YURTTA OLUP BİTENLER CHP'nin iki cephesi: Profesörler ve halk adamları Parola: Kafada bilgi, ayakta çarık! dök" diyordu. Binlerce Ömer Avcı, o gün, Eceviti ve arkadaşlarını sa- atlerce dinlediler. Bu olaylar, geçtiğimiz Pazar gü- nü cereyan etti. Kamburlarından kurtulan CHP'nin genç Ye leri haftanın başından itibaren, bir yan. dan Genel Başkan İsmet İnönünün öğütlerine uyarak derlenip - topar- lanırken, bir yandan da gerçekten halkçı, halktan yana bir politikanın ne olup ne olmadığım halka anlat- mak üzere harekete geçtiler. Altn- 8 dağ ve Polatlıda yapılan toplantıla- ra partili e partisiz, genellikle yok- sul halkın gösterdiği ilgi ve genç kadrodan esirgemediği sevgi göste- rileri ÇEP'çisini de, AP'lisini de, TİP'lisini de büyük bir hayal kırık- lığına uğrattı. "Bizden sonra tufan" hesabı içinde CHP'den ayrılanlar", Partinin, aradan bir hafta bile geç- meden derlenip toparlandığını hay- retle farkettiler. Bekledikleri olma- mış, tufan kopmamıştı. İki "artçı" *Kayseri senatörü Sami Turan ve AKİS Erzurum milletvekili oOAdnan Şen- yurt- dışında hiç kimsenin kılı kı- pırdamamıştı. Aynı romantizm ve yanlış hesap içinde, Teşkilâttan bek- ledikleri yüzü de bulamamışlardı. Hiç ummadıkları yerlerden CHP Genel Merkezine "kral öldü, yaşa- sın halk” şeklinde telgraflar geli- yordu. (Kendilerine de telgraflar geliyordu ama, bu telgraflarda ne bağlılık, ne de başarı dileği vardı. CHP'liler, ÇEP'çilere, "kır atın ter- kesinde iyi yolculuklar" diliyorlar- dı. Mutlu katılmalar ütün bunlar olurken CHP, Genel Başkanından en geç elemanları- na kadar yoğun bir. faaliyet içindey- di. Genel Merkez yöneticilerinden bazılarının Teşkilâtla temasta bu- lunmak üze?e Anadoluya yayıldıkla- rı günlerde, Genel Başkan İnönü de Cuma günü Senato, Cumartesi günü ise Millet Meclisi Gruplarıyla birer toplantı yaparak, bundan sonra iz lenecek yol hakkında talimat verdi. İnönünün, bu toplantılarda millet- vekili ve senatörlerden ilk istediği şey, "derhal toparlanmak" ve "çok yoğun bir çalışmaya girmek" oldu. İnönü yine, Cumartesi günü, Parti Genel Merkezinde on ingiliz gaze- tecisini kabul etti ve onların çeşit- li sorularını cevaplandırdı. İngiliz gazeteciler bu toplantıdan, CHP i- çindeki son olayların Partiyi hiç yıpratmadığı ve o yıpratamıyacağı, ayrıca, halkın samimi desteğini ka- zandığı inancıyla ayrıldılar. Yine o Cumartesi günü cereyan eden bir başka olay, tufan-bekle- yenlerle tufanın başladığını sanan çevreleri kötü kötü düşünmek 7o- runda bıraktı. O gün, Ankara Üni- versitesinden 100, İstanbul Üniver- sitesinden de 50 devrimci genç, CHP'ye kayıtlarını yaptırdılar. Aynı hafta içinde Partiye kaydolan öğ- rencilerin o sayısı bu katılmalarla 538'e yükseldi. e Gençlerin Partiye girişleri münasebetiyle Genel Mer- kezde, bir toplantı yapıldı ve bura- da konuşan Genel Sekreter Bülent Ecevit, "— Biz halkın ezilmesine, halkın köleliğine karşıyız. Biz halktan yana bir devlet düzenini savunuyoruz" demek suretiyle Ortanın Solu poli- tikasının ne olduğunu açık ve ke- sin şekilde ortaya koydu. . Aynı gün, Ges-İş Sendikası Ge- nel Başkanı Osman Soğukpınar ile beş sendikacı arkadaşının Partiye 13 Mayıs 1967