programlanabilir. Bunu, her fizik dersinde karşımıza çıkan hız belirlenmesi örneğiyle so- mutlaştıralım. Denklemimiz “s—1/2 a* t"2dir. Denklem “a” açıkta bırakılacak şe- kilde açıldığında “a -25/t” olur. Bi- linmeyen değerler “s” (uzaklık ya da yol) ve *t” (zaman)dır. Fizik denk- lemleri konusunda bu kadarı yeterli. Deneyin yapısı kolay tasarımlanabil- mektedir: Çelik bir küre alınır ve bir- biri üstüne bindirilmiş iki ışık çubu- ğu arasından düşmeye bırakılır. Bu durumda “s” uzaklığı her iki ışık çu- buğu arasındaki mesafeye denk düşer. Şimdi de ölçülmesi gereken şey, çelik kürenin ışık çubukları arasındaki yo- lu katedebilmek için gereksinme duy- duğu zaman birimidir. İşte bilgisaya- rın üstlenmiş olduğu işlem de budur. Her iki ışık çubuğu uygun bir İnter- face aracılığıyla “User-Port"'a bağla- nır. Çelik küre ilk ışık çubuğundan geçtiğinde, C-64'ün içinde bulunan bir sayaç harekete geçirilmek zorundadır. Bu sayaç, çelik küre ikinci ışık çubu- ğunda bir “impuls” meydana getirin- ceye kadar saymaya devam eder. Sa- yacın o andaki durumu, bulunması is- tenen zamana tekabül eder ve bunun saniyelere dönüştürülerek hesaplan- ması gerekir. Doğal olarak, bu tür bir zaman ölçümünü, bellekli bir osilos- kop ile de aynı sağlıkta gerçekleştir- mek mümkün olabilirdi. Ama böyle aygıtlar, aşırı derecede pahalı olma- larının yanısıra kullanım bâkımından da güçlük çıkarırlar. Bu nedenle, bun- ların öğrencilerin kendi başlarına yap- tıkları deneyler için uygun olmadık- ları söylenebilir. Gerçi bilgisayarlar da pahalıdır, ama onlara kıyasla bir avantaja sahiptirler: Bilgisayarlar öyle programlanabilirler ki, öğrenciler ta- rafından herhangi bir hata yapılması sözkonusu olamaz. Donanımda yapı- lacak ve User-Port'la bağlantısı kuru- lacak küçük bir ekleme sayesinde C-64 tam anlamıyla bellekli bir öosiloskop işlevine sahip olabilir. Hattâ C-64'ün geleneksel aygıtlara oranla bazı üstün- lükleri vardır. Bellekli Osiloskop Olarak Bilgisayar Ama üstünlüklerin yanısıra sıra ba- zi alışverişsizliklerin de (dezavantaj) ortaya çıktığını gizlememek gerekir. Üstünlükleri: “Normal” bellekli osiloskoplarda olduğu gibi, ekranın büyüklüğü 10x 10 cm. olarak sınır- lanmamıştır. Ekranın büyüklüğü, bil- gisayara bağlanan monitörün büyük- lüğüne bağlıdır. Bir televizyon aygıtı kullanıldığındaysa, her öğrenci otur- duğu yerden ölçümleri izleyebilmek- tedir. Ölçüm sonuçları disketlerde ya da kasetlerde depolanabilirler ve böyle- ce her an el altında olabilirler. Ama en önemli üstünlükleri fiyatlarıdır. İyi durumda normal bir depolayıcı osilos- kopun satış değeri 750.000 TL'nin al- tında değildir. C-64'ü depolayıcı osi- loskop işleviyle donatan donanım ila- vesinin ve buna uygun yazılım pake- tinin fiyatı ise 100.000 TL'nin altın- dadır. Elverişsizlikleri: Normal bir bellekli osiloskop hızlıdır. Bunun anlamı, fre- kansların Megahertz olarak ölçülebil- meleri, dolayısıyla depolanabilmeleri- dir. Daha önce anılan ve bilgisayar için gerekli donanım ilavesinde bir benzeştirmeli sayısal çevirici (analog- digital converter) bulunmak zorunda olduğundan, ölçülecek olan frekans d — &e DERİZ MUGİN Commodore birkaç kiloheriz ile sınırlıdır, Bir baş- ka alışverişsizlik de, monte edilen ben- zeştirilmeli-sayısal çeviricilerin 8-bit çeviricileri olmalarından kaynaklanır. Bu gereçlerle genlikler (amplitude) an- cak 1/256'ncı dizilerde ölçülebilmek- tedirler. Ama C-64 en çok 200 nok- tadan oluşan düşey bir açılıma sahip olduğundan, bu elverişsizlik hemen hemen hiç göze çarpmayabilir. Bu örnekte fizik dersinde bir bilgi- sayarla neler yapılabileceğini işaret et- mek istemiştik sadece. Ama bilgisaya- rın bu konudaki kullanım imkânları- nı tüketiciye bir tarzda sunmuş olmak- tan henüz çok uzağız. Daha çok şu söylenebilir: Bugün donanım ve yazı- lım öylesine zenginleştirilmektedir ki, bunlar sayesinde özellikle C-64, fizi- ğin, kimyanın ve elektroniğin olduğu kadar, optiğin ve ısı tekniğinin tüm alanlarında “ölçüm hizmeti”'ni başa- rıyla yerine getirmektedir. Kaldı ki, C- 64'ün yaptığı iş yalnızca ölçmek de de- ğildir. C-64 her türlü makinenin ve yu- karıda adı geçen alanlara giren ölçme kurumlarının “yöneltme” ve “ayarla- ma” işleri için de aynı derecede uygun bir yapıya sahiptir. Bu sayede, örne- ğin ısılar mutlak bir sabitlikte tutula- bilmekte ya da gaz basınçları ölçüle- bilmekte ve ayarlanabilmektedir. “Ölçme”, “yöneltme” ve “ayarla- ma” alanına giren başka bir ilginç ko- nu da, robotların yöneltilmesinde bil- gisayarın görev almasıdır. Okullar ise, bunun sağladığı imkânlardan neredey- se hiç yararlanmamaktadırlar, Bu tu- tum herhalde zorunlu olarak değişe- cektir. Çünkü robotlar bugün için uy- gulamaya yönelik pek çok meslek dal- larında, örneğin otomabil ve çelik en- düstrisinde kullanılmaktadır. Aynı şe- kilde, kimya endüstrisinde de sağlığa zararlı işler robotlar tarafından yürü- tülmektedir. Yakın bir gelecekte ro- botların katılım alanları daha da bü- yüyecek ve böylece okullar da bu ko- nuyla esaslı bir biçimde ilgilenmek zo- runda kalacaktır. Bu yazımızda öğretmenlere yönelik tek talebimiz, bilgisayara ilişkin '“ye- ni” teknoloji ile hesaplaşma isteğini duymalarıdır. Bu konuda öğretmen- ler katında bir ilgi mevcut olduğu tak- dirde, bilgisayar, kendi payına, öğren- cilerde de ilgi uyandırılmasına yardım- cı olabilir. Çünkü bilgisayarla çalış- mak insana zevk verir ve bu sayede her bir öğrencinin dikkati ve etkinliği gelişmiş olur. O 17