DONANIM KURSU-2 Kursumuzun ilk bölümünde elektro- nik ölçümlerin nasıl yapıldığını gör- müş ve en basit devre elemanlarından dirençleri tanımıştık. Bu ay ise kon- dansatörleri ele alacağız. Doğru akım (d.c.) olarak düşünül- düğünde bir kondansatör, d.c. akım- ların akmasına engel olan bir kesik- likten farksızdır. Fakat bu kesikliğe gelen akım yok olmamakta, tam ter- sine burada depolanmaktadır. Tabif bu işin fiziksel açıklaması bu kadar basit olmamakla birlikte yine de bir fikir vermektedir. Kondansatörlerin atası olarak “Leyden .Kavanozu” gösterilebilir (Resim 1). Bu kavanozun içi ve dışı metal plakalar ile kaplanmıştı ve iç- dış plakalar arasında herhangi bir elektriksel bağ bulunmamaktaydı. Bu basit düzenek ile insanları çarpacak miktarda elektrik depolamak müm- kün oluyordu. Sonraki yıllarda bilim adamlarının bu konunun üzerine eğil- meleriyle birlikte bugün kullanılan kondansatörleri ortaya çıktı. Bilim nın gözlemleri sıra- sında karşılaşılan ilk gerçek şuydu: Kavanozdaki metal yüzeyi ne kadar büyük olursa, depo edilen şarj mik- tarı da o kadar fazla oluyordu. Di- ğer ilginç bir özellik ise, ince kava- nozların aynı ebatlarda, fakat kalın kavanozlardan daha fazla elektrik depolayabilmeleriydi. Daha sonrala- rı, iki metal arasındaki maddenin de çok önemli olduğu ortaya çıktı. Cam havaya göre, sülfürde cama göre da- ha iyi netice verebiliyordu. Günümüzde ince bir yalıtkan şeri- din iki tarafına yine ince metal şerit- ler konulmak suretiyle çok çeşitli kondansatörler yapılmaktadır. Bu düzenekle elde edilen bir kondansa- törün değeri “Farad”' adı verilen bi- rim ile belirtilmekte, bir kondansatö- rün farad cinsinden değeri ise Resim 2'de görülen formül ile hesaplanmak- tadır. Bu formülde alan m' cinsin- den, plakalar arasındaki mesafe ise metre . e ile gösterilen çokluğa ise “permitivite” adı verilir ve değeri ya- lıtkan olarak kullanılan maddeye gö- re değişir. Örneğin havanın permiti- vitesi oldukça düşük, buna karşılık seramiğinki ise oldukça yüksektir. Yine yapılan deney ve gözlemlerin sonuçlarına göre kondansatörün iki ucu arasına ne kadar yüksek gerilim tatbik edilirse o kadar fazla şarj de- polandığı görülmüş ve bu şekilde çok sık kullanılan bir bağıntı ortaya çık- mıştır: C-0/V Kondansatörlerin değerlerinin fa- rad birim sistemi ile ölçüldüğünü da- ha önce belirtmiştik, fakat 1 farad ol- dukça büyük bir değerdir ve bu de- ğerde bir kondansatör ile pek karşı- laşılmaz. Elektronikte pek sık kullan- dığımız kondansatörler için daha kü- çük kapasitans birimleri kullanılır ki bunlar, mikrofarad (Faradın milyon- da biri olup sembolü uF'dir), nano- farad (mikrofaradın binde biri olup sembolü uF'dir), pikofarad'dır (mik- rofardın milyonda biri olup sembo- lü pF'dir). Bir kondansatörü elimize aldığı- ANIL GÜL Resim 2: Paralel levhalı kondansatör. mızda bunun değeri yukarıdaki bi- rimlerden biri ile üzerine yazılmış ola- bilir. Ancak eğer renk kodu ile işa- retlenmişse, kesinlikle pikofarad cin- sindendir. Ayrıca Japon malı birçok kandansatörün üzerinde ““k”' işareti bulunur ve bu “k” kondansatörün değerinin nF cinsinden olduğunu gös- terir. Örneğin üzerinde 10k kondan- satörün değeri 10 nF demektir. K iç yapıları: Kondansatörlerin imalatı hemen hemen aynı prensiplerle gerçekleş- mektedir. Kısaca arada yalıtkan bir madde, bunun iki yanında metal ilet- ken film şeritler ve buna bağlı uçlar. Yalıtkan olarak birçok madde kulla- nılmakla birlikte bunların içinde en ideali seramik ve mikadır. Mika mü- kemmel bir yalıtkandır ve çok ince şe- ritler haline getirilebilir. Daha önce de belirttiğimiz gibi yalıtkan madde ne kadar ince olursa, kondansatörün kapasistansı da (depolayabildiği yük miktarı) o kadar yüksek olmaktadır. Çok ince şeritler haline getirilen mikanın her iki yüzeyine yine çok in- ce olarak kimyasal yöntemlerle gü- müş veya altın gibi çok iyi iletkenler 43