ŞÜKRAN GÜNGÖR, İNEBOLU: Dâvanız, bu mem- leketin bütün gerçek ehliyetlerine ait bir derddir. Keş- ke müracaatınıza tam muhatap ve lâyık bir de maddi salâhiyetimiz olsaydı... Şimdilik derdinizi takdir ve ica- bında bunu sütunlarımızda dâvalaştırmaktan başka eli- mizden ne gelebilir ? Eğer İstanbulda olsaydını£, belki şahşi nüfuzumuzla bazı teşebbüslerde bulunabilirdik. ORHAN ÖZKAYA ve KEMAL ÖZTÜRK, TRAB- ZON : Kapağımızdaki harita, Türkiyeyi bütün tafsilâtiy- doğru olmaz. Elverir ki vatan bütünü, bütün mevcudiyle ruhumuzdaki yekpareliğini muhafa etsin... Resmimiz de bu yekpareliğin bir remzi bilinsin... OSMAN NURİ TEZEL, İSTANBUL : İnanabilirsiniz ki biz, milli kökümüzü besleyen büyük mukaddesat ze- minini bütün kanunlariyle tanıyanlardanız. O resimde gördüğünüz hususiyetler, çıplak ayaklı olmamak şartiyle, kadının zarafet ve güzelliğini izharda müsamaha sınır- larımız içine girebilir. M. DENİZLİ: ( Siyah pelerinli adam ) piyesini ile- ride sütunlarımıza almayı düşüneceğiz. Yeni tip şiirler, gerçek ve üs'ün şekil dâvasını halletmedikçe, edebiyat tarihigg ancak bir bunalma ve muvazene kaybı başlığı altında geçebilir. M ıharrirlerimizin kısa hâl tercümelerini vesaireyi yakında göreceksiniz. Okuyucu şiirleri daire- sinden iç bünyemize atlamak pek kolaydır; kıymet ve san'at kanatlarını kullanarak... Okuyucu şiirlerini incele- yen Necip Fazılın muavinleridir. Bunlar, tereddüt ettik- leri noktaları daima kendisine sorarlar. Oldu mu efen- dim M. KARAKIZ, İSTANBUL — Teşebbüs ve dâvanız enfes... amma başarılması ne zor, bilseniz... Muvaffak ol- manızı dileriz. NECDET TUNCAY, MERSİN; Sevgili okuyucumuz! Aramızda bin kilometreden fazla mesafe, * (Büyük De- gu)da da ancak -bir kaç “satırlık gevap yeri varkğhr. size nasıl Tevfik Fikret'in *v&.kendi “rühumuzun sbğtünk. maktâlarını gösterebilelim?.... Keşke burada olsaydiniZida, i bir çok okuyucumuzla tatbikâ muvaffak olduğumuz gi- bi, karşı karşıye anlaşma fırsatlari kollasaydık. Kısaca cevabımız, Tevfik Fikret muhakemesiyle kadem top- lantısının, meseleyi kökünden halledecek kadar kövvetli olduğudur. Merke ri ; v MEHMET OKUL: Mektubunuzdan, (ev ve (muaşeret edebi) köşelerinin muharriri, büyük mik- yasta haz duyduğunu ve teşekkürler ettiğini iblâğa bizi memur etti. SADİ ERDEM, ANKARA: Suallerinizin derhal ce- vaplandırılması için alâkadarlar nezdinde tahkiklere gi- riştik. Neticeyi takdim edeceğiz. ZTÜRK V., TARSUS: Necip Fazıl'ın en yeni ve eski bütün şiirlerini toplayan şiir mecmuası pek yakın- da neşredilecektir. FATMA NEŞİDE, ANKARA: (Büyük Doğu) nun eski sayıları bizde varsa da onları satmıyoruz; her şey yeni (Büyük Doğu) dadır. (Ben ve Ötesi) ile (Ağaç) nüs- haları tükenmiştir. Her nüshada, en yeni ve ileri hikâ- yecilerden değişik hikâyeler neşretmeyi tercih ediyoruz. ençlere ait sayfayı biz de büyütmek isterdik; şim- dilik bulabildiğimiz imkân derecesini görüyorsununz. Şi- irlerinizden bir ikisi çıkacaktır. Daha iyilerini de bekleriz. . S. KILIÇ, ANTAKYA: Aradığınız eseri - oda belki - İstanbulda (HAŞET) kütüphanesinde bulabilirsi- DİZ. NURİ BÜLENT GÜLTEKİN, RIZA KASIRGA, İ. DE- LİDOLU, HALİM UĞURLU, KEMAL AKÇA, MUAM- MER GENÇHAN: Daha iyi, daha titiz, daha nadir, da- ha tatmin edici çalışmalarınızı bekliyoruz. 3uU VESİKA NEDİR, Türk hâkimleri yoluyla memlekete dağıtacağımız vesikalar arasında bir kırıntı, sadece bir tıynet levhası: BİLİYOR MUSUNUZ? çet ve kadın)...” ; , Czmal Hüsnü bir zamanlar Cenevre'de tahsildeyken ayni yerde, tahsilde bulunan Mah- mut Sabit isimli zengin bir arkadaşının kapısını çalıyor : Parasızdır, yersiz ve yurdsuz (Pansiyon ) sahibi kadını zor- Izyor, odasındaki sedire ayrı bir yatak serdiriyor, böylece leketine dönüyor. Zamanla pa- rası tükeniyor, memur oluyor, eyleniyor, çoluk çocuğu ile be- raber ayda 100lira gibi bir ücretle geçinmeğe çalışıyor. 16 ç gün t Mabmut Sabit — Bundan 10-15 sene evvel — İstanbul radyo- sunda muhasebecilik etmekte- dir. O sıralarda büyük bir sa- lâhiyet mevkiinde bulunan Ce- mal Hüsnü, bir gün, Radyoyu «Merhaba!» dan ibaret... Ve salâhiyet sahibi Cemal Hüsnü, sâlâyı vâlâ» ile dönüp gidiyor. - Bir müddet sonra Mahmut Sa- bit, Şirkete geldiği zaman,keri- disine vazifeden affedildiği bildirilmektedir. Bunu haber veren müdür mevkiindeki zat, hayretler içinde soruyor: — Kardeşim; emri verdiren Cemal Hüsnül.. Senin Cenev- re'den arkadaşın!.. Acaba ne var aranızda?.. i arında olan şey, yani sebep, sadece bir tıynet me- selesidir. Cemal Hüsnü, Mah- mut Sabit'e kollarını açacağı- na, gençlikteki başıboşlukların zamanla nasıl olgunluğa dön- düğünü göstereceğine, kade- rin birini düşüren ve öbürünü yükselten cilvelerini arkada- BÜYÜK Sahib ve U. Neş. Md: Necip Fazıl KISAKÜREKİ| Yazı ve teknik işleri müdürü ; Fethi KARDE! Ş D O ĞU İdare yeri : Acımusluk So. No. 15 Cağaloğlu Telefon : 21722 — Matbaa: İbrahim Horoz Yılık Abone : 12 lira — Altı aylık : 6 lira — Üç aylık : yok İLÂN KABUL ETMEZ şıyla diz dize konuşup Allahın imtihanları önünde kibirsizlik kânlariyle terfihe çalışacağı- Evet, bütün bunların yerine, sırf zaaf ve sefalet devrini bildiği, bazı hususi man Şeref