DÜNYADA OLUP BİTENLER 20 GEÇEN HAFTA DÜNYADA BATILILAR — Eski Federal Almanya şansölyesi Dr. Conrad Ade- nauer'in hayata gözlerini kapaması üzerine önceki haftanın ortaların- da yapılan cenaze töreni, bütün batılı devletlerin yöneticilerini Bonn'- da biraraya getirdi. Törene Birleşik Amerika adına Başkan Johnson, Fransa adına de General De Gaulle katıldılar. Avusturya, Belçika, Da- nimarka, Hollanda, İngiltere, İran, İrlanda, İtalya, İsveç, Lüksem- burg, Norveç ve Türkiyeyi de Başbakanları temsil etti. Bu kadar çok yöneticinin biraraya gelmesi, kolaylıkla bekleneceği gibi, batılılar ara- sında en yüksek kademelerde bazı görüşmeler yapılması için çok el- verişli bir fırsat yarattı. Fakat Batı bloku içindeki görüş ayrılıkları şu sırada o kadar çok ve o kadar derindir ki, yapılan bu yeni görüş- meler de Batının o eski birlik havasını yeniden yaratmaktan çok uzak kalmıştır. Bu arada General De Gaulle, Başkan Johnson'la pek kısa bir konuşma yapmış ve bu konuşma sırasında Birleşik Amerika ile Fransa arasındaki anlaşmazlıkların hiçbirini ele almaya yanaşmamış- tır. Bu konuşmadan sızan tek sonuç, amerikan sözcülerine göre, Ge- neralin önümüzdeki aylarda Kanadaya yapacağı ziyaretten sonra bel- ki Birleşik Amerikaya da uğrayabileceği'konusunda verdiği üstü ka- palı bir söz olmuştur. Başkan Johnson'la Federal Almanya Başbakanı Kiesinger arasında yapılan görüşmelerden de, elle tutulur bir sonuç alınamadığı görülmektedir. Almanlar, Başkan Johnson'un Sovyetler Birliğiyle yapmaya hazırlandığı çekirdekli silâhların yayılmasını ön- leme anlaşması konusunda verdiği bilgiyi büyük bir dikkatle dinle- mişler, fakat Başkana bu konuda kendilerini bağlayacak hiçbir söz vermemişlerdir. Aynı biçimde, Almanyadaki amerikan birliklerinin azaltılması konusunda da Bonn yöneticileri fazla konuşkan görünme- melerdir. Londradan gelen haberlerden anlaşıldığına göre, törenden iyimser olarak ayrılan tek insan İngiliz Başbakanı Harold Wilson'dur. KOMÜNİSTLER — Bir yandan batılılar Bonn'da Dr. Adenauer'- in cenaze töreni çevresinde birbirleriyle ayni dili konuşmaya çalışır- larken, öteyandan Çekoslovakyanın Karlovi Vari yazlığında Batı ve Doğu Avrupanın komünist partileri liderleri de kendi aralarında or- tak bir dil arıyorlardı. Bilindiği gibi, sovyet liderleri bir süredir ko- münist blokun sorunlarını tartışabilecekleri, bu arada Çin Halk Cum- huriyetini blok dışına çıkaracakları bir konferans toplamak istiyorlar, fakat Romanya, Arnavutluk ve bazı asyalı ülkelerin komünist parti- terinin buna yanaşmamaları karşısında, bu isteklerini bir türlü gerçek- leştiremiyorlardı. Bunun üzerine, Fransız Komünist Partisi, görünü- şü kurtarmak için bir ortalama yol önermiş ve yalnızca avrupalı ko- münist partilerin biraraya gelerek toplanmalarını istemiştir. Ancak, sovyet yöneticilerinin bir cankurtaran simidi gibi sarıldıktan bu öne- ri de fazla bir başarı kazanmış değildir, Sovyetler Birliği karşısında tam bir Pekinci politika izleyen Arnavutluğun yanısıra, böyle DİT top- lantının "bütün komünist partilerini tek elden yönetmek çabası "ndan başka birşey olamayacağını söyleyen Yugoslavya ile onun bu görüşü- ne yürekten katılan Romanya da, Karlovi Vari toplantısına gelmeyi reddetmişlerdir. Üstelik, toplantıya gelen komünist partilerin büyük bir kısım da Çin Halk Cumhuriyetini kınamaya yanaşmamıışlardır. Bunun üzerinedir ki, toplantı sonunda yayınlanan ortak bildiride bu konuda tek söz edilmemekte, yalnızca Avrupa sorunlarına değinilip NATO'ya ateş püskürülmektedir. ' BUNLAR DA OLDU AKİS nı şiddetle yeren bir bildiri yayın- lamışlardır. İngilteredeki Ortak Pa- zar muhaliflerinin şi Ekonomik Topluluğuna girişin in- giliz tarım ürünleri fiyatlarını çok yükselteceği ve Ortak Pazar İçin- de dışa karşı tek bir gümrük poli- tikası uygulamak zorunda kalaca- ğından İngilterenin İngiliz Devlet- ler Topluluğuyla yaptığı ticaretin' sekteye uğrayacağıydı. Gerçi şimdi ingiliz Devletler Topluluğu içindeki Afrika ülkelerinin büyük bir kısmı da yüzlerini Ortak Pazara doğru çe- virmeye (başlamışlardır. o Örneğin Nijerya, bu Pazara ortak üye olmuş- tur; Tanzanya, Kenya ve Uganda da ortak üye olmak için Brüksele başvurmuşlardır. Fakat Ortak Pa- zara katılmanın İngilteredeki tarım maddelerinin fiyatlarını yükseltece- ği hâlâ üzerinde önemle durulması gereken bir gerçektir. Öte yandan, İşçi Partisi içindeki âsilerin en bü- yük kaygısı, Ortak Pazara girişin İngilterede gerçek bir sosyalist dü- zenin kurulmasını önlemesidir. İ- şin doğrusunu söylemek gerekirse, bu kaygı pek de yersiz değildir. Çünkü Roma Andlaşmasıyla geri” len kurumlar, Özellikle Ortak Pazar Komisyonunun ve onun başkam ö- zel teşebbüsçü Dr. Hallstein'm dav- ranışları hiç de sosyalist ekonomi yönünde değildir. AFA TUHAFİYE da mevsimin en ucuz satışı, yeni açılan AFA Tuhafi- yede yapılmaktadır. Avrupa ipliğinden imal edilen, ütü is- temeyen Diyolen kolsuz göm- lek 42, Diyolen kollu gömlek 45lira. AFA TUHAFİYE Yenişehir, İzmir Cad. No. 25 (Anadolu Klübü karşısında) (AKİS: 182) 13 Mayıs 1967