolanıyor hem başım da onlarınki gibi dönü- yordu.. İşte gene sendelemeğe başlıyorum ve bir yığın kül gibi çöküyorum yerlere.. Boş bir fıp gibi de yuvarlanıyorum.. Her taraf bir Arapbacdan da karanlık bu gece,, Beynim uğulduyor, gözlerim kararıyor. Kim bilir ne kadar zaman geçti.. Birer kurgun bağlı gibi kapanan gözkapaklarım kafifçe (Oaralamağa çalışıyorum; onlar fersiş lambalar gibi aşıl- mağa başlıyor şimdi.. Ve görüyorum: karan- hklar arasında bir hayaleti ben.. Bu tıpkı ke- fenlere bürülü bir horlak.. Korkuyorum! Sönük gözlerim korkudan bir fal taşı gibi kendiliğinden açıldılar.,. Ve hayalet yaklaştı, yaklaştı.. Türiyorum ve o geliyor bana doğru,, İşte bir eli gırtlağıma sarıldı, öteki, kalbimi de. şiyor.. Bağırmağa yelleniyor; fakat boğuk bir iniltiden başka bir ses çıkaranıyorum gırila- jımdan ben... Gözlerim onun elinde bir kalp görüyor, fa- kat parçalanmış bir kalp... Bir elinde de kırı. lan aşkım sallanıyor.. O gitmeğe başladı.. Ar- kasından bakıyorum, tıpkı elinden kaçırdığı bir kuşa melul melul bakan bir çocuk gibi... Dur- du ve geriye bakıyor, onun yanan gözlerini gö- No. 2070— 385 Bulunmuş Bir Mektup — Başı 389 uncu sayıfada — doğrusu bulmuşlar, bana getirdiler. Evi baştan aşağı temizlerlerken eşiğin altından çıkarmışlar, Telanmış ve bası yerleri okunamıyacak bir hale gelmiş olan bu mektubu yana yüna okudum. Postacı evde kimseyi bulamayınca kapıdan atmış olacaktı. Ve oda nasilsa eşiğin altıma kaçmış.. Zarfın üstündeki adreslen, bizden önce bu evde olüran kiracının kızına gönderilmiş bir mektup olduğunu anladım, Tarihine baktım, tam dört ay önce gelmiş. İçimden : « — Zavallı Genç! dedim, şimdi halâ ümdile sevinp arasında çırpınıp duruyor musun? Gönderdiğin mektubun kendine hayat arkadaşı etmek istediğin kızın eline geçmediğini nereden bileceksin ? Cevap alamayışımı, bu sü. kütu onun ikrarına mı verdin ? Yoksa mekiu- bunu geri mi bekliyorsun ? Elime geçen şu mektubu yazanın adresini öğrenebilseydim ona elimden gelen yardımda bulunurdum, Fakat ben ancak bu gencin #evgi- isini tanıyorum. Ne yazık ki şimdi o da bu- rada değil, Nerede olduğunu da bilmiyorum; dört beş ay evvel mezuniyetle buraya gelmiş, bir daha geldiği yere, vazifesine gitmek isteme. diğini de söylemişii,. Cok geçmeden kızcağız. ortalıktan kayboluverdi. Ne oldu, nereye gitti? Kimee bilmiyor !.. Bu mektubu dercedilmek üzre size gönderi. şimin sebebi, ümütlerile emellerini teselli eden bu genç adamın yazılarını, temiz ve kibar bir ailenin evlâdı olan kızoağıza duyurmaktır. Eğer bu açık fikirli delikanlıya bu suretle bir yardımda bulunabilirsek, size ve bana da birer saadet ve sevinç hissesi ayrılmış olmaz mı? Saygı ve sevgiler,..» Enver Naci rüyor gibiyim; onların, ne korkunç me acı bakışı var onların,, Fakat ne kadar da seninkilere benziyorlarf.. Ağa açıldı, bir ses duyuyorum, marıldanıyor: Artık seni hiç sevmiyorum.. Bu sözler de fpkı senin söylediklerine benziyor, Ve burası benim mezarım oluyor artık!., Yeşilköy Nusret Atamgül e «|