5 Festivaller Cannes, "Ulysses" ve sonrası Çine Festivali iki halta önce Ro- Hossein'in yarışma dışı gös- ei "Rasputin'i ben öldürdüm" filminin galasıyla (başladığı vakit, festival (o yöneticilerinin de, vereceği üzerinde toplanıyordu. Fes- tival yöneticilerinin festival üzerine dikkatleri toplamak yönünden, ba- sın mensuplarının da ilgi çekici ko- nu bulmak bakımından daima dört göçle bekledikleri skandalın patlak vermesi (ogecikmedi: başladığı ilk gün, "Herkese kendi payı" ile Ferenç Kusanın “10.000 güneş"i sakin bir hava içinde gösterildikten sonra (Bk. AKİS, Sayı: 672), ikinci gün, amerikalı yönetmen Joseph Strick'- in İngiltere adına festivale katılan "Ulysses" adlı filmiyle beklenen skandal başgösterdi. Aslında, "Ulysses"le birlikte bir skandal çıkması kadar tabii bir şey olamazdı. Çünkü James Joyce'un XX. yüzyılın en büyük ve en önem- li romanlarından biri olarak bilinen bu eseri, 1922'de kitap halinde ya- yımlandığından beri çevresinde dai- ma gürültülere yol açmış, İngiltere ile Birleşik Amerikada uzun yıllar yasaklanmıştı. Bir Dublin'imin bir günlük yaşayışını en ince, çoğu va- kit de en çarpıcı ayrıntılarına ka- 13 Mayıs 1967 İN EM A “Ulysses" den bir sahne Cannes'da skandallar zinciri dar anlatan bu romandan alınan film, 29 Nisan günü yarışmadan ön- asın mensuplarına ve seçkin davetlilere gösterildiği vakit, tıpkı roman ilk yayımlandığı zamanki gi- bi seyircilerin ikiye ayrıldığı gö- rüldü. Seyircilerin bir kısmı filmi yuhalar, ıslıklarken, bir kısmı da alkışlamaktaydı. Aynı gürültüler ve alkışlar, filmin aynı gece yarışma sırasında gösteriliğinde de tekrar- landı. Seyircilerden bir kısmı "Ye- ter bu çirkinlik, bu korkunç filmi durdurun!" diye bağırırken, bir kısım seyirci de filmin lehinde gös- teri yapıyordu. ilk 85 dakikası sa- kin bir haya içinde seyredilen fil- min seyircileri birdenbire ayaklan- ıran sahnesi, filmin iki baş kahra- manını bir genelevde gösteren sah- neydi. Ancak bu sahnenin açıklığı, görüntülerden çok, kahramanların aklından geçenleri veren konuşma- lardaydı. Bu bile, özellikle gazeteci- leri ikiye ayırmaktan geri kalmadı. Filmi tutan ingiliz ve amerikan ga- zetecilerine göre, kabahat, filmin konuşmalarını veren fransızca alt- yazılardaydı. Bunlar Joyce'un â- henkli, akıcı ingilizcesi yerine çok kaba küfürleri veriyor Dur bakalım ne olacak.. kandalın ikinci perdesi de zaten ertesi sabah filmin halka göste- rilişi şırasında bu altyazılar yüzün- den başladı. Bir gün önceki tepkiler üzerine festival komitesi, bu sahne- deki bazı altyazıları sansür ederek sildirmişti. Filmini sabahleyin halk- la beraber seyreden yönetmen Jo- seph Strick bunu görür görmez a- yağa fırlayıp, bu defa kendisi, "Dur- urun bu filmi" -diye bağırmağa başlamıştı. Bunu, Strick'in festival düzenleme ( komitesine gönderdiği bir "ültimatom izledi. Strick, filmi- nin sansür edilmeksizin halka yeni- den gösterilmesini, aynca kendi- sinden resmen özür dilenmesini is- tiyor, aksi takdirde filmini O festi- valden çekeceğini bildiriyordu Festival başkanı Robert Favre Le Bret, bu iki isteğin de yerine ge- tirilmiyeceğini söyleyerek (o Strick için "Reklâm olsun diye hadise çı- karmaya çalışıyor" odemesine rağ- men yine de festival komitesini top- lıyarak "durum müzakeresi" yan- mayı ihmal etmedi. "Ulysses" skandalının üçüncü ve -şimdilik- son perdesi de bu top- lantıyla başladı. Festival komitesi tam incelemekte olduğu sırada Strick'ten gelen bir telgraf, filmin festivalden çekildiğini belirtiyordu. Festival yönetim kurulu ise buna karşı, oStrick'in filmi (festivalden çekmeğe yetkisi olmadığını ileri sür- dü. "Ulysses"in ingiliz heyeti tara- fından festivale resmen sunulduğu- nu belirten kurul, filmi geri almak yetkisinin de yine aynı heyete ait olduğunu söyledi. İngiliz heyeti ise, bütün bu o- laylar karşısında şimdiye kadar his sesini çıkarmamıştır. Böylelikle "Ülysses"in durumu şimdilik ka- rarsızdır. 33