ise, incir çekirdeğini doldurmaz nite- likte filmlerdi. Sazlı-sözlü, cılk renkli ve savaşı unutturucu filmler... Milestone, bu türün de dışında ka- lamadı. Birinci Dünya Savaşı üzerine çevirdiği "Batı Cephesinde Yeni Bir- şey Yok"un başarısı üzerinden hayli yıl geçmişti ama, film henüz unutul- mamıştı. Yapımcılar, oO("The Purple Heart - Kızıl Kalp"i buna güvenerek Milestone'a yaptırttılar. Yalnız, işin bir yanını unutmuşlar veya katmamışlardı : (o Milestone savaştan yana değil, savaşa karşı bir rejisör- dü. Nitekim, konusunu İkinci Dünya Savaşında Amerika ile Japonya arasın daki savaştan alan bir hikâyeyi işle- yen "The Purple Heart - Kızıl Kalp" son derece duygulu, fakat kahraman yaratmaktan da dikkatle kaçınan, çokluk savaşın karşısında yer almış bir davranışı sürdüren bir filmdi. Mi- lestone'un birinci sendelemesi, garip bir rastlantıyla, birinci çıkışının ya- zarı Remargue ile oldu. Remargue'ın romanları arasında günün iki ünlü yıldızı Charles Boyer ve İngrdd Bergman'a rağmen, isteni- leni vermekten uzak bir film oldu Mi. lostone, sendelemeye başlamıştı. Yi- ne bir savaş filmi olan "Helis of Mon tezuma - Montezuma Cehennemi" ile "The Red Pony - Al Midilli" ve "Les Mis$raibles - Sefiller", Milestone'u ye- rinde duraklatan filmlerdi. e İçlerinde tek kurtarıcı nitelik taşıyanı Gregory Peck'in başrolünde oOoynadığı o "The Pork Chop Hill Mücadele Tepesi "ydi. Milestone, "Batı Cephesinde Yeni Bir- şey Yok"u hatırlatan bir güçte. Ko- redeki savaşı anlatıyordu Yine ger- çekçiydi, yine savaşın boşluğunu, yı- kıcılığını o - Hollywood o sinemasının tanıdığı imkânlar içinde -.anlatıyor- du. ve "Soyguncular" Yeni sinema ile kesin olarak bir ili- şiği kalmamış olan eski ustanın yeni filmi "Ocean's Eleven - Soygun cular” düz fakat sağlam gerilimli bir Charles Ledererin ortak ürünüdür ve soygun olayına.biraz da acılı bir mi- zah havasında bakmaktadır. Başrollerinde b Sinatra. Dean Martin, Sammy Davis Jr., Peter Law. ford, Angie Dickonson, Richard Con- te ve Akim Tamiroffun ooynadıkları "Ocean's Eleven - Soyguncular", eski ve yorgun ustanın düz anlatımlı, eski günlerini aratan, herşeye karşılık yi- ne de kendisini temize çıkartan filmi olmuştur. AKİS, 23 EKİM 1964 Konuya göre, İkinci Dünya Sava- şında birlikte savaşan oniki eski ko- mando arkadaşları, savaş sonrasında, ki durumlarını düzeltebilmek amacıy la çok iyi plânladıkları bir soygunu gerçekleştirme alanına koyarlar. Çe- tenin beyni Akim Tamirofftur, Plânı hazırlar ve onbir adamını soyguna sa- lar. Kişiler, çeşitli katlardan seçil- mişlerdir. Biri eski bir sabıkalı elek- trikçi (Richard Conte), biri teksaslı bir sığır çobanı, biri bir burjuva deli- kanlısı (Peter Lawford), biri küçük bir şarkıcı (Dean Martin) ve biri da çöpçüdür (Sammy Davis Jr.). Geriye kalanları ise işsiz-güçsüz ve tedirgin takımındandır Yeni bir düzen kurma konusunda hepsini bir araya toplayan soygun, başarıyla sonuçlanır. Elektrik ler kesilir ve Amerikanın eğlence, ku- mar beldesi Las Vegas'ın beş ünlü ga- zinosu, akıl almaz bir kolaylık ve ça- buklukla soyulur. Bundan sonrası iş- ler yine kolaydır ,yine başarıya erişe- cektir. Ama çelenin en gözde elemanı elektrikçi, beklenmedik bir anda kalp sektesinden, ölüverir. Eski askerler, elektrikçinin hissesine düşeni karısı- na göndermek, yâni parayı Las Vegas dışına çıkarmak için dâhiyane bir plân kurarlar: Para, ölen elektrikçi- nin tabutu içine yerleştirilir. Ölenin karısı, tabutun içinden çıkan paray- la, ölüğü doğum yeri olan New York'a gönderecektir. Plân budur! Fakat işler bundan sonrasında bir- den karışır. Elektrikçinin karısı, ölü- yü göndermekten vazgeçer ve eski mu- haripler birliğinin duruma elkoyması sonucu, Ölü, geleneksel bir askeri tö- renle yakılır ve bu arada paralar da yanıp kül olur. SİNEMA "Çılgın İhtiras" "Deter Glenvilie, Lewis oMilestone'a karşılık, daha yeni kuşaktan bir si- nemacıdır. Tiyatrodan gelmiştir ve in- giliz sinemasında henüz büyük bir kı- pırdamış göstermemiştir, fakat filmog rafyası buna hazırlıklı olduğunu or- taya koymuştur. Başrollerinde Laurenoe Olivier, Si- mone Signorat ve Sarah Miles'ın oy- nadıkları "Terms of Trail - Çılgın İhtiras", gerçekte çok kötü ve her an melodrama kayabilecek (o bir konuyu ele alıp işlemektedir. e Hikâye, belirli üçgenin, iki kadınla bir erkekten ku- rulu saçayağının çelişmelerini konu edinmektedir. Yaşlı erkek dramının Oo temsilcisi Laurenoe Olivier, bir özel okulda öğ- retmendir. o Glenville'in yanılgısı, iki tür hikâyeyi birbirine oparalel yürüt- me arzusundadır. Öğretmen Olivier, öğrencisi Sarah Miles'a bir yakınlık duyar ama, bu yakınlık, giderek yanlış yorumlanacak tır. Yeni ergenlik çağını sürdürmek, te olan küçük Miles, hem çevresiyle, hem geleneklerle ve hem de Olivier ile çatışır. Olivier, düzenli hayatı içinde ergenliğin verdiği ateşle yaşlı öğret- menine tutulur. Olaylar da küçük kı- za yardımcı çıkar. Dinlenme tatilin- de gezmeye gidilen Pariste, (Miles, büyük bir ruhi. patlamaya uğrar, aş. kini öğretmenine açıklar. Yaşlı öğretmen, iki arada bir de- rede kalmıştır. Evlidir, çevrenin bas- kısını duymaktadır, yasağa karşı di- renme gücünü kendinde görememekte- dir, Miles, bir gece. bütün utanmazlığı üzerinde, Olivier'nin oteldeki odasına gider ve kendini teslim etmeye geldi- ğini açıklar, Olivier, küçük kızı anla- yışla karşılar ve bunun imkânsızlığını anlatır. Ani patlama ve ardısıra gelen yıkılma, küçük öğrencide beklenmedik bir tepki yaratır ve dönüşte, skandal Hikâyenin buraya kadar olanında olağanüstü * hiç bir yan yoktur ve Glenville'in başarılı sinema dilini, ver yer. Olivier'nin aşın oyunu engelle- mektedir. Daha sonraki bölümler ise. seyirci için şaşırtıcı değildir. . Küçük Miles, gerilimin tam orta yerinde pişmanlık duyacak. Oliver'nin suçsuzluğunu çev- reye kabul ettirecek ve hersey yine tatlıya bağlanacaktır. 33