1 Ağustos 1987 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 21

1 Ağustos 1987 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tadır. Böylece, daha yüksek bir prog- ramlama dilinin karmaşık algoritma- larının mikro-işlemcinin makina di- line çevrilmesi olağanüstü kolay ve yoğun bir biçimde yapılabilmektedir. Yeni 32-bit'lik işlemciler yalnızca bilgisayar donanımında büyük bir de- ğişikliğe yol açmakla kalmamışlar, ileri yonga yapıları sayesinde yazılım yönünden de bazı değişiklikleri gün- deme getirmişlerdir: Amerika'daki yazılımın gelişimi incelenecek olursa, Al-Yazılım-Ürünleri'nin (Al — Artifi- cial Intelligence-Yapay Zekâ) ve uz- man sistemlerin pazarda gittikçe ar- tan bir yere sahip oldukları görülür. Daha 1985 yılında Yapay Zekâ ürünlerinin toplam olarak satışları 700 milyon Dolar'ın üstüne çıkmış- tır ve bu ürünlere talep inanılmaz bir hızla artış göstermeye devam etmek- tedir. Bilindiği gibi, bilgisayarlar örneğin seri hesaplamalar ya da kapsamlı ve- rilerin düzenlenmesi türünden basit işleri bir insandan çok daha hızlı ya- pabilirler. Bu hızlarından'dolayı da, gerek sanayideki gerekse bürodaki çalışmaları hem kolaylaştırır hem de rasyonelleştirirler. Ama bir bilgisaya- rın bağımsız düşünmeyi, hissetmeyi, plan yapmayı ya da konuşmayı öğ- renmesi sözkonusu olduğunda, bilgi- sayar kendi sınırlarıyla pek çabuk yüz yüze gelir. Biz insanlar için çok sıradan olan karmaşık görevleri bir bilgisayarın yerine getirmesi neredeyse imkânsız- dır. Ama hemen hemen bütün yeni 32-bit'lik işçiler geniş bir komut ta- kımına sahiptirler ve çoğu dört Gi- gabyte gücüne kadar ulaşabilen bir belleği yönetirler. Yapay Zekâ yazı- liımının modern bir bilgisayar siste- minde gerçekleştirilmesi önemli ölçü- de bu iki özelliğe bağlıdır. Gene de, geleneksel programlar ile Yapay Zekâ programları arasında büyük bir fark göze çarpar: Bir bit grubu genellikle bir rakamı ya da bir simgeyi temsil etmektedir, ama bun- ların gösterdiklerini yorumlamak bir bilgisayarın gücünü aşmaktadır. Bil- gisayar sadece komutları yerine geti- rir ve bunu yaparken o sırada işle- mekte olduğu programın ne kadar anlamlı ya da anlamsız olduğuyla pek az ilgilenir. Ama bilgisayar eğer bağıntıları ba- ğımsız bir tarzda tanıyacak olursa, GEOS, aplikasyonların kullanımında user-frendiy olduğunu ispatlıyor. Burada gördüğünüz tipik bir application-allert. karmaşık görevlerin üstesinden gele- bilecek yetiye de sahip olurdu. O za- man, örneğin insan sesini anlayıp yo- rumlayabilir ya da bir duyarga ara- cılığıyla bir nesneye dokunduğunda onun yumuşak, sert veya kuru olup olmadığını duyumsayabilirdi. Bu yol- la edinilen izlenimleri bir Yapay Ze- kâ programının yardımıyla bir “imge” bütünlüğünde biraraya geti- ren bilgisayar böylece biraz önce in- celediği nesnenin örneğin bir balık de- ğil de, memeli hayvanlar grubuna gi- ren bir köpek olduğunu bilir. Fortran, Algol, Pascal ya da C gi- bi klasik programlama dilleri bu tür sorunları çözebilecek güçte değiller- dir. Bugün çok yaygın olan Yapay Zekâ dilleri Lisp, Prolog ve Small- talk'dur. Bunlar şimdiden uzman sis- temlerde, robotların yönlendirilme- sinde ve dil incelemelerinde kullanıi- -

Bu sayıdan diğer sayfalar: