28 Temmuz 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10

28 Temmuz 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

138 SERVETİFÜNUN No.—1876 191 SARAP KADEHİ Efendi, Hanım, Hizmetci Vicdan Hal ve vakti yerinde bir silenin evi. Efendi ile hanım yemekten yeni kalkmışlardır. Bir gün evvel ahpaplarına ziyafet çekmişlerdi. Efendi — Dün çok neşeli bir gün geçirdik degil mit Yemekler enfesti. Dikkat ettinmi dostumuz Rıdvan yalnız başına dört kişilik yemek yedi. Hanım — İmambayıldı çok iyi olmuştu doğrusu. Etendi — Ben üç kere aldım. Hanım — İyi ki mide fesadına uğramadın. Ne ise bu sefer ne bardak ne de tabak kırıldı. Efendi — Yanıliyorsun karıcığım. Vicdan şarap kadehlerinden birini kırdı. Hanım — Eminınisin? Efendi — Tabii. Kendi gözümle gördüm. Kadeh yukarıdan aşağıya doğru çatlamıştı, Hanım — Bu kırılanların sekizincisi. Daha geçende bir düzüne kadeh aldım. Elendi — Sus! (Vicdan içeri girer). Hanım — Vicdan dün yine bir şey kırmadınya inşaallah Vicdan — Hayır efendim. Hanım — Kadehlere bir şey olmadıya! Vicdan — Olmadı efendim. Hanım — Ya! (Hiç istifini bakar. Vicdan çıkar.) Efendi — Bu kız hiçte sıkılmıyor!,. Kadeh baş- tan başa çatlamıştı. Ben gördüm. Hanım — Gidip bakayım. Başke, türlü işin için- den çıkamıyacağım. ( Ayağa kalkarak büfeyi açar. ) İşte çatlak kadeh görünüyor! (Kadehi alarak masanın üstüne koyar.) Bundan artık hayır yok. Çöp teneke- sine atmalı. Efendi — Maalesef! Hanım — Bn böyle baga çıkarmı hiç? (Vicdan girer.) Kızım bir kadeh kırmışsın, niçin bana söyle- medin Vicdan — Fakat hanımcığım... Hanım — Sana kaç kere söyledim. Bir şey kır- dığın zaman bana haber vermelisin, Seni azarlamı- yacağıma söz veriyorum. Haber vermek o kadar güç bir şeymi? Halbuki benden saklamıyacak olursan,.. bozmıyan kocasına Vicdan — Ben sizden bir şey saklamıyorumki... Hanım — Nasıl saklamıyorsun! Kadehi kırdığın halde bana söylemedin işte., Vicdan — Bir kazâ oldu. gelebilir. Hanım — Şüphesiz. Fakat haber vermeliydin. Vicdan — Bilmiyordum efendim. Hanım — Nasıl bilmiyordun!f Bu eve geldiğin gün bir şey kırdığın zaman daima haber vermelisin diye sana tenbih etmedim mif Vicdan — ( Rahatsız edilen birinsan tavrile ) malâm, malüm. Hanım .— Sonra bir ihtarda bulunduğum zaman cevap vermemeni de tenbih etmiştim. Vicdan — Müsaade ederseniz... Hanım — Müsaade etmiyorum. Cevap verme diyorum sana. Vicdan — O halde ben de susarım. anım — Ağzını açmana bile müsaade etmiyorum. anladın mıf Vicdan — Anladım. Hanım -— «Anladım» sözü bile fazla. z Vicdan — (İçini çeker.) Hanım — İçini çekmeğe lüzum yok. Vicdan — (Gözlerini kapar) Hanım — Gözlerini de kapama. Vicdan — Düşünüyordum. Hanım — Şimdi düşünmenin &lrası değil. Artık insanın tahammülü kalmıyor. Nedir bu? Bundan sonra hizmetçilere bir şey söylenmiyecek zahiri. Onlar tabakları, bardakları kırsınlar, mobileleri eskit- sinler, üstelik birde teşekkür edelim değil mi? Vicdan — Ooo... Hanımefendi, eğer böyle bağıra- cak olursanız... Hanım — Ne dedin? (kocasına) işitiyormusun ba- na karşılık veriyor. Bfendi — (Pederane) Vicdan!.. Terbiyenin haricine çıkmağa başiadın. Haydi bakayım, git mutbahına! Havım — Hayır gitme, sözlerimi sonuna kadar dinleyeceksin. Vicdan — Nasıl isterseniz. Hanım — Her gün bir şey kırnıyorsun. Şeker kâ- sesini, billur tabakları, daha hatırıma gelmeyen bir çok şeyleri kırdın. Burların hiç birini haber verme- Bu herkesin başına

Bu sayıdan diğer sayfalar: