ğı bu kredi, Türkiye Sınai Kalkınma Bankasının mal- zeme ithalini gerektiren projelerinin finansmanında kul- lanılacaktır. Banka yöneticileri ayrıca, iki yıllık döviz ihtiyacını karşılamak üzere, 20 milyon dolarlık bir kredi anlaşması için Avrupa mali çevreleri ile müzakere halindedirler. Belediyecilik — Mahalli seçimlerden sonra işbaşına gelen belediyelerin renkleri belli olmağa başlamıştır. Se- çildiği beldeye hizmet etmek amacında olanlarla, siyasi heveslerini, tatmin edip, maaşlarını yükselterek günleri- ni gün etmek isteyenler artık ayrılabilmektedir. Bu ikin- ci tip belediyeciler, gazetelerde yer alan eğlenceli haber- lere bakılırsa -maalesef-, çoğunluğu teşkil etmektedir- ler. Ancak bu arada kendi imkân ve şartları içinde ka- rınca kaderince bir şeyler yapmağa uğraşanların unu- tulması da pek iyi olmamaktadır. Haftanın başlarında Salı günü, Hatayın Erzin buca- ğında yapılan küçük bir tören, genellikle gözden uzak kalan olumlu belediyecilik çalışmalarından birinin sonu- cudur. Bu bucakta, | milyon 829 bin liraya mal olan elektrik santralı açılmış ve Erzin elektriğe kavuşmuştur. Valinin ve çeşitli davetlilerin hazır bulunduğu açılış tö- reninde Erzinin sempatik Belediye Başkanı Kadir Ka- rakurum heyecanını ortaya koyan tipik bir konuşma yapmış ve santralin nasıl tamamlandığını izah etmiştir. Dünyadan Akisler Ritm meselesi -- İngilterenin önemli meselelerinden biri daha, geçen haftanın içinde halledilmiş bulunmak- tadır: Londradaki büyük otellerde yatakların altına bi- rer lâzımlık konulması hususu! Bu yolda bir karar alın- ması için eski devlet bakanlarından Sir George Mc Robert uzun bir süreden beri hem de çok ciddi ve mü- essir metodlarla!..- çalışmaktaydı. Nihayet geçen hafta başarıya ulaşan Sir George Mc Robert, lâzımlığın faydalan hakkında, "Uykularında ge- zenler için de faydalıdır. - Uykunun ritmini bozmadan kullanılır" şeklinde ilginç bir açıklama yapmıştır. Şimdi bu işten memnun İngiliz vatandaşları için merak konu- su olan husus, Sir Robert'in uyku ritmi ile lâzımlık ara- sındaki ilişkileri ne şekilde bir çalışma ile tesbit ettiği- dir. Su garip dünya! — Bütün dünyadaki monokini ya- pıcı ve satıcılarında bir telâştır başladı: Bir amerikalı doktorun yayınladığı ilmi bir rapordan sonra artık hiç- bir kadının monokini satın almaya kalkışmıyacağını sa- narak ne yapacaklarını düşünüyorlar. Bu doktorun söy- lediğine bakılırsa, kadınların göğüsleriyle akılları bir- birleriyle ters orantılıymış. Yâni, bir kadının göğsü ne kadar büyükse aklı o kadar küçük, göğsü nekadar küçük- se aklı o kadar büyükmüş. Monokinicilere göre. bu açık- lama kendi işlerine büyük bir sekte vuracakmış. Çünkü artık hiçbir kadın, göğüslerini göstererek akıl yeterli- ğini -veya yetersizliğini, ortaya koymak istemiyecekmiş. Bununla beraber, cinsilâtifin psikolojisini (o iyi bilen bazı uzmanlar, kadınların, akıllarının azlığını göstermek pahasına da olsa, eğer gösterilecek türdense, göğüslerini açmaktan kaçınmıyacaklarını ileri sürmektedirler. AKİS/5