İmparatorlukta Baş ve Son SLA istikrar aratorluk o ie hayaldir ki, kuranlar hedeflerine ulaşamazlar ve kurduklarını sandık- ii ânda yıkılan eserleri altında ezilirler. HIRSIZIN TARİFİ Reşat Ekrem KOÇU Karaborsacı, istifci, vurguncu, bir ofisin kasasından altı bin liralık tahvilleri yok eden hokkabaz, Aksaray postahanesi müdürü, suyis- Hepsinin çerçevesi içinde “toplandığı «hırsız» ı tarif etmelidir. Ben hırsızı tarif eden iki büyük adam ta- nırım. Biri Köprülü Mehmet Paşa merhumdur : ir anarşi devrinde, yaşi sekseni bulmuş bir ihtiyar iken tam bir selahiyetle sad- doluda ondan fazla vezir birleşti. htan Köprülünün âzlini istediler. Köprülü sefere giderken Ankebut Ahmet Pa- şayı vekil bırakmıştı. Ahmet Paşa, Padişaha bir mektup göndererek Köprülünün azliyle Mührü İebidini ildiği takdird. Anadoluda baş kaldıran paşaları yola getire- Püğanil cezasını bana ele iyi olmuş Padişahım... Yoksa nahak yere kanına girer- diniz. Sadaret mevkii, he; ii hırsını cel- bedecek bir yüksek makamdır. Ahmet Paşa da insandır. Fakat o, devletinizin namuskâr kurmuş olan Alemdar Mustafa. Pana merhum» dur : Alemdar Mustafa Faşanın sekbanların- dan bir delikanlı, bir En'amı şerif çalarken nin, sirkati şeni fiillerden saydığını bilirdi : — Bu dalâzım, ahrette bana şefaat eder ! Dedi. y lâzımşi rahi bir dayanak; ize aya ; bütün içtimai Öüllâmei ölçülerimize istinat noktasi kuracâk birşey... Eksiğimiz, bu1.. Sadece bir tecrübe kalmak kaderiyle beli- ren her imparatorluk teşebbüsüne ergeç “gelip çatan bu akibet, bazen feci,. bazen de (trajikomik) olur. İmparatorluklar ol- muştur ki, devrilişleri, dünya ölçüsünde bir azap doğurmuştur. Misâ Ve aratorluklar dilndten ki,dev- rilişleri, (inisyal) hudutları içinde yaşayan çekirdekleri için belki mevzii bir azap doğurmuştur; fakatdünya ölçüsündeki tesirleri ufuklardan ufuklara yankılanan neş'eli kahkahalardır. Misâ (Faşist Roma arkin teşeb- üsü.. Bilhassa son yüz elli yıl içinde Av- rupada birer huzursuzluk kasırgası hâ- linde kendini gösteren tetellileriyle impa- ratorluk, insanlığı idare etmek sevdasına tutulanlara, daha vehmettikleri kuyruk- nlar, ya millet idare etmekteki büyük kabiliyetsizliklerinin, yahut hoyrat ve kof dik kafalılıklarının mukadder cezasını çek- mişlerdir. Bunların başında (Bonapart) ailesinin bir ve üç numaralı (Napolyon)- ları gelir, İkinci Vilhelm (fon Hohenzol- lern) den dolaşarak bugünkü Berline ini- lebilir. (Habsburg) lar ve (Romanof) lar id e ratorlukların yı ye çıkmak küstahlığını göstermiş olan bu genç ve betbaht (Musolini) ye daima gü- lünebilir; ve bütün bu kasırgalara rağ- men hâlâ bir çekse en de- vam ediyorsa, bunu cak batan impa- ratorluklara hanima Me ayret ve ceh- di ile geçirilen ve zamanın dalgalanışla- rına muvazi giden ez eseri ola- rak eşik edilmesi doğru olu anın seyri ile sima giden bu illerin bugünkü merhalesinde İngil- e bakmak, onun kalktığı noktad. PA kirdeğinin vadetmediği nasıl bir değişik liğe uğramış olduğunu göze vurur. Bu muhteşem tecrübenin ilham e büyük karar şudur m ya bir israr olacaktır ve mutlaka ei ei bir devamlı çeviklik olacaktır ki, uzviyeti sonsuz de- gişikliklere irili her istihalesini bir netice değil bir merhale sayacak ve bütün dâvası belkemiğini az çok koruya- bilmekten ibaret kalacaktır. İstihale bir siyasi (mamot) iken başlamışsa bunu bel- ki aynı büyüklükte fakat mutlaka başka görünüşte bir siyasi mahlük olarak biti. r. * .. Yukarıda Osmanlı İmparatorluğunu, yıkılmasından dünya ölçüsünde azap du- yulmuş bir imparatorluk nümunesi ola- tebimizin eski mezunu ve Draç'ın eski valisi olan bu zat, tarih profesörü rah- metli üstad Abdurrahman Şerefin şu söz- lerini bana nakletmişti : “Efendiler; hiç şek ve şüpheniz ol- “ masin,bu imparatorluk yıkılacaktır. Sad- 154 razam Keçecizade Fuat Paşa merhumun bu devlet için “Siz dışarıdan biz içeriden çalışıyoruz ; fakat bir türlü yıkamıyoruz» diyebildiği we de geçti. Osmanlı İmpa- ratorluğu yıkılacaktır. Bu bir tarihi seyir- dir ki önüne Beşi Fakat efendiler köpeğin iştihasını tahrik etmektedir ki, bunların kavgaları EE kısa süremez.,, Osmanlı RL mpa- ratorluğu gibi (mekanik) bir sarahatle istihaleler geçirebilmiş olsaydı, edebilir miydi ? Mademki bitmiştir, artık bunun münakaşası gülünçtür; fakat o ayakta duran ve batan imparatorluklar yanında erişilemez uzun ömürlülüğü ile bir hakikati göze vur! İmparatorluk ri aitideği kârı de- ğildir ve her devrede müzminleşmek isti- dadı ile musallat olan bir siyasi hastalık içindir ki, Sırplar cenup İslavları üzerinde im k kuramadılar. Bunun içindir ki birinci (Napolyon) beş on yıl, üçüncü- da, Vilhelm impartorluğu da pek k sürebildi. İmparatorluk şimdi yalnız İngilterede yaşamak istidadı gösterebiliyor. Pek ge- rilerdeki dedelerden torunlara miras kal- mış şatolar gibi... : .”. İçinde yaşadığımız devri, milletlerin kendi aralarında iç, ve birbirlerine karşı dış nizam örgüsü ba eN Sem nie yabil- mek için en sıhhatli ölçü şu Madde hesap ve Semtin mad- de plâtforması üzerinde müesses impara- torlukların ta köklerinden sarsıldığı bir eşik üzerindeyiz. Yeni hükümrani hakkı, imparatorluğunu ruh ve fikir pilânında kurmaya çalışacaktır. Gün bu Adesenin göziyle her hafta bir iş ve hedef; (Büyük Doğu) fotoğrafçısı diyor ki anlar e i 1 j