rekete geçtiği aşamadır. Bu aşamada 10 kadar savaş başlığı hep birden bir taşıyıcı üzerinde bulunduklarından tek bir hedef oluştururlar. Bu durumda, roket motorlarının egzosundan çıkan alev, kızılötesi “sensor”'ların yardı- mıyla kolayca saptanabilir. Ama da- ha ikinci aşamada hedefler on misli çoğalmış olur. Gerçi ilk uçuş aşama- sında da, savunma büyük güçlükler- le karşılaşır; çünkü ne de olsa aynı za- manda uçuşa geçen 3000 kadar roket sözkonusu olabilir ki, bunların teşhis edilmeleri, yörüngelerinin hesaplan- ması ve tahrip edilmeleri için yakla- şık olarak ancak 180 saniyelik bir za- man. kalmıştır. Bunlarla ilgili gerekli hesaplamaları, iş çıkarma kapasitesi en sön düzeyde olan veri-işlem birim- leri sağlayabilir olsa olsa. Bilgisayar tekniği ve bu tekniğin görevleri Stra- tejik Savunma Girişi- füzelerelilişkin|ham verileri değerlen- dirmek zorundadır. Ancak bundan sonradır ki, tek tek nesneler kendi bü- yüklükleri içinde ayırdedebilecekler- dir. Uzay uçuşan metoorlar, eski uy- du parçaları ya da düşmana ait şaşırt- ma başlıkları (“*decoys'') ise, depolan- mış programları ve karşılaştırma ve- rileri aracılığıyla ayıklanabileceklerdir. “Fletcher Raporu"'nda bu konuda şöyle denilmektedir: “Sensorlar tara- fından saptanan tüm nesneler, ilkece, imha edilmeye aday olarak kabul edi- lirler ve ilk ağızda “tehditkâr değil” tarzında sınıflandırılamayan her şey, savaşın genel durumuna ilişkin bilgi veren veri işleme bölümüne gönderi- lir. “Demek oluyor ki, kuramsal ola- rak bu nesnelerden her biri en çok 10 başlık taşıyabilen bir atom füzesi ola- bilir.” Bundan sonra, yüksek verimli bil- gisayarlar füzenin beklenen uçuş sey- rini, başka bir deyişle, nerede patla- yacağını hesaplarlar. Stratejik Savun- ma Girişimi sözcülerinin iyimser tah- minlerine göre, her tabakadan nesnel- lerin Yo 10'u hattı yarıp geçebilecekler- | dir. Gerçi bunun sayısal bakımdan an- | lamı, uçuşa geçen tüm füzelerin ancak Ü,1 kadarının hedefe ulaşacak olma- sıdır, ama 10 milyonluk New York'- un yerle bir edilmesine de | magaton gücünde tek bir hidrojen bombası za- ten yeterli olacaktır. Askerlerin gözünde, bilgisayar tek- niğine ilişkin olarak başlıca iki sorun vardır: Bir saldırı sırasında beliren inanılmaz boyutlardaki veri yığının hakkından nasıl gelinebilir? Ve bu, en kısa zamanda nasıl yapılabilir? Bu ikinci soru da, daha açık bir anlatım- mi'nde “Savaş Yöneti- mi” (battle manage- ment) kavramının ar- dına gizlenmişlerdir. Savaş Yönetimi (sen- sorlar, bilgisayarlar ve yer istasyonları gibi el altında bulunan tüm birimlerden sağlanan) bir veri-işleme ve ileti- şim sistemini içerir ve bu birimleri olabildi- ğince etkili bir tarzda devreye sokar. Böyle bir sistemin görevleri düşmanın keşfedilme- sine, savaş durumunun gözetlenmesine — ve mevcut savunma silah- larının sürekli denetim ve yönlendirilmesine ilişkin olacaktır. Ayrı- ca bu sistem, toplanan tüm verileri yerdeki yönetim personeline iletmek ve -belki de en zor olanı- savaş sıra- sında değişen koşulla- ra göre tepkiler geliş- tirmek zorundadır. Savaş yönetimi is- tasyonlarının uzay ge- milerine yerleştirilmiş bilgisayarları, ilkin, dev boyutlardaki veri yığınının kapsamını küçültmek için, uçan Commodore Yer temelli an'ında (12 km. yükseklikte), dev parçacık duyargaları aracılığıyla ediliyorlar ve derhal tahrip edilmeye çalışılıyorlar. Lazer topları aracılığıyla Jüzeler yokediliyorlar.