Çinle anlaşma masasının başına otur- mak zorunda kalacaktır. Aksi halde, Hindistan gibi, Çinden korkan veya ondan örnek alan diğer ülkeler de ken di atom bombalarına sahip olmak is- teyeceklerdir ki, o zaman dünyanın başına gelecek var demektir. ingiltere Biten saltanat İngiliz seçmenleri, geçen haftanın or- tasında seçim sandıkları başına git tikleri zaman, bu sandıklardan nasıl bir sonuç çıkacağını, Allah bilir oya, bilmiyorlardı. Kimine göre, talih ku- şu, Douglas-Home'un oMuhafazakâr- larına gülecekti; kimine göre de Ha- rold Wilson'ın İşçilerine... Hattâ Lond ranın en gözde kumar evlerindeki ku- marbazlar bile - İngilterede, o herşey gibi e için de bahse girilir - ki- a yatırmak gerektiğini adam- akılı, Şaşırmışlardı. Gerçekten, seçim sona erip (Ode sandıklar açıldığı zaman ortaya çıkan sonuç, şaşkın kumarbazlara büyük öl- çüde hak vermiştir. Sandıklardan çı- kan oylar, Muhafazakârların uzun yıl- lar süren saltanatına son vermekle beraber, İşçilere de öyle güvenilir bir çoğunluk sağlamamıştır. Avam (oKa- marasındaki 630 milletvekilliğinin 317 sini İşçiler, 304 'ünü Muhafazakârlar, 9'unu da Liberaller o kazanmışlardır. Görüldüğü gibi, İşçilerin çoğunluğu an cak dört oydan ibarettir. Bununla be- raber, kazandığı zaferin dört oyluk ol- ması İşçi lider Harold Wilson'ı hiç ra- hatsız etmemiştir. Bazı çevrelerde do- laşan yeni seçim söylentilerini bir ta- rafa iterek, Downing Street 10 numa- radaki başbakanlık koltuğuna yerleş- miş ve kabinesini kurarak çalışmaya başlamıştır. Yirminci yüzyılda İngilterenin ba şına geçen en genç Başbakan ooolan Wilson, ilk iş olarak ekonomik mese- lelere el atmış bulunmaktadır. diği gibi, İngilterenin dış ödeme den- gesi uzun bir süredir açıktır ve fiyat- lar hergün biraz daha yükselmekte- dir. Yeni Başbakan bu durumu düzelt mek için, diğer tedbirlerin yanısıra, ücretlerin dondurulması, tüketimin kı- sıtması ve ithalâtın azaltılması (o gibi hiç de popüler olmayan bazı kararlar almak zorundadır. Bu popüler olma- yan kararlan büyük işçi (kütlelerine kabul ettimek için de, O İngilteredeki kudretli Taşıt İşçileri Sendikası Baş- kanı Frank Cousins'i kabinesine o al- mayı unutmamıştır. AKİS, 23 EKİM 1964 Harold Wilson Al takke ver külah İşçi Partisini bekleyen işler Wilson'ın o karşısındaki diğer bir eko nomik karar da, ingiliz çelik en- düstrisini devletleştirmek için o verdi- ği seçim sözüdür. Yeni Başbakan, bu sözü yerine' getirmeye karartı ogörün- mektedir. Fakat kiraları düşürmek için şehirlerde büyük istimlâk (hareketine girişip, sosyal meskenler yapmak yo- DÜNYADA OLUP BİTENLER lunda verdiği söz, hiç değilse şimdilik, bütçeye yükleyeceği büyük yük o bakı- mından, bir tarafa bırakılmıştır. Wil- son, bunun yerine, kiralan belli bir seviyede dondurmayı ve gayrimenkul alım satamını bir geçim yolu olmaktan çıkarmayı düşünmektedir. İşçi Partisinin izleyeceği 'dış poli- tikaya gelince; İşçilerin Muhafazakâr- lardan ayrıldıktan en önemli iki nok ta, ingiliz atom silâhlan ve ingiliz devletler topluluğuyla münasebetler konusu olacaktır. Başkan wilson, ida reyi eline alır almaz İngilterenin Bir- leşik Amerikaya karşı politikasını de- giştirmeyeceğini, iki ülke arasında ya km işbirliğinin devam edeceğini açık. lamıştır. Fakat Wilson, İngilterenin kendi başına bir atom kuvveti olma- sını lüzumsuz görmektedir. . İşçilere göre, İngiltere Amerikanın atom kud reti üzerinde söz sahibi olursa, artık ayrıca kendine has bir atom kuvveti kurmak zorunda değildir. Ancak, İngil tere Amerikanın atom kudreti üzerin, de nasıl söz sahibi olacaktır? Bütün mesele buradadır! Bu mesele, hiç şüp- hesiz, yeni İngiliz Dışişleri (o Bakanı Partriok Gordon Walker'in önümüzde- ki haftalar içinde Dean Rusk'la, Wil- son'ın da yakın bir süre içinde Baş- kan Johnson'la yapacağı (o görüşmele- rin can alıcı noktasını teşkil edecek- tir.