““İADED MESELESİ" İlk (Paris) sefirlerinden 28 Çelebi'ye, devrin büyük bir prensesi sordu: — Sefir hazretleri! Türk- ler niçin 4 kadın alırlar? Çelebi, pırlantalarla süs- lü zarif parmaklarını pren- sese çevirerek cevap verdi: — Türk kadınları sizin kadar güzel olmadığı için, biz, keyfiyette kaybettiği- mizi kem iyetle telâfiye çalışırız! RÜTBE ord Bayrın), birigün devlet büyüklerinden birini ziyarete gitmişti. Tam oda kapısından geçeceği ânda ev sahibinin, kapıya kadar bir zatı teşyi ettiğini gör- dü. Teşyi edilen zat, şairi görünce, geçmesi için bir kenara çekilmek nezake- tini gösterdi. Bunun üze- rine ev sahibi: — Aman, (Dük) hazret- leri, dedi, rahatsız olmayı- nız! Bu zat bir şairdir!.. — Mademki rütbeleri- miz ve derecelerimiz belli oldu; o halde takaddüme hak kazandık!.. Dedi (Bayrın) ve kolla- rını sallıya sallıya içeriye girdi. İNSAN Eski Yunan... Atinada bir meydan... Müthiş bir kalabalık... Yüksek bir yerde bir takım insanları soyup, kendilerini ve elbi- mezada çıkarı- yorlar. Bunlar, Yunan - İran muharebelerinde elde edilen İranlı esirler... Göz kamaştırıcı elbiseleri he- men Satılıyor, fakat ken- dilerine talip çıkmıyor. O sırada (Diyojen), elin- deki değneğe yaslanıp şöy- le diyor: — İnsan ne acaip mah- lükl.. Ârızi meziyetler, üs- tünden sökülüp alınınca on para etmiyorl.. AY M. NEDİM ÖNCÜL, ANKARA — Kalem tecrübeleri- niz hakkında tam bir fikir sahibi olabilmek için bize daha başka örnekler göndermenizi rica ederiz. Alâkanıza teşek- kürler... ADİL AYTACI, ANKARA — Alâkanıza teşekkürler ederiz. Hadisler, merhum Mehmet Arif beyin (Binbir Hadis) isimli meşhur eserinden iktibas edilmektedir. Bunları sade ve hakiki Türkçeye çeviren ve yüksek" mânalarını aslâ bozmadan üslüplaştıran, mecmuamızdır. Hadislerin nev'ini göstermeyi lüzumlu bulmuyoruz. Hürmetler... MUSTAFA GÜNER, ANKARA — Alâka ve temenni- lerinize candan teşekküğler eder, bağlılıklarımızı bildiririz. MEHMET BAKIR, İSTANBUL — Muhatabınız, bahs- ettiğiniz şiiri tetkike hazırdır. Selâm ve sevgi. AHMET NURİ, TEPEBAŞI — Yazılarınız bize gerçek bir alâka verdi; onlarda, mesele ve ıstırap dolu bir ruhu okuduk. Fakat onlardan faydalanabilmek için sizdenşdaha üstün olgunluklar bekliyoruz. Teşekkür ve selâm... 7772 IU 7773 > DOĞUŞ Mevsimin yükü üzerindedir, Dalları dolduracak kadar. Toprağa dökülmüş iklimlerde, Renk renk, ışıl ışıl meyvalar. Başımı koyduğum ihtiyar ağaç, Üstümüzü örten yalancı perde, Sahile uğramıyan güneş, Doğmıyan fecir, yanmıyan ateş... Kuşlar durdu bu diyarda Ve Kıbleye döndü şehir, Meyva yüklü dallarda... Ve bir merhale açan nehir... Şükran KURDAKUL KANIM DEĞİŞMEK İSTİYORUM Açacaksın gene, Eter'koklatın bana! ai ül gibi Ve bayılınca, Ahengini Açın kafatasımı, Açacaksın gene, Şafaklardan kısıl Renginle! Açacaksın gene, Bu dey sönmez Nasıl büyük, Bir adam olacağımı !.. Necdet ALPAYKAN Ölküsünde, Açacaksın gene, Ruhumuzda yanarak Tuna türküsünde!.. DAÜSSILA Açacaksın gene, Zafer kapılarını Kırarak; Kirli bir gök altında gezeceksin, Ellerin cebinde, dağlarda, Çaresiz, denizi düşüneceksin, iken deli Ak yelkenli gemiler miz Kalplerimizd de ze > Günlerin birer birer, Karışırken rüzgâra... Mehmet Şükrü AYBAŞ Ahmet KÖKSAL he si AŞ 14 2 3 4 6 6 Vw ay sw Soldan sağa : 1 — Bir vilâyetimiz 2 — | Lahim, bir saz 3 — Tersi bir hayvan, birinci, we renk 4 — Bir nevi kumaş, dünyaya ait 6 — Rusyada bir şehir, bit nevi içki 7 — Çoğun aksi, büyük, bir uz- vumuz 8 — Nota, bir har- fin okunuşu 9 — Mayi mahrukat. Yukarıdan aşağıya: 1 —Bir istasyonumuz 2 — Sicim, nişane 3 — Bir soru edatı, bizi doğurtan, nota 4 — Çevik, (modern) ve büyük sergi 6 — Yu- mak, Hindlilerin ilâhı, 7 — İsim, çoban, yama il — Hulâsa, nota 9 — Hur ressam âleti (İki yi a eri İç ve dış dairelerle, mun- tazam murabbalar bakın ne halde görünüyor?..