Sayı : 133 “Din Tarihimize Ait Notlar XV inci asır şairlerimizin ve bil- hassa Hayreti, Nazmi gibi Rume- line mensup şairlerin eserlerinde arasıra Ahıryan(Ahuryan)kelime- sine tesadüf edilir; lügatlerde hiç tesadüf edilmeyen bu kelimenin kul lanılışında sarih bir hakaret manası vardır. Meselâ Edirneli Nazmi, sevdiği güzellerin lalalarını kâh kâh Moskof gösterir ve onlar hakkında Aharydn Kalkandelen'li şair «Fakiri», «Risalei târifütımda Arnavut, olarak sıfatını kullanır. onları «Ahmak, nadân, müslüman- kaçan, bilmeyen, kendisini adam zanne- lardan din ve diyanet den: manasına bir sıfat olarak gösterir. <Milli edebiyat cereya- nanan ilk mübeşşirleri» inde, bu kelime hakkında topladığım malü- matı bir not halinde neşretmiştim (S 75); gene orada Evliya Çele- Balıklava bahsederken, buranın ekser halkını bi'nin kalesi”nden <ahıryamı laz» olarak gösterdiğini ( Seyahatname, G7, 5 581), ve elyevm Kircaali'nin şimal tara- finda Istanimaka'nın cenubunda oturan bir kısım halka ahıryan denildiğini deilâve etmiştim. Fakat bu tafsilât, bu mes'eleyi Halbuki bu keli- menin halli, yalnız filoloji itibarile değil, din tarihi noktasından karanlık kalan bir bütün halletmiyordu. etnoloji ove da şimdiye kadar mes'eleyi I Ahıryan kelimesi hakkında aydınlatacaktı. Meselâ Balıklava'da Evliya Çelebi tarafından Aharyam Jaz diye tarif olunan halk kim- lerdi ? bunların “İrapzon havali- sinden iktisadi sebeplerle yani kendilerine iş bulmak için oraya giden insanlar olduğu muhakkak- tır. Fakat Ahıryan'dan maksat nedir? Bu kelime ne ifade ediyor? Anlaşılamıyordu. Bu müammanın hallini, nihayet, gene EvliyajÇelebi Seyahatnamesi'nin sekizinci cil- buldum. Çelebi, seyahati O esnasinda, dinde Evliya *Tesâlya'da Alasonya'dan çıkup Yenişehr'e giderken yolda Tırnavi kasabasina uğradığını söyliyor ve bu kasabayı şu suretle tari! ediyor : kadimde imiş; ahalisi erbabı maarif bezzazlar Zamanı küçük kariye olmağın yeniçeri odası himayesinde olup muaf ve müsellem olmak ile halâ şehriazim gibi olmuştur... Üçbin beşyüz adet serapa kiremit örtülü birbiri üzre kat enderkat sık ve daracık bağ ve bahçesiz kefere hanei menhuslarıdır. Ancak bir Anların da çoğu kavmi ahiryan dır. mahalle müslimin var. Yani rumdan dönme melez müslüman şekilli adamlardır. Bir camii muhtasarı ve bir hamamı ve bir mescidi ve on bir adet sağır ve kebir hanları ve bin altmış adet dükkânları var. Ve Yenişehir mollası naibi ve gazi Turhan bey evkafı olmak. ile anın tarafından omütevellisi ve bir yeniçeri çavuşu ve şehir subaşısı ve muhtesibi ve baçdârı vardır. Ve haraç emini yeniçeri Selânik yeniçeri a0 agasıdır ki, bu şehrin cemi reaya ve berâjâ keferelerinin mali Âliosman'ın kırkbin yeniçeri çukalarının gömleklik ve sarıklık aslarlarına kaydolunmuş haracı azimdir. Zira bu şehrin keferesi lâtıf bez e cemi Kâfiristan ve Firen- cümle bezzaz olup gayet dokurlar, gistan'dan ankâ bezirganlar gelüp bez getirip (Oguruş ve altın getirirler. Anınçün bu şehrin keferesi ankâlardır... (Seyahatname, C 6, 5 192) gayel Bu fıkra, ahiryan kelimesinin « Hıristiyandan dönme, henuz eski İuristiyanlık adetlerini tema” miyle birakmamış: manasına gel- diğini pek sarih olarak anlatıyor. Bunu, aynı cildin diğer bir ye- rinde daha göriyoruz. Evliya Çe- lebi, Mora seyahati esnasinda Modon ve Koron'dan sonra gez- diği kasabalar ve kaleler arasında «Lonkanik» varoşundan bahseder- ken diyorki: We cümle on bir adet kiliseleri var- dır. Zira halkının ekseri keferelerdir. Müslümanlar anda anlardan dönme ahiryanlardır / C 8, S 3407 Demek oluyorki Evliya Çelebi'- nin Balıklava'da balıkcılıkla ve ge- micilikle meşgul olduklarını söyle diği Lazlarda, Anadolu'nun şimâli şarki sahillerinden buraya hicret etmiş ortodokstan dönme müslüman- lardır. Rumeli şairlerinin bu keli- meyi ne maksatla kullandıkları, sonra bu izahattan daha eyi an- iaşılıyor. Bu günkü Bulgaristan'da