TA Üv eys meth- ıra ku- ivarıfı- "ktedir redilen ışa'nın & ait zena - 1a bazi gibi, Ömer eser” iada da dört zu ile şekil- ranlar, Alimet ri için itün bu İer de biz bu bulu erimiz lehmet ismini r hak- roktur. rindeki üştü lümüz düştü lümüz m şimdeni w düştü lümüz basiyle Mısir' etmiş riçinde Yusufu Ken'ana düştü gönlü- müz? mısraının, Mısır'la hiç bir alâkası olmaması da çok mümkündür; biz, birinci ihtima- li, Mehmet Paşa'nın babasiyle beraber Mısır'a gitmiş olabile- 5 5 ceğini de düşünerk, ileri sürdük. Ancak bu ihtimalin aslı olmasa bile, zikrettiğimiz eserlerin bizim Mehmet Paşa'ya ait Olmasi pek ziyade vatittir. Üveys Paşa'nın hayatı hak- kinda kâli derecede malümata malik olduğumuz halde, yi ki, oğlu hakkında kâfi derecede yoktur. Her öldüğü anlaşılan Mehmet Paşa, eserleri- mi malümatiımiz halde genç yaşında nin tabii güzelliği ve yüksek yetiştiği sazşairleri silsilesine katılmak- bir sınıftan halde tan ihtiraz etmemesi itibarıyle, XVlincı asir sazşairlerimiz ara- sında unutulmayacak bir sima- dir. Prol. Dr. Köprülüzade M. Fuat ahifede| k rdiğimiz ü ebiliriz. Elve- rir ki dalya şu cümleler ha- tırımızda olsun: her gün bir parça daha öğrenmiye muh- tacız, bilmediklerimiz hudut suzdur, bildikletiniiz ise çok lir n, bütün :crübelerin- de eylemek yolunu Buna çalışmak va- Öğrendiklerimiz yeni neler için bir vasıta telâkki edilmedikçe bilgimiz ilerlemiyen, katılaşan bir yığın kelimeler haline gelir. Mek- tepten sonra her vak'ayı tefsir ndan bir netice çıkar- çalışmıyanlar başkala nın tec Gribe ve ilminden isti- iadeye tenezzül eyle MALE daha genç yaşta ölmüş de- mektirler. O En acıklı ölüm budur. Sizden evvelkiler liyakat- sızçe bir iş idare ediyorl arsa bunu söylemek bir vazifedir. Fakat söyliyen o sahada daha me alayat lı ve tecrübeden isti- fadeye daha çok kadir olabil- melidir. Her sevileni yıkmak, kendimizden evvelkilerin her faziletini inkâr etmekte hak görmemeliyiz. Bir cemiyette sevilen ve tapılan olması yarın bizim yapacağımız işlerde sevgi ha- lesi vücuda getirmeğe ve ce- miyet üzerine müessir olmağa yarar. Cemiyeti her şeyden şüphe edenler haline sokmak- tan korkunuz: Herfert eyi bir münekkit değildir. Azçok başkalarına inanır, siz herke- sin karşısına geçer de, hiç bir şeye inanmayınız, daha evvel ki şöhretleri yıkınız, diye ba- gırırsanız öyle bir muhit do- gar ki yarın da sizeinanmaz- lar. emiyette inanmak ve sevmek kabiliyetini körükö- rüne yıkmağa çalışmak çok zararlıdır. Bundan sakınmak borçtur. Putları yıkmak çok lâzım... Fakat biliniz ki bazen b içtimai bir rol oynarlar. Putları kırar, selim bir akıl eyi be bilgi vermez, müsbet bir işte görmezseniz cemiyet içinde kargaşalıklar doğurur- sunuz. o Putları okıracağınız (Baş tarafı birinci s ( bul ir HAYAT, 5. yerde herkese doğru aki- deler veriniz, o vakit kimse puta tapmaz. Fakat bu ikinci şık malümat ister, çalışma ister. Tapalım diye bağıranlardan nekadar kaçmak lâzımsa böyle müsbetmeziyetleri olmaksızın «kıralım» diye feryat edenlere de inanmayınız. Her sene bu ay Türk ce- miyetinde hayata atılan genç- lerle kuvvetli bir mevsimdir luna teşyi ederker buna inanınız; bir meslekte yıllanan insanlar için en kuv- vetli muhabbet, işine ve eseri- ne karşı muhabbettir. O işin, o eserin yeni yetişen gençler elinde daha kuvvetle parlaya- cağını düşunmek dakar tatlı zevk olur mu? Yeni hayata atılan gençleri sevmemek evladını kendin- den daha iyi olmasını istemi- yen babalar, büyük saree demekti. Bukadar dalâlet düşmüş baba ve kardeş an- cak anormaller arasında bur- lunur. Etrafımızda bir sevgi halesi olacağına inanarak mesleğinize giriniz, orda mücadele yapacaksınız, ihti- ipi ilerlemek isteyeceksiniz bu sizin hakkınızdır, böyle olmak lâzımdır. ncak mücadeleyi iyilik için yapınız, in için eser yaratınız, bekleyin İ Paşa hazretlerinin geçenlerde Hukuk fakültesin- de söyledikleri sözler hayata atılan bütün gençler için, bür- tün muallimler için en büyük rehber mahiyetindedir. Mur- vaffak olmuş insanların söz- leri, âlemin mizamından bir b ifade ederler, Bu niza- mı bilen yeni nesil gidecek- leri yolu daha iyi e Hayat, bu maksatladır ki Baş- vekilimizin orada söyledikleri nutku ilâve olarak veriyor. Hiç bi etmiyoruz ki genç- ler için bu sözler daima ha- ii tutulan bir düstur ola- caktır. Mehmet Emin