HAFTANIN İÇİNDEN Vaziyetimizi Kıbrıs işi, Rusyanın açık vaziyet takınmasıyla nihayet bir berraklığa kavuşmuştur. Kremlin tarafından lanan tebliğ ve bizzat Krutcef yoldaşın bir hasbıhaldeki sözleri, komünist blokun Kıbrıstan ve onun idarecisi Ma- kariostan ne beklediğini Batıya, mutlaka anlatmış olma- lıdır. Rus müdahalesinin, anlaşma yoluyla davaya bir çö- züm şekli bulunması ümidinin arttığı, Atinada ve Lef- koşede daha, gerçekçi görüşlerin belirdiği sırada yapılmış olması her halde batı başkentlerinde gözden kaçmayacak- tır. Rusya, Kıbrısla ilgili olarak bir teminat vermiştir. Bu teminat şudur : "Kıbrıs dış istilâya uğrarsa Sovyetler Bir- liği kenarda durmayacaktır". Buna, Tas» Ajansı tarafın- dan yapılan açıklamada şu nokta eklenmiştir: "Lefkoşa- nın talebine cevap olarak Sovyet Hükümeti, Kıbrıs Cum- huriyetinin toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını koru- maya yardımcı olacağın» ve bu konuda derhal müzakere- lerde başlamaya hazır olduğunu beyan eder". Ancak bil- diri şöyle başlamaktadır: "Sovyetler Birliği. Kıbrıs me- selesinin türk ve rum cemaatlerinin menfaatlerini ve Kıbrısın bağımsızlık ve hükümranlığım teminat altında tu- tacak barışçı bir hâl çaresi bulunması için gayret sarf et- meye devam edecektir" Aklını tamamile kaçırmış görünen Makariosa Allahın lutfüymuş zehabını veren ve kendisini aşırılığın son hu- dutlarına iten bu görüşlerin, temelde türk görüşüyle faz- la bir farkı bulunmadığının bilinmesi lâzımdır. Tıpkı Rus- a gibi Türkiye de "Kıbrıs meselesine türk ve rum ce- maatlerinin menfaatlerini ve Kibrisin bağımsızlık ve hü- kümranlığını teminat altında tutacak barışçı bir hal ça- resi bulunması için" gayret sarfetmiğiir ve gayret sarfet- mektedir. Ruslar bildirili erinde "eğer olaylar aksi istika- mette gelişirse" Sovyetler | Birliğinin kenarda durmayaca- ğım belirtmişlerdir. Olaylar aksi istikamette (geliştiği içindir ki Türkiye kenarda durmamış ve kendisine mil- letlerarası andlaşmalarla verilmiş müdahale hakkını kul- lanmıştır Rusya böyle bir müdahale hakkına sahip olma- dığını bilmektedir. Bu konuda derhal müzakerelere ağ lama teklifini Lefkoşaya yapması bundan dolayıdır. Kure müdahaleye hakkı bulunmayan Sovyetler Bili “eğer olaylar aksi istikamette gelişirse" kenarda durmaz da, bu hakka sahip olan Türkiye mi "olaylar aksi istika- mette geliştiğinde" kenarda durur? Krutçef gibi tecrübeli ve dirayetini ispat etmiş bir devlet adamının bu noktayı gözden uzak tuttuğu elbette ki düşünülemez Hiç kimse, Krutcef dahil, Makariosun Adada takip iri politikanın * 'türk ve rum cemaatlerinin menfaatle- risin bağımsızlık ve hükümranlığı"nı teminat alına alacak bir statünün sağlanması hedefini güttüğü iddiasını oraya atamaz. Makarios türk cemaatinin men- faatlerini hiçe sayarak Kıbrısın bağımsızlık ve hükümran lığnı kaldıracak tek taraflı Enosisin peşindedir ve bu ne oşada ne Atinada inkâr olunmaktadır Bizim iki taraflı Enosis üzerindeki ısrarımız, tek taraflı Enosiw karşı tutumumuzdur Yoksa iki cemaatin menfaatlerini teminat altına alacak, yani federatif temayülde bağımsız Bilelim Metin TOKER ve hükümran, hatta tıpkı İsviçre gibi bloklar arasında ta- rafsız bir Kıbrısı Türkiye ir zamam reddetmemiştir. Hatta aksine, daima arzulanıştır. akımdan, eğer samimi ise Rusya, "aksi istika- samimiyetine inanmak, aklı başında bir kimse için müm- kün değildir. Ne istiyor Rusya? İki ihtimal var. Birincisi, Akdeni- zin doğusunda, NATO'nun kendisine en yakın kanadında Küba gibi bir ada istiyor. Bir ada ki komünist sempati- zanı olsun, gözleri Moskovaya çevrik bulunsun, Fidel tipi bir başka sakallının idaresinde bölgedeki sübyersiyon ha- reketlerini beslesin. sular Kremlin için pek tatlı bir ar- zu olduğunda şüphe . Ama Krutcef, şimdiye kadar bütün dünya ili davranışıyla bu tip hayâller peşinde koşmayacak kadar gerçekçi olduğunu ispat etmiş- tir. Böyle bir yol tutacak Makarios Adada bir günde dev- rilir, bertaraf olunur, tam aksi yönde idare kurulur. İkin- ci ihtimal, zamanı ve dozu mükemmel tâyin edilmiş çı- kışlarla Doğu Akdenizde karışıklığın, huzursuzluğun, müt- tefikler arasında düşmanlık hislerinin devamının sağlan- maşıdır. Rusya en ziyade bu hedefin peşinde görünmek- tedir ve kozlarım iyi kullandığından şüphe yoktur. Ama Kremlinin başarısı, büyük nisbette, Beyaz Saray- daki kararsızlığın, lame tereddüdün neticesidir. Kıbrıs konusunda erraklık, ancak Rusyanın attığı adım karşısında gerekli adımın Batı tarafından atılma- sıyla temin edilir. Rusyaya - Rusyanın bunu bildiğinde şüphe yoktur, ama asıl Makariosa - açıktan bildirilmeli- dir ki Türkiye, Kıbrıs konusunda milletlerarası andlaş- malarla sahip olduğu hakları kullandığından dolayı Sov- yetler Binliğinin bir tecavüzüne maruz kalırsa NATO me- kanizması derhal kesip atma bildir. Türkiyenin, müttefiklerinden beklediği budur. Türkiye vaziyetini söylemektedir : Adadaki türk ce- maatin yok edilmesi teşebbüsüne seyirci ie Makariosun iktisadi ablukasını mutlaka kıracağız ve bu- nun için hangi yolun, hangi vasıtanın taliamlli gere- kiyorsa onu kullanacağız. Buna, bütün Kıbrısın Türkiye tarafından abluka altına alınması dahildir. XX. Asrın ortasında yüzbin insanın, istemediği bir idareyi kabul et- mesi için açlığa mahküm edilmesini seyretmek hiç bir medeni millete yakışır hareket değildir. Türk milleti bu- nu yapmayacaktır Bundan defayı amerikan milleti bizim yanımızda yer almayacaksa, alnısın Biz amerikan mil- letini her tehlikede yanımızda görmek lüksüne zaten alı- şık değiliz. Bundan dolayı rus milleti karşımıza geçecekse, geçisin Bu da tarihimizde başımıza ilk defa gelmeyecektir. "Türkiye, "Noel Facialan"ndan bu yana her şeyi. pe- şinen ve açık acık söylüyor. Makarios ve rumları kendi- leri yüzünden Üçüncü Dünya Harbinin çıkabileceği, bunu çıkarabilecek kadar yaman olduktan zehabından elbirli- ğiyle alıkonulmadıklan takdirde yeryüzünün böyle bir harbi istemeyen bütün barışçı milletleri ücbuçuk adamın elinde huzursuz kalmakta devam edeceklerdir AKİS/7