Nerede bizim şehrimiz?. Bir İngiliz, Alman, Amerikan, Fransız, Rus, Japon, İtalyan, hattâ bir İspanyol, Isviçre, Finlândiya, İsveç, Bulgar şehir tipi var; fakat bugün bir Türk şehri yokl.. gi Herhangi bir mimari ve şehircilik davasından uzak, sadece bir cemiyetin mekâna akse miş zaman ruhu üze- zinde kalarak soralım; evet, bütün keyfiyet ve kemmiyet ölçüleriyle, hemen her şahsiyetli nlÜİİN imei ve orta malı unsurları yepyeni ve ayrı ayrı düzenler altında seciyelendiren şehirleri var da niçin bizim bir şehir ti- pimiz yok?.. o Zira, içinden çıktığımız ve köklerine kibrit suyu dök- tüğümüz eski dünyaya karşılık, içine girdiğimiz ve kök- lerinden feyizlendiğimiz başka bir dünya yok da ondan; zira, bir asrı geçkin bir zamandanberi bizi ruh arsasında köleleştiren dış çizgileri #aklit zihniyeti, olmayışımızı, olamayışımızı, en fazla şehir pilânında ilân ve ifşa edi- yor da ondan © Ve pire zira, büyük şehir, dış çizgiler halinde kopya edilmesi mümkün bir hadise değil, mekâna sızan bir ru- hun, dış çizgiler halinde billârlaşmış nescidir. © Sadece şehrini m li bir ruha ve ruhunu koko), (kübik), (ürbanizm) ve ei gıda arıyor ve bunun ismine inkılâp © Bizim şahsiyetli bir dünya m varsa, mutlaka hususi bir şehir tipimiz; we şahsiyetli bir şehir tipimiz varsa, mutlaka husust bir dünya görüşümüz olmak icap müşahhas pilânların en sert, en katı cinsinden olan şehir pilânında arasaydık, belki en esaslı eksiklerimizin mizanına ererdik. Hendese ve nisbetin bütün şiirile, hendese ve nisbet sı- kıntısının bütün şiirini bir arada kucaklıyan ve Süleyma- niye kubbesine liyakat ilân vi o Türk şehri ki, Van kedileri gibi umumi bir soy benzerliği içinde başka başka çatıları, sokakları, meydanları ve her türlü müesseseleriyle, milyonluk celselerimizin, zaman içinde mekân ve me içinde zaman ölçüsünü heykelleştirecektir; bütün devlet ve millet kadromuzda bu tasayı çeken kaç kişi var??? e felnneeileri mütefekkirleri ve sanatkârlariyle, bu çile- an insanlara, belli başlı bir hayat ve çer ie içinde olmak imtiyazı verilemez!!! Cemiyet iklimimizin, en geniş nezaret ufkuna mâlik taraçası demek olan şehrimizi pilânlaştırmakla, ruhumuzu pilânlaştırmak arasında fark görmeksizin, şehrimizi, Türk pırıldatacak bir şehre olamamak yüzünden, tam bir şehrini, milyonluk Türk öelkelerinin toplantı mekânını asırdır, Batı Yaa a ve orta malı (barok), (ro- istiyoraz/1! BÜYÜK DOĞU 1001 Çerçevaden FİKİR ÖFKESİ Necip Fazıl KISAKÜREK İnsan başını si kafasından ayıran tek hassa... Ha tüfeği i olmiyan Mar, ha öfkesi olmıyan fikir! 4 Kollarımız, ei ri sinir cümlemizde bulursa, herhangi rımlaşır, kudrete kaynağı... Onsuz fikir, duv: KUKLA yan el bir guguklu saattir. Aydınlıklar içinde kararsızım; Sürü sürü insanlar içinde... me yeşil bahar içinde, çağıran, kiran döken, t arsızım. hasta der, geçeriz. Derin bir şarkı işitir gibiyim, Dilimde aa yi buruk tadı. Kırılmış, ne uşaümun kanadı, Kukla, yeter şi» çektiğim! Hari yerini bulan, müşterek Bazı kal ae öfke hoşuna ise miyo ai el Böylelerine ni lâzı li Kenan. HARUN” malı? Sea, bir dünya görüşü de, sinir cümlesini fikir öfkesinde ele geçirir. Fikir öfkesi, düşünüş tar semi asabi cihazı, manivelâsı, İcra müe iridir. Zihin onun esinde Tek kelimeyle fikir öfkesi, kıymet hükümlerimizin hamle ve irade arda veyi kalabalıkta veya tenhada, ikide bir ötmekten başka hikmeti olmı- t öfkesiz fikir ne kadar acıklı bir manzaraysa, fikirsi öfke a o çöle merhamete lâyık bir levha... bir görüş sistemine irca edemeden, rasgele bağıran Ine epinen dövünen bünyelere, haklı olarak ikulâde muvazene, öfkesiz fikirle fikirsiz Ml vi arasında . Zira onlar, görülmesi kolay olan öfkeyi görüyorlar da, görülmesi kolay olmıyan fikri görmüyorlar. Böyle- içilip.de tanesi bırakılan hoşaf misalini mi hatırlat. im GÜLÜŞ a sandıkta, evde veya dükkânda, Bir gülüşün var: Hiçbir yanağa değmemiş, dakt, Ruhi ei ye a Hadağten, este e sevinç kadar. Bir leylak tüveycinin gümüş Fezasında yanıp sönmi Şükürden örülme bir âna yağli Ve kalbimle, tam ortasından İkiye bölünmüş Bir gülüş ası bir takim ünde. nizaçlarin itidal, ruhta rüküdet taraflısı... Sabahattin Tahsin TEOMAN ra