HAFTANIN İÇİNDEN Bir Değişikliğin Anatomisi Moskovadan dünyaya, geçen hafta "heyecanlı haberler" in yayıldığı sırada Rusyada bir rejim değişikliği, ya- hut sisteme karşı bir darbe teşebbüsü bekleyenler olmuş mudur, bilinmez. Eğer böyleleri çıkmışsa. oObunlar çok saf kimselerdir. Hatta Kızıl Ordunun, kudreti Komünist Partinin elinden aldığı veya alacağı tarzındaki ümitler de birer ham hayâlden ibarettir. Kızıl Ordunun Sovyet- ler Birliğinde esaslı bir siyaset unsuru olduğu muhak- kaktır. Ama bir batı demokrasisinde de Ordu aynı hu. susiyeti taşımaktadır. Nasıl bir batı demokrasisinde yet- kili sorumlular Ordunun temayülünü hesaplayarak hare- ket etmek zorunluğundaysalar komünist sistem içinde de Orduyu hiç dikkat nazarına almamak, düşünülebilecek bir davranış değildir. Bu komünizmi faşizmden ve nazizmden ayı- ran belli başlı farklardan biridir Harpten önce dahi, tabii harp sırasında Almanyada ve İtalyada rejimin bir dar- beyle değiştirilebilmesi ihtimali hiç bir zaman imkân- sız hal almamıştır. Almanyada Hindenburg, Ordu na- zizmle yekvücut olmamışlardır. İtalyada Kral daima bir ayrı unsur olarak görülmüştür. Nazizm ve faşizm birer memleketin iktidarda bulunan idare tarzı olmaktan Me- "heyecanlı haberler" rejim içinde bir kudret değişikliğinden başka şey hatır- latmamıştır. Nitekim olan da budur Komünist Rusyayı basit bir " tek şahıs diktatoryası" saymanın da imkânı yoktur. Proletarya Diktatörlüğü lafı, Leninin iktidarı aldığı günden bu yana geçen yılların sonunda belki mânasını kaybetmiştir. Ama Sovyetler Bir liğindeki diktatoryanın bir "kolejial (o diktaıtorya", bir "heyet diktartoryası" olduğu son hadiselerle de ortaya çıkmıştır. Bugün dünyada pek çok diktatör vardır Fakat bunların her hangi birini devirebilmek için bir takım kuvvetleri seferber etmek ve vuruşmak, yahut vuruşmayı göze almak lâzımdır. Faruk böyle devrilmiştir, Nuri Sait böyle devrilmiştir Ree böyle devrilmiştir. Menderes böy- le devrilmiştir. Kasım, Diem, Peron hep böyle devril- miştir. Ancak Rusyadadır ki Malenkoflar, Bulganinler re şimdi Krutçef bir heyetin kapalı kapılar arkasında al- dığı kararlar neticesi devrilmektedir. Buna "devrilmek" değil, "değişmek" demek daha doğrudur ve demokratik tarzla hiç ilgisi bulunmayan o sistemde - tâbir caizse - "demokratik değişme" budur. Rusyada ihtilâl sadece "Saray Darbesi"dir ve Kremllinin hâkimi Kremiinde ka- rarlaştırılmaktadır. Moskovadan gelen heyecanlı (o haberler üzerinde bu gerçekler göz talinde tutularak düşünülecek olursa de- gişikliğin mânası daha kolay anlaşılır, oBir demokratik memlekette Başbakan nasıl, oParlâmentonun güvenini kaybedince, yani güvensizlik oyu alınca düşerse Rusyada da Krutçef, memlekete asıl hâkim olan parti heyeti ken- disini artık tutmayınca devrilmiştir. Parti heyetinin ken- disini tutmaması sebepleri, esas itibariyle bir parlâmen- tonun bir Başbakanı tutmaması sebeplerinin eşidir. Bu, Başbakanın politikasının beğenilmemesidir AKİS, 23 EKİM 1964 Metin TOKER Krutçefin düşmesine sebep olarak gösterilmek iste- nilen şahsi, hususi ve hissi unsurların her birinde bir doğ- ruluk payı bulunabilir. Rusyada Krutçeften daha mahir bir muhterisin çıkmış olması da mümkündür. Ama, eğer Kremlinin Hâkiminin politikası beğenilmemiş olmasay- dı bütün bu sebepler kudretin Krutçefin elinden böyle- sine kolaylıkla alınmasına yetmezdi. Rusyadaki değişik- liği, öteki unsurların hepsinin üstünde "bir politikanın ademi tasvibi" mânasına almak lâzımdır. Her memleketin olduğu gibi Rusyanın politikası iki cephelidir. Bir iç politika vardır, bir dış politika. Ko- münist bir sistemde gerçek sebepler her zaman açıklan- madığı ve daha ziyade dış görünüşler ön plâna çıkarılıp onlar tartışıldığı için Krutçefin beğenilmeyen politika- sının iç politika mı, dış politika mı, yoksa hem iç, hem dış politika mı olduğu henüz bilinmemektedir. Bilinen, Krutçefin içte de dışta, da güçlüklerle karşıkarşıya bu- lunduğudur. o Rusyadaki değişiklikte ("aslan payı" iç politikaya ait bile olsa, sebeplere Krutçefin dış güçlük- leri mutlaka tesir etmiştir. Rus olmayan kimseleri asıl ilgilendiren nokta budur. Bunun dünyadaki denge, do- layısıyla dünya barışı noktasından önemi hayatidir. ugün komünist âlemin meselesi rus-çin anlaşmaz- lığıdır. Bu anlaşmazlık komünist âlemli ikiye bölme teh- likesini doğurmaktadır. Çinin huysuzluğunu harp iste- mesine, barış içinde, beraber yaşama prensibine inanma- masına, komünizmin esaslarına Krutçef ten fazla bağlı bulunmasına atfetmek işi biraz fazla basite irca etmek. tir. Eğer Çinin silâhları sadece bunlar olsaydı oOMao Ce-tung yanında başka hiçbir komünist parti bulamazdı. Çinin çıkışı, komünist âlemdeki rus hegemonyasma kar- şı bir çıkıştır. Bir çok memleketteki komünist partinin çin-rus anlaşmazlığında Moskovaya karşı vaziyet alması, bu memleketlerdeki idarecilerin "dünya ile münasebetle- rini Moskova kanalından tanzim etme mecburiyeti"nlar. tık kabul etmemeleri sonucudur. Krutçef. komünist alem- de rus hegemonyasını, Stallinin kullandığı metodlardan başka metotlarla devam ettirme siyasetinin şampiyonu olmuştur. Ama Krutçefin yolu arzulanan neticenin tam tersini vermiş, âsi Cin yola gelmediği gibi komünizmin âsi çocukları çoğalmıştır. Komünist âlemdeki karşılıklı bağların hiç bir zaman bu kadar gevremediği bir gerdek- tir. Bu isyan hareketleri nereye kadar gidecektir? Rus- yaya, asıl hâkim olan ekibin bunu düşünmüş olması lâ- Macar ihtilâliyle belli Krutçefin tutumunun bir çözülmeye, bir dağılmaya kadar gitmesi ihtimali Moskovada çok kimimin gözünü korkutmuştur. Fakat şimdi Moskovanın Pekine karsı tutumunun da hemen ve spektaküler tarzda delmesini beklememek lazımdır. Böyle bir davranış komünist alemin liderliğini derhal ve otomatik tarzda Rusyadan alır. Çine verir. Bu bakımdan Kremlinin yeni hakimlerinin makul bir ölçü bulmaları lazımdır ve bunu bulmak kolay değildir. Moskovadaki değişiklik hakkındaki en doğru teşhis galiba bunun "komünist alemin bir iç işi" olduğunu söy- lemektir.