/ my arki vip Dış Muhasebe ŞARK CEPHESİ r ordularının ters istika- mete yalin arbi.. İTALYA Büyük Balkan hareketinin ma- nevra safhası... BALKANLAR Hi Moskovadaki görüşmeler bitsin'de bakalım ne olacak ? —B8mDe.. PANORAMA YUGOSLAVYANIN DÜNÜ VE BUGÜNÜ Üçüncü cephe goktanberi mev- or. , Aralarında —l yüzünden lm kalmaktadır. İlk de- fa o konuşuyor; haa pilâniı adaşları”onu hara- ediyorlar. Ruh Ve kafada birlik temsil eden bu gu- rupun' ilk içtima: üzerine daha üç ay Li meden müstevlilere karşı il e da indi- ii iyor. e m 000 köylü, mevzii bir ankle mi ve İtalyan garnizonüna yı yardımcı kuvvet yetişmeden düşeli töpz m yekün imha edilmiştir, Bu yardım- kuvvetler gelmeden evvel köy- lüler (lider) leriyle beraber dağ- bir m antık Meşe hazırla: ahdut malzeme ile telsiz tesisleri hile vücuda getirilmişti Bu il arbenin ( arkasından Mihverir elindeki tecrit edilmiş kasabalara, dalgalar halinde hü- cumlar başliyor, Mühimmat depo- ları atılıyor, Se garnizonları baskınla imha ediliyor, demiryolu döşeli köprüler dinamitle havaya uçuruluyor, istratecya ehemmiyeti olan Belgrad - Niş demiryolunda çetelerin baskınile ilk defa olarak bir idarenin şuurlu ai, münakale katediliyor, intihar (SMEDEROV) . şeh- rindeki mühimmat deposunu ateş- lemeleri sayesinde Alman garni- zonu topyekün telef oluyor; aynı zamanda Zagrep telefon santralını tahrip edip yüzlerce Alman ve İtalyanı öldüren Hırvat vatanper- verleri (o (Pavloviç) in baş şehri Zagrep varoşlarında kendilerini bekleyen çetelere iltihak ediyor- lar. ekiplerinin Bu darbeler hakikatte merkezi fiilleridir. hadiseler (Draja Mihailoviç)in (Nazi)ler ve onun uşaklarına karşı açtığı mücadelenin ilk safhalarını gösterir. Aynı sene Birincikânun ayının dördüncü sgünü (Mihailoviç), bü- tün dünyaya askeri bir tebliğle Yugoslav topraklarında muhare- benin yeniden başladığını ilân edebilecek bir duruma geçiyor. Bir sene sonra, 1942 Sonkânun ayının 13 ünde genç kıral ve Yu- goslav hükümeti Londrada sefaret binasında bir radyo ahizesi önünde deki vazifeyi ölünceye yahut vata- nımı düşman müstevlilerden temiz- a kadar şerefle çarpışa- cağıma söz veriyorum!» O anda (Mihailoviç) sade gi namına değil, yaşayan ün goslavlar ve vatanlarının he iranda feda olan her Yugoslav (Moreva) vadisinden, belki Bosna tepelerinden, yahut çarpışan Yu- ye herhangi bir yerinden yükselmekteydi. ie > hiç bir eni nizamı tesis edeme- mişlerdir. Bilâkis nizamsızlığı do- gurmuşlardır. Birinci dünya har- binde © muharipler ölüm dirim kavgasında iken birbirlerine karşı yapılan aşırı mezalim ve gösterilen vahşiyane şiddet, bu milletin kal- binde Almanyaya ve Alınanlara karşı öyle derin bir nefret uyan- dırmıştır ki, harpden sonra her Yugoslav bir Almanın elini sık- makdansa bir cüzzamlı ile kucak- laşmayı tercih edecek ruh hale- tinde idi. Almanlar, Bulgarlar, Macarlar ve Pavlosiğli (Ustaşi) sürüleri tarafında rehinelere karşı yapılan ve yapılmakta olan mua” meleler medeniyet ve devletler arası andlaşmalar için yüz kızar” bir lekedir. Binlerce erkek, kadın, çocuk, sebepsiz öldürül- müştür. İnsanları öldürmekte vahşi hayvanlardan daha bu. adamlar marazi addar olan zekâlariyle ıstırap ve İşkence vasıtalarını bu!- akta (Borjiya) ları bile gölgede bırakmışlardır. , (Ruzvelt) hitabelerinden birinde öyle diyordu: « Nazizmanın çiz- sl altında bulunan memleket- rde yüzlerce masum rehinenin misilleme olarak öldürülmesi adeti ıstırap ve tahakküm altında inli- yenlerin dünyasını ayaklandırmak- tadır, Medeni insanlar eski zaman- lardanberi başkalarının fiillerinden dolayı bir diğerinin ceza görme- mesi pirensibini benimsemişlerdir.» (Draja Mihailoviç) (Nazi)lere ve onun uşaklarına karşı Yugoslav istiklâl mücadelesine ( atılmadan idi. Dağılmış olan Yugoslav ordu- sunun mühim bir kısmını 4İ sene- sinde kısa bir zamanda toplamaya muvaffak oldu; aynı senenin mayıs ayına kadar (Valiova) mıntakasını, (Rudnik), cenubi (Casak) ve (Uzi- ce)ye kadar bütün bu havalide hakimiyetini tesis etti. Ozamanlar umumi karargâhını (RavnaGora) da kurmuşdu. o Münakale ' hatlarını sistemli bir şekilde tahrip etti- ginden Almanların Yunanistan ve Yugoslavyadan şark o cephesine asker liz a mani olmakla Rusların en n zamanlarında onlara faal olarak yardımı dokun- muş oluyordu Ayni sene içinde (Mihailoviç) i Sırbistanda anladıklarından aralarında motorlu birlikler bulunan yardımcı vetler celbettiler, (Mihailoviç) Al- manların, henüz karşı karşıya mücadele edilemiyecek kadar kuv- vetlendiklerini anlayınca kuvvet- lerini garbi Bosna mıntıkasına karargâhlarını kurmuş olan gönüllüler ise (Miha- iloviç)i takip etmeyi reddederek müstakilen Almanlarla çarpışmaya başladılar. 41 senesinin Ağustosun- da bu gönüllülerin, Almanların yah- şiyane intikamları neticesi, büyük bir kısmı imha olundu. Geriye kalanlar (Montenegro)ya iltica et- itiler ve bu tarihden itibaren müs- takil birlikler halinde Sırp top- 44 raklarında ve (Banat) mıntakasında örünmediler, Mihailoviç ve onun etrafında toplananların yegâne mefküreleri Yugoslav milli birliğini yi vatanlarını düşman müstevliler- de illi hare- ketin istinat ettiği hukuki piren- sipler demokrasya pirensipleridir. Gayesi ise haklı bir milliyetçilik ve istiklâl br Sırp toprak- kişmı (Backa), ale en ve mt- “nen Gümüs kuvvetletine tabi- dir. Buralarda sakin olan halk umumi imdi üçte ikisini teşkil eder. Adetleri on milyon etrafın- bin katolik (Sloven)i de ilâve et- meklâzımdır. Dört milyon nüfusu olan Hırvatistanda da (Mihailoviç) kuvvetlerine tarafdar ol bir zümre vardır. Halkın altmışını teşkil eden (Maçek) ta- raftarları (Paveliç) haydutlarından nefret ettiklerinden, vakti gelince (Mihailoviç) kuvvetlerine yardım etmeye hazırdırlar. (Maçek) bir Avrupa (Gandi) sidir. Hırvatista- elde etmeyi kabul etmişti. Fakat bı manlara karşı ancak (Mihailoviç)in metodlariyle karşı gelinebileceğini anlamış bulunuyor. Bugün Yugosla O sm ki ER ne bir (Pa e de muay yyen bir istiklâli gayesini temsil ediyorlar. Bunlar ce tin muhtelif yer- lerinden rek toplanmışlardır. Hattâ iş leri (Tito)nun aslının ne olduğu bilinmiyor. Belki Sırp, belki Hırvat, belki de Rus... Bu gönüllülerin adedi elli bin etra- fındadır. Bu elli bin kişinin pirensip ve gayeleri vazıh değildir. Uğrunda çarpıştıkları pirensipler hiç bir zaman Yugoslav vi hakiki Ne temsil etm. Belki b ahdut zümrenin Yu ugoslavyayı, kendi pirensiplerini tatbik letmek için hâkimiyetleri altına almak iddiaları vardır. Fakat milletin hakiki iradesini temsil eden ve on altı o milyonun omüzaheretine dayanan (Mihailoviç) kuvvetlerinin maddi ve manevi kudreti yanında âciz kalmaları tabiidir. 41 sene- sindenheri istiklâlleri hürriyetleri, kıralları için harbeden Yugoslavlar, harp sonunda müttefikler dün- yasının şerefli bir azası olarak hür devletler arasında tabii mev- kilerini alacaklardır, Rıza ÇANDIR A